Giriş
Mehmet Bozkurt, Soner Özübek, Mustafa Uysal, Selçuk Gürdal, Lokman Eker, Yavuz Öztürk, Abdurrahman Doğan, İrfan Beyaz, Zekeriya Yattı, Vedat Kutluca, Mehmet Cücük ve Samet Saraç. Bu isimler tanıdık geliyor mu? ... Hatırlayamadınız değil mi? Siz de haklısınız aslında, üzerinden 4 yıl geçti!
***
Biraz daha yakın tarihe gidelim öyleyse... Hasan Önal, Cahit Yıldırım, Selçuk Can, Hasan Aygör, Onur Ilgın, Bahattin Erturhan, Rasim Eser, İlhan Küçükksolak, Muhammet Aydemir, Hakkı Aran, Davut İlbaş, Oktay Karakelle, Çağlar Mengü, Ramazan Yeşil ve Halil İbrahim Arılık? ... Yok değil mi? Yok.
[[HAFTAYA]]
***
Dağlıca ve Aktütün’de şehit olan askerlerimizdi onlar... Hani şu ardından “Bir daha hiçbir şey aynı olmayacak” denen 2 hain pusu!
***
BDP’liler ‘özerklik’ ilan edince kiyamet koptu... Vay arkadaş, vatan bölünüyormuş. Oraya kadar gitmeye gerek yoktu aslında... Memleketimin aydınları İstanbul’un 5 yıldızlı otellerinde tartışıyor: “Versek de kurtulsak mı acaba?” Doğu ve batı arasında her geçen gün yükselen algı uçurumuna bakıp bu ülkede “Vatan bölünüyor mu?” diye sormak artık çok iyimser kalıyor.
***
Gerçeği duymak ister misiniz? Silvan’da yitirdiğimiz 13 fidanın ardından “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyorlar ya hani! Yalan söylüyorlar... Siz Fahrettin’in 6 aylık kızı Damla’ya sorun, Barış’ın anası Havva Teyze’ye, Aykut’un babası Beytullah Amca’ya, Mustafa’nın eşi Merve’ye sorun! Sorun, söylesinler: Şehitler ölüyor kardeşim... Şehitler de ölüyor, vatan da bölünüyor!
