Banu Şen Hoşça kal...
HABERİ PAYLAŞ

Hoşça kal...

Sonra birden dağıldı herkes evlerine... Gazete, koca bina sessiz, yalnız kaldı. Sen de gittin. Hem de en önce. Oysa yıllarca her sabah seninle gülerek başladım her şeye. O odanın içine; acılarımızı, sevinçlerimizi, heyecanlarımızı, kahkahalarımızı, deli gülmelerimizi koyduk. Hani olur da kırk yılda bir kızardın ya... Kızarken bile komiktin, kızamazdın... O kapıyı açıp içeri girişin vardı ya... Kötü geçer miydi hiç gün? Uzun görevlere gidince özlerdim. Bu defa da çok özledim.

Hoşça kal...

Tam bir yıl sonra Mart’ta çıkıp gelince “seni çok özlemişim” diye ağlayıp sarıldığımızda meğer vedalaşmaya gelmişsin. Her şey aklıma gelirdi de senin vefat haberini yazacağımız, senin vefat ilanını bu sayfalara koyacağımız aklıma gelmezdi. Ölümle seni yan yana koymak hiç aklıma gelmezdi Nejat abi.

Haberin Devamı

Bazen çok iç karartan bu dünyada varlığın en canlı renk gibi parıldardı. Bazen çok acımasız olan bu dünyada saf arkadaşlığın, temiz insanlığın kötülüklere inat dimdik ayağa kalkardı. Hep güldürdün bizi. Hep güldün. Yoğun bakıma yattığın o günden beri ne çok ağladık bir bilsen. İçimiz de dışımız da ağladı. Çok ağlattın hepimizi. Haber peşinde koşmaya alışan biz, senden gelecek bir iyi haber için neler vermezdik. Haberini bekleyip durduk.

20’li yaşlarda çiçeği burnunda gazeteciydim tanıdığımda. Ömrümüzün yarısını bu çatının altında geçirdik. Hürriyet’te yazı işleri müdürüm oldun, bu meslekte çok şey öğrendiğim abim oldun. Gittin şimdi... Her şey bırakıp gittin. Çok sevdiğin Resmuşu, oğlunu, kızını, bizi, sayfaları bırakıp gittin. Biz eminiz gittiğin yere ışıklarla girdin. Bize güzel anıları bırakıp gittin güzel abim. Nejatım Bekmen’im, Coco Dede hoşça kal... Banuşş’un...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder