Aldatma ilişkiyi iyiye götürebilir

Aldatılmak, herhalde bir ilişki içinde olan herkesin zaman zaman aklından geçirdiği ve ürperdiği bir düşünce. Ünlü yazar Arthur Miller’ın “Hayatta akıllara yer eden tek gerçek aldatılmaktır” sözü durumu yeterince açıklıyor olsa gerek... Korku gerçeği geciktirmiyor, pek çoğumuz aldatılıyoruz... Ve pek çoğumuzun tepkisi aldatılma yaşanan bir ilişkiye yaşananların devamında hayat hakkı tanımamak yönünde oluyor. Peki doğru mu yapıyoruz? Uzmanlara göre ‘Hayır!’. İlişkinizin başına gelmiş olan bu en kötü şeyin en iyi şeylerden birine dönüştürülebileceğini savunuyor onlar. “Tabii herkes bunu başaramaz, gerçekten isteyen, olayla başa çıkmada doğru seçimleri yapabilenler dışında tabii” diyorlar...

Başarmanın yolları nedir derseniz, onları da 7 maddede toplamışlar:
Şok ve inanamama devresi: Yaşadığınız şok sizi hasta etmeye yetecek türden oluyor genellikle. Çarpıntı, göğüste daralma, midede düğümlenme, baş ağrıları böyle bir durumda yaşayacağımız fiziksel semptomlardan sadece bazıları. Çoğunlukla yaşanan şokun zirve dönemi ise 48 saat.

Bu devrede sık yapılan hatalar: Düşünmeden hareket edip hemen sonuca 4 ulaşmayı beklemek. Mesela partnerinizi kapı dışarı atmak ya da olayın gerçek boyutlarını bile anlamaya fırsat olmadan bağışlama yolunu seçmek.

Tavsiye: Açık fikirli olmak çok önemli ilişkinizi kurtarmada. Biliyorum, “Böyle bir durumda nasıl açık fikirli olunur? Hem aldatıyor hem de beni sevdiğini söylüyor.” diyeceksiniz. Haksız değilsiniz ama insan ruhu karmaşık bir şey ve gerçekler bizim kendi penceremizden bakarak değerlendirdiğimiz gibi olmayabiliyor.

Soru yağmuru devresi: Şok devresi geçtikten sonra soru sorma başlıyor. Partnerinizin diğer kişiyle yaşadıklarını film gibi izlemek ve her şeyi bilmek istiyorsunuz. Eğer bu devreye saplanıp kalırsanız, ilişkinizi bu çıkmazdan kurtaracak altın anahtarı kaybedersiniz.

Bu devrede sık yapılan hatalar: Partnerinizi henüz tutmaya hazır olmadığı sözler vermeye zorlamanız. Üçüncü kişiyle hiç konuşmaması gibi. Kabul etmemiz gereken bir diğer durum karşı tarafta başlayan ilişkinin de sona erebilmesi için komünikasyonun gerekli olduğu. Aksi halde partneriniz hiç niyetli olmadığı halde yine dürüstlükten uzaklaşabilir.

Tavsiye: Genel ve açık tutun sorularınızı. Partnerinizi duymak istediğiniz cevapları vermeye zorlamayın. Ona “Son 6 aydır mı devam ediyor bu ilişki?” diye sormak yerine ne zaman başladığını sorun.

Karar devresi: Bu safhada tek bir soru var sormanız gereken: Kalıyor muyum gidiyor muyum? Eğer partneriniz size karar vermede öncelik şansı vermediyse, sormanız gereken soru ise: Onun kararını kabul ediyor muyum, yoksa ilişkiyi kurtarmak için savaşacak mıyım?

Bu devrede sık yapılan hatalar: Partnerinize siz karar vermeden önce karar verme şansını tanımak. Böyle bir hata sizi tamamen güçsüz duruma düşürecektir. Tek başına ilişkiyi kurtarma kararını alırsanız, belirli bir riski de beraberinde almış olacaksınız.

Tavsiye: Bir aldatma olayının yaşanması asıl ilişkide iletişimin bozulmuş olduğunu gösteriyor. Bu evrede iletişim şeklinizi gözden geçirip olumlu değişiklikler yapmanız gerekiyor. Eğer iletişimi düzeltmek mümkün değilse zaten ilişkiyi devam ettirmeye uğraşmak boşa kürek çekmekten başka bir şey olmayacaktır.

