"Diplomaside her zaman sakinlik kazanır"

Almanya’nın PKK’lılara kol kanat germesinden rahatsızız.

Almanya’nın DHKP-C’lileri görmezden gelmesinden rahatsızız.

Almanya’nın FETÖ’cüleri himaye etmesinden rahatsızız.

Almanya’nın Türk politikacıların Almanya’da yapacakları konuşmaları türlü bahaneler uydurup yasaklamasından rahatsızız.

★

Tüm bunlara rahatsız olmakta haksız mıyız?

Sonuna kadar haklıyız.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın terörle mücadele ve demokrasi konusundaki bu ikiyüzlülüğünü görmezden mi gelmeliyiz?

Asla!

Aksine bu sorunların çözümü için ne gerekiyorsa yapmalıyız.

Ama nasıl?

Son dönem Türk siyasetinde çözüm denince herkesin aklına kırmak, dökmek, yıkmak, ezmek geliyor.

Oysa Gazi Paşa’nın da söylediği gibi harp sahada değil masada kazanılıyor.

Diplomasi bu yüzden var ve uluslararası ilişkiler okullarında bu yüzden “sorun çözme sanatı” diye anlatılıyor.

★

Rusya’yla karşılıklı gider yapma politikasının bedelini geçen yıl turizm sektöründe yüzde 50’ye varan kayıpla çok ağır ödedik.

Turizmde, dolayısıyla ekonomide aldığımız o yara devlet adamlarımızın diplomasi kanallarını çalıştırması sayesinde sarıldı.

Şimdi aynı süreci Almanya’yla yaşıyoruz.

Almanya 3 milyona yakın ziyaretçiyle Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke. TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy “Almanlar Türkiye’ye mecbur” demiş.

Kimse kimseye mecbur değil...

Hele ki yanı başımızda Yunanistan gibi bir alternatif varken!

Turizm sektörünün binlerce çalışanıyla geçen yılki felaketi bir kez daha yaşama lüksü yok.

★

Küçük bir hatırlatma...

Amerika’nın efsane Dışişleri Bakanı Henry Kissinger 4 kıtada yüzbinlerce kişi tarafından okunan “Diplomasi” adlı kitabında dış politikanın esasını şöyle tarif ediyor: “Diplomaside her zaman daha sakin olan kazanır.”