Giriş
1 gecede 301 insanın madende can verdiği Soma’da yerin üstünde yaşayabilmek için yerin altına girmekten başka tek bir şans daha vardı: Zeytin.
“Vardı” diyorum çünkü Somalının son umudu olan zeytini de çok gördüler... Soma’da yeni yapılacak termik santral inşaatına yer açmak için 1 saat içinde 6 bin zeytin ağacı söküldü.
[[HAFTAYA]]
Soma’nın Yırca Köyü Muhtarı yaşananları şöyle anlatıyordu: “İzmir-İstanbul otobanı köyümüzden geçiyor. Pazarda tezgah açarız, dilencilik yaparız, en son seçenek madencilik yaparız.
Yarı aç yarı tok yaşarız. Ama köyümüzü terk etmek gibi bir niyetimiz yok.” Muhtar sonunda tutamadı gözyaşlarını ve dedi ki: “Mutlaka zeytin yiyorlardır, sofralarında zeytinyağı da kullanıyorlardır. Bunu yapanın sofrasında O zeytin dile gelmez mi? Nasıl kıydın da kestin demez mi?”
Gezi’de “Mesele ağaç değil terörist bunlar” dediniz... ODTÜ’de “Mesele çevrecilik değil militan bunlar” dediniz... Validebağ’da “Mesele koru değil din düşmanı bunlar” dediniz... Hadi buyurun meydan sizin...
Son bir umutla zeytine tutunan gözü yaşlı Somalıyı hangi örgütün militanı ilan edeceksiniz? ‘Tek derdi ağaç’ olan insanları bu sefer neyle korkutup, nasıl linç edeceksiniz? 6 bin ağaç 6 bin can demek!
Bir yolunu bulup yine gündemi değiştirirsiniz de acaba hiç düşündünüz mü “Savaşta bile ağaçlara dokunulmayacak” diyen bir Peygamber’in ümmeti olarak bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız?
Dünyanın başka memleketlerinde de “Bir yerde 10 ağaç kesip başka bir yere 100 ağaç dikiyoruz” görüşünü savunacak kadar ekosistem-doğa-çevre bilgisinden yoksun insanlar vardır.
Ama Türkiye dışında dünyanın hiçbir yerinde bu görüşü savunan bir orman bakanı bulamazsınız. Benimki de laf... Gelişmişlik ölçüsü beton olan bir zihniyete ne anlatıyorum ki?
