Bengisu Özkes Sevgiyle dalgalansın kalan uçurtmalar!
HABERİ PAYLAŞ

Sevgiyle dalgalansın kalan uçurtmalar!

Gökyüzü, tutsaklığa karşı en büyük başkaldırıdır ve insan, çaresizliğine en kolay gökyüzü ile ara verir; bir kuş ya da kimi zaman bir uçurtma olup gökyüzüne sığınmayı ve hayallerine sınırsızca değer katabilmeyi diler o masmavi, derindeniz gökyüzüne her baktığında.

Peki, bir çocuğun gözünden nasıl görünür gökte özgürce salınan bir kuş, bir uçurtma? Hele bir de Feride Çiçekoğlu’nun betimleyip Tunç Başaran’ın kapalı kutular ardına yerleştirdiği, Uçurtmayı Vurmasınlar’ın küçük Barış’ı gibi annesinin tutsaklığından haksız yere pay sahibi olan bir çocuk duvarlar arasından sıyrılıp sonunda havadaki o uçurtmayı gördüğünde neler geçirir o minik kalbinden?

Haberin Devamı

Sevgiyle dalgalansın kalan uçurtmalar

80’li yılların sonunda düşüşe geçen Türk sinemasına değer katarak aynı dönemde Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “Yılın En İyi Türk Filmi” ödülüne layık görülen, ardından yurt içi ve yurt dışında “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” dallarında birçok ödül kazanan ve son olarak “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar aday adayı olan Uçurtmayı Vurmasınlar, annesiyle birlikte cezaevinde kalan küçük bir çocuğun dünyayı duvarların arasına gizlenmiş gökyüzünden öğrenmeye çalışmasını anlatan acı bir masalı konu alıyor. Film, hapishanede büyümekte olan henüz 5 yaşındaki Barış’ın gözünden sevgi, adalet ve özgürlük kavramlarına dokunaklı bir biçimde değinerek, izleyicinin aklında ve yüreğinin derinlerinde kendisine başarıyla yer ediniyor.

Sevgiyle dalgalansın kalan uçurtmalar

Dünyayı yalnız uzun sarı hapishane duvarları kadar sanan, annesinden göremediği ilgi ve şefkati aynı hapiste siyasi bir suçlu olarak cezasını çekmekte olan İnci’de bulan küçük Barış, film boyunca “umudun” kalpte nasıl saklı tutulabildiğini gösteriyor bizlere.

Ancak, annesinin yanında kalarak onun suçuna kefil olan Barış’ın çocuk aklı ile anlamlandırmaya çalıştığı iç dünyasına girebilmek ve minik kalbinde İnci’ye karşı duyduğu çocuksu sevginin derinliğini hissetmek elbette sanıldığı kadar kolay değil.

Barış, İnci’nin elinden tutarak hapishane avlusuna her çıktığında, nadiren gördüğü masmavi gökyüzü ve bulutlar arasında ahenk içinde dans eden kuşlar ona durmadan henüz hiç tatmadığı “özgürlüğü” fısıldıyor. Bu sonsuz gökyüzünün ve özgürce uçan kuşların hikayesini ise yalnızca İnci’si biliyor. İşte tam da bu noktada, tutsaklığa bir başkaldırış olarak “uçurtma” devreye giriyor.

Haberin Devamı

- Neden uçmuyor İnci?

- Uçar bir gün.

İnci’nin anlatımlarıyla birlikte “uçurtma” objesi, film boyunca özgürlüğü simgeleyen bir metafor olarak çıkıyor karşımıza. Tahliye olduğunda bir uçurtmanın kanadında gökyüzüne geri döneceğine dair Barış’a söz veren İnci’nin final sahnesinde küçük Barış için uçurduğu uçurtma, toplumun tutsak yaşama karşı sergilediği direnci sembolize ediyor; 1980 darbesi ile birlikte sansür ve baskının yoğun olduğu dönemi, kültür endüstrisini ve sorgulanan yaşam biçimlerini eleştiriyor, özgürlüğü Barış ve İnci’nin arasındaki sevginin gücü ile ayakta tutuyor.

Sinemayı çoğu zaman öğretici bir araç olarak gördüğüne ve bu doğrultuda çalışmalar yaptığına inandığım Tunç Başaran’ın kuşkusuz en iyi yapıtlarından biri olan, Feride Çiçekoğlu’nun aynı adlı romanından uyarlanan “Uçurtmayı Vurmasınlar”, kısacası zihinlerimizdeki iç ile dış dünyayı hayallerimizle harmanlayarak bizlere saf çocuk gözlerinden modern bir yeni dünya sunuyor.

Haberin Devamı

Uçurtmanın havada özgürce, sevgiyle ve dirençle dalgalanışını bizlere gösteren, 81 yıllık ömrüne sığdırdığı başarıları ile Çağdaş Türk sinemasına damga vurmuş, filmleriyle kuşaklara “sorgulama” ve “empati” kabiliyeti aşılamış usta yönetmen Tunç Başaran’ı geçtiğimiz günlerde gökyüzündeki sonsuz yolculuğuna uğurladık.

Türk sinemasını özellikle Uçurtmayı Vurmasınlar filmi ile toplumu birbirine bağlayan bir umut aracı olarak kullandığı için kendisini saygıyla anıyor, şu zamana dek bu gayede çektiği filmleriyle ruhlarımıza işlediği özgürlük ve umut kavramlarının - bir kuş ya da bir uçurtma misali - bizler için her daim havada süzülmesini temenni ediyorum.

"Oraların göğünde de uçurtma var mıdır?

Sizin gittiğiniz her yerde uçurtmalar olurmuş, öyle söyledi Zeynep.

O uçurtmaları vurmasınlar İnci...”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder