Giriş
1970’li yıllarda ocakbaşı denince akla gelen ilk semtler Kurtuluş ve Feriköy olurdu. Nişantaşı’na komşu olması sebebiyle ben de sık sık bu mekanlara giderdim. Ancak 1990’lı yıllara gelindiğinde, bu mekânlar Fransız, İtalyan ve diğer dünya mutfaklarına yenik düşerek birer birer kapandı. Geçtiğimiz pazartesi, ünlü gece kulübü Nişantaşı Sess’in DJ’i Can Parlak bana, “Seni Feriköy’de yeni açılan bir ocakbaşına götüreceğim, bayılacaksın!” dedi. Akşam üzeri soluğu Osmanbey metro durağının tam karşısındaki Ergenekon Caddesi’nde aldık. Caddede 50 metre ilerledikten sonra ilk sol sokak olan Eşref Efendi Sokağı’na girdik.
KÖMÜR ATEŞİNDE PİŞEN LEZİZ ETLER
Bu klasik “kendin pişir, kendin ye” tarzındaki mekanı, 40 yıldır bu sektörde çalışan Sami Mert, Şiyar Akman ve İslam Aygün, yaklaşık bir buçuk ay önce açmış. Doğal ahşap ve taş malzemelerle yapılan dekorasyon, mekâna hem samimi hem de şık bir hava katmış. Sosyalleşmek isteyenler, mekânın tam ortasındaki dev mangalın çevresine oturarak hem işinin ehli mangalcıya etlerinin nasıl pişmesini istediklerini söylüyor hem de keyifli sohbetlere dalıyorlar. Şişlerin ustaca çevrilerek pişirildiği etler, daha tabağınıza gelmeden kokusuyla büyülüyor, tabağa geldiğindeyse lezzetiyle mest ediyor. Taş fırında odun ateşinde pişen lahmacunlar hem lezzetli hem de çıtır çıtır. Menüde; birbirinden leziz etler, şiş ve kebap çeşitlerinin yanı sıra oldukça zengin meze, salata ve tatlı seçenekleri de mevcut. Haftanın her günü, saat 12:00-02:00 arası hizmet veren Kristal Ocakbaşı, 90 kişiye kadar misafir ağırlayabiliyor. Açık havada oturmak isteyenler için kapının önünde de masalar bulunuyor.
MENÜDE ÖNE ÇIKAN LEZZETLER
Soğuk meze ve salatalar envai çeşit; seç, beğen, tat! Kavurma olağanüstü. Kebaplardan Yağlı Kara, Çöp Şiş, Urfa - Adana Kebabı ve Piliç Kanat adeta damak şenlendiren türden. “Kırmızı et yemem.” diyenler için ise Levrek, Çupra, Palamut, Mezgit ve Hamsi seçenekleri mevcut. Üstelik fiyatlar da piyasadaki emsallerinin çok altında, yani cep yakmayan türden. Afiyet olsun!
