Giriş
10 Aralık... Yani dün.... İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilişinin yıldönümü... Dünya İnsan Hakları Günü...
Okuyucu dostlar “Böyle bir günde niye 2 satır yazmadın?” diye sitem ederek mail bombardımanına tuttu. Ne yalan söyleyeyim insan hakları mevzusuna bu kadar duyarlı insanların yaşadığı bir memleket olduğumuzu bilmiyordum!
Ama madem okuyucu istiyor, yazalım...
Bu ülkenin 17 ilçesinde son 6 ayda 163 gün sokağa çıkma yasağı vardı. Bir başka deyişle bu ülkenin bir bölgesinde yaşayan milyonlarca insan son 6 ayın, 5 ay 13 günü evlerinden çıkamadılar.
1 Ocak-5 Aralık 2015 tarihleri arasında 171’i asker, polis, korucu şehit oldu. 195’i terörist öldürüldü. Aynı dönemde terör 157 sivilin canını aldı.
Organize suç şebekesi liderleri hükümet himayesinde miting yaparken gazetecilerin cezaevinde tıkılması “insan hakları” ihlali midir? Ambulans şoförünün kurşunlanması, çorbacıda 3 kuruş yevmiyeyle çalışan garsonun makinalı tüfekle taranması “insan hakları” ihlali midir? Barış mitingine katılan 9 yaşında çocuğun Ankara’nın en işlek meydanında bombalanarak parça pincik edilişi “insan hakları” ihlali midir? Değildir! Nedir biliyor musunuz? Yaşam hakkı ihlali! O yüzden kusura bakmayın, yaşam hakkının ihlal edildiği bir ülkede insan haklarından filan söz edilemez. Ölü insan bedeninin iple arabanın arkasına bağlanıp gezdirildiği bir ülkede burası... Ne insanı, hangi haktan bahsediyorsunuz Allah aşkına? Not: Rakamlar bianet internet sitesinde Ayça Söylemez tarafından hazırlanan haberden alınmıştır.
