5. boyut, Kova Çağı, cennet

5. boyut, Kova Çağı, cennet.

3 farklı isimle anılan aslında tek bir gerçek.

Evrim sadece fiziksel boyutta değil bilinçsel seviyede de gerçekleşir. Dünya üzerindeki kolektif bilincin yüzyıllardan beri yükselmekte olduğu farklı göstergelerle kanıtlanabilir. Bunun etkisi ve sebebi olarak insanlık artık 5. boyuta yükselmenin eşiğindedir.

Uyanıkken 3. boyutu ve uyurken 4. boyutu deneyimleriz, titreşimimiz yükseldikçe 5 ve üstü, düştükçe 3 ve altı boyutlardan deneyimler edinebiliriz.

Bu süreçte “ölüm” diye adlandırdığımız, fiziksel bedenden ayrılan canlıların sayıları yükselmekte. Kimileri döngüleri hepimizden önce tamamladıkları için üst frekanslardaki gerçekliklere geçmiş, kimileri ise bu seviyedeki yoğun çalışma için yeterince güçlü olmadığı için kaynağa geri dönmeyi seçmiş olabilir. Nesli tükenen hayvanlar için de tıpkı böyledir, misal 5. boyutta bizi bekleyen dinozorlar olması hayli muhtemeldir. Ve şüphesiz, her ihtimalde bu canlılar için bu dönemde bu gerçeklikte bulunmamaları en iyi seçenektir.

Bu sıradışı bilgiler insanlığın geri kalanından saklanıyor değil; yalnızca, bazılarımız aktarılacak bilgilere kanal olmayı seçtik ve süptil aktarımları alabileceğimiz frekansları dinleyebilmek için irili ufaklı çokça eğitim/sınav-dan geçtik. Bu tıpkı köpeklerin bizim duyamadığımız sesleri duyabilmeleri gibidir. Dönüşüm tamamlandığında, aracılar olarak bizler de misyonumuzu tamamlamış olacağız -zira kalanlar sadece hakiki bilgiyi görenler veya görmeyi bu süreçte öğrenenler olacak.

İnsanlığın, artık ilahi bilgiye doğrudan erişebileceği bilinç seviyelerine yükseleceği, bir aracıya ihtiyaç duymayacağı kutsal kitaplarda da aktarılmıştı. 5. boyuttaki bu gerçekliğe geçme sürecinde, her büyük düzen kurulmadan önce olduğu gibi büyük kaos içindeyiz. Bilgi kaynağı tek merkezli olmaktan tamamen dağınık hale geçerken erozyona uğramakta ve çarpıtılmakta. Bu kaos içinde, doğru olan bilgiyi yanlıştan ayırmak her bir bireyin kendi iradesine bırakılmakta.

Bazen bilgi doğru da olsa aktaranın egosundan izler taşır, bazen güçlü mantık temellerine oturtulmuş öğretiler gerçeklikten bağımsızdır. Her an uyanık kalmak, başkalarından önce bizim kendimizi ne kadar manipüle ettiğimizi görmek gerekir. Tüm hayatı boyunca yolundan sapmamış bir din adamı nefsine yenik düşebilir, en saygın bilim adamları araştırmalarına finansal kaynak bulabilmek uğruna bir başkasının çıkarı için sahte deneyler üzerine makale yazabilir, en erdemli rehber bile bazen kalbinin sesini zihninin sesinden ayıramayabilir. Önemli olan bilginin hangi kaynaktan geldiği değil, kişisel doğruluk süzgecimizden geçirmemizdir.

Doğru bilgiyi anlayabilmek, doğru bilgiye doğrudan erişmenin de ilk adımıdır. Bilginin doğruluğunu onaylamak için evren türlü yöntemler kullanır; içinden geçirdiğinin anında karşına çıkması, 11:11 - 333 - 777 gibi melek sayılarıyla karşılaşmak gibi senkroniteler bunlardan bazılarıdır. Evrenin seninle iletişime geçme yöntemini keşfetmek ise tamamen sana kalmıştır.