Giriş
Türkiye’nin ulaştırma alanındaki en önemli isimlerinden Prof.Dr. Mustafa Ilıcalı ile dünkü YHT (Yüksek Hızlı Tren) kazasını konuştum.
Ilıcalı demiryolları da dahil olmak üzere Türkiye’deki tüm ulaştırma projelerinin bizzat içinde danışmanlık görevi yapmış önemli bir akademisyen. Vaktiyle Ankara-Konya YHT projesinde de çalışmış. Halen de akademisyen olarak danışmanlık, denetmenlik yapıyor. Ilıcalı diyor ki “YHT öyle herhangi birinin kafasına göre yapabileceği bir proje değil. Burada Avrupa başta olmak üzere uluslararası birliklerin standartları ve denetimleri var. Bunlara uymak zorundasınız.
Sürekli denetleniyorsunuz. Türkiye’de bunun dışında bu sistem üniversiteler tarafından her ay denetleniyor. Uzmanlar her ay bu sistem içinde trenleri kontrol edip, raporlamalar yapıyor. Raya taş düşse algılayacak bir teknoloji var orada! Böyle bir kaza teknik olarak imkansız! Bu kazada ihmalden çok kasıt araştırılmalı!”
'HABERLEŞMEYİ ENGELLEYEN ŞAİBELİ BİR DURUM VAR!'
“Nasıl bir kasıt?” sorusunu Ilıcalı şöyle izah ediyor: Kılavuz tren ile 6.30 Ankara-Konya seferi yapan YHT çarpışmış. YHT tren yeni bir sefer değil. Yıllardır her gün bu tren aynı saatte aynı seferi yapıyor. Aynı güzergahı kullanıyor. O trenin 6.40’da oradan geçeceği belli. Bu biliniyor. Güzergahta denetim yapan kılavuz trenin hattı kontrol ederken ayrı hatta olması lazım. Ama o hatta kalıyor. Bu şu demek: Sinyalizasyon sistemi çalışmadı, 360 derece kamera sistemi çalışmadı, operatör devreye girip makiniste uyarı göndermedi. Bu imkansız! Burada her şeyden önce haberleşmeyi engelleyen şaibeli bir durum var. Bu araştırılmalı.
4 AY ÖNCEKİ KAZANIN 'ASIL KUSURLULARI' ŞİMDİ NEREDE?
14 yılda yaşanan 5 tren kazası ve hayatını kaybeden 75 vatandaşımız... Dünkü kazada ihmal mi var yoksa bir kasıt mı? Hareket memuru, makasçı ve kontrolör gözaltında. Bakalım ne olacak?
Ne olacağına dair elimizde bir örnek var aslında: 4 ay önce Edirne-İstanbul treni kaza yaptığında bilirkişi raporunda “asıl kusurlu” bulunan 4 kişiye ne oldu bilen var mı? Söyleyeyim: Mahkeme tarafından “adli kontrol şartıyla” serbest bırakıldılar.