Sakinlik ve umut devresi: Bu devrede umut sağlam temeller üzerinde durmalı yani gerçek sevgi ve pişmanlık göstergesi. Boş laflarla hatayı halının altına süpürmek değil. Bu devredeki umut hala pamuk ipliğine bağlı.

Bu devrede sık yapılan hatalar: Partnerinizin üçüncü kişiyle yaşadığı ilişkinin gerçek değer ve önemini abartmanız. Bu tip ilişkilerin genellikle kolaylıkla patlayacak bir balon kabarcığı içinde oluştuğunu unutmayın! Çoğunlukla ilk ilişkilerin kazandığını da. Özellikle bir evlilik ve çocuk varsa!

Tavsiye: İlişkinizi kurtarmaya karar verdiğinize göre mutlaka partnerinize tekrar güvenebilmeyi istiyorsunuz. Ama nasıl? İşte bu devrede partnerinizin, tekrar güven kazanabilmeniz için yardımcı olmaya başlaması gerekiyor. Mesela günde belirli zamanlarda size telefon etmesi veya sizin ona her an ulaşabileceğiniz bir telefonun olması.

Normale dönüş devresi: Yaşanan bütün acılardan sonra her şeyin normale dönmüş gibi göründüğü bu devrede hala ilişkinin daha ileriye nasıl gideceği bilinmiyor. Zaman zaman gizli ilişkiyi keşfetmeden önce olduğu gibi hissetmeniz çok normal. Ancak mutlaka zaman zaman olumsuz duygular ve düşünceler tekrar yüzeye çıkacak. Üçüncü kişinin tekrar devrede olduğunu bile düşünmeye başlayabilirsiniz.

Bu devrede sık yapılan hatalar: Partnerinize karşı suçlayıcı olmaya başlamanız. “Sen zaten şöylesin” şeklinde. Ve bu aldatma olayının detaylarının sizin için sabit fikir haline gelmesi. Partneriniz haklı olarak, “Sen bunu unutamadığın sürece nasıl ilerleyebiliriz?” derken, siz de “Her şeyi öğrenmeden nasıl rahat edebilirim ki?” diyeceksiniz.

Tavsiye: İstekleriniz arttıkça partneriniz daha çok defansa geçecek. Endişelerinizi geçmişe yoğunlaştırmak yerine ilişkinizin bundan sonraki gelişimine odaklayın.

Çaresizlik devresi: Her ilişkide çözülmeyen ve dibe gömülen sorunlar var. Aldatmanın getirdiği travmadan sonra ilişkiyi düzeltme çabalarında dibe gömülen sorunların pek çoğu yüzeye çıkacaktır.

Bu devrede sık yapılan hatalar: Halledilmesi gereken sorunların ağırlığı altında ezilip “Biz bu işin içinden çıkamayız” diyerek bir çuval inciri berbat etmeniz.

Tavsiye: Masaya koyulup tartışılan sorunlar, önceki korkutucu etkilerini yitiriyor, hatta çözülüyor. Karşınızdakini dikkatle dinleyin. “Ya söyledikleri doğruysa diyebilmek”, işin sırrı. Güçlü öğrenme devresi: İyileşme sürecinin son evresindesiniz ve partnerinize çok uzun zamandır hissetmediğiniz kadar yakın hissediyorsunuz. Ama hala “Ya tekrar olursa?” endişesi var.

Bu devrede sık yapılan hatalar: İyileşmenin uzun zaman aldığını unutmak ve çabucak her şeyin eskisi gibi olmasını beklemek. Oysa olayın üzerinden en az bir sene geçmesi gerekiyor.

Tavsiye: Gerçek anlamda affedebilmek! Bu, karşınızdakine bir bağış değil, kendinize de bir hediye olacaktır. Sizi geçmişin öfkesinden ve mutsuzluğundan kurtaracak bir hediye. Ancak böyle ona karşı tekrar güven duyacaksınız, ilişkiniz eskisi gibi, hatta daha iyi olacak...