Giriş
Şimdiye kadar kullanılmakta olan standart otizm testi 2 ila 4 saat arasında sürerken, Emory Üniversitesi tarafından geliştirilen yeni bir test sadece 5 dakika içinde küçük çocukların risk grubunda olup olmadığını anlayabiliyor.
Anna baba olacakların günümüzde yaşadığı en büyük kabuslardan biri otizm. Son 15 yıldır hayatımızda ciddi oranda artarak varlık gösteren bu hastalığın teşhisi çok kolay ama tedavisi imkansız... Erken teşhisle belirli bir düzeyde iyileşme olmasa bile çocuğun daha ileri bir düzeye çekilmesini sağlayan tedavi yöntemleri üzerinde çalışılıyor. Tedaviden önce teşhis konusu da anne babalar için son derece karışık bir alan. Öyle vakalar var ki; çocuğunda 12 bir sorun olduğunu gören anne baba durumdan emin olamıyor. Zaman zaman uzman kişiler bile bu teşhisleri koymakta güçlük çekebiliyor. Amerikan Pediatrik Akademisi bütün çocukların 18 ila 24 ay arasında rutin otizm taramasından geçmesini tavsiye ediyor.
Son derece basit bir uygulaması olan testi bugüne kadar çocuğuyla ilgili şüpheleri olan 10 bin 500 aile uyguladı. Konulan teşhislerdeki isabet oranı ise testin güvenilirliğini ortaya koyuyor: Yüzde 75.
Hızlandırılmış ABC testi denen bu test 15 ila 17 aylık bebeklerde dikkat, karşılıklı alışveriş ve iletişimin ölçümünü hedefliyor. 5 dakikalık test bittiğinde sonuçlar bilgisayar programına yükleniyor. Bilgisayarın ulaştığı sonuçlara bağlı olarak bebek daha ileri düzey taramaya sevk ediliyor veya edilmiyor. Yapılan araştırmalar bu 5 dakikalık testin teşhiste çok etkili olduğunu gösteriyor. Ve şimdi Amerika’da bu testin 18-24 ay arası çocukların pediatrik kontrolünde rutin tarama haline getirilmesi hedefleniyor.
5 dakikalık test 5 bölümden oluşuyor:
1. Jest ve mimik ölçümü
2. Dikkat düzeyi
3. Vücut dili
4. Göz kontağı
5. İletişim Amaç risk grubunda olan bebekleri olabildiğince erken teşhis edip terapiye alabilmek.
Anne babalara sorulan sorular ise şöyle:
1. Çocuğunuzun ne zamanlar mutlu ve mutsuz olduğu konusunda kesin bir bilginiz var mı?
2. Çocuğunuzla ilgilenip dikkat göstermediğiniz zamanlarda, çocuğunuz sizin dikkatinizi çekmeye uğraşıyor mu?
3. Çocuğunuz etraftaki objelere işaret ediyor mu?
4. Çocuğunuz ses ve kelimeleri dikkat çekmek veya yardım alabilmek amacıyla kullanıyor mu?
5. Çocuğunuz değişik objelerle oynama isteği gösteriyor mu?
Otoban kenarında yaşayanlarda otizm
Teşhis ve tedavi üzerindeki çalışmalar mutlaka daha iyi noktalara gelecektir ama asıl anne babaları ilgilendiren bu hastalığa neyin neden olduğu! Bütün bilinen, hastalığın anne ve babanın genetiğinden geldiği. Çocukta otizm görülmesi için anne babada otizm olması gerekmiyor.
Genetikte anksiyete, depresyon, alkolizm, takıntı hastalığı varsa, küçük genetik mutasyonlar sonucu çocuk otizmle doğabiliyor. Genetik alt yapıya ek olarak, bilim adamları çevresel etkenleri gösteriyor. Pestisitler, virüsler ve evlerimizde kullandığımız kimyasallar bebek henüz anne karnındayken olumsuz etkilerini gösteriyor. Örneğin, thalidomide (bağışıklık sistemini güçlendirmede kullanılan bir madde), valproate maddesi veya kızamıkcığa maruz kalan bebekler büyük risk taşıyor.
Bunlara ek olarak araştırmacılar böcek öldürücülerde, evde kullandığımız yemek kaplarında, ve plastikten yapılan her şeyde bulunan kimyasal maddelerin de etkili olduğu görüşünde.
Yapılan bir araştırma, yoğun otoban bölgelerine yakın yerlerde yaşayan insanların çocuklarının bu tip yerlerde yaşamayanlara oranla iki kat daha fazla otistik doğma riskinin olduğunu ortaya koyuyor. 304 otistik çocuğu inceleyen araştırmacılar, doğduklarında yoğun otobanlara yakın oturan bebeklerde iki kat fazla otizm teşhis edildiğini gösteriyor. Los Angeles Çocuk Hastanesi Saban Araştırma Enstitüsü araştırmacılarından Heather Volk uzmanların da bu görüşü giderek benimsediğini belirtiyor ve “Hava kirliliğinin otizmi tetikleyen nedenlerden bir tanesi olması çok mümkün” diyor.
Bu yazı 1 Mayıs 2011 tarihinde Pazar Postası'ndan alınmıştır
2