Canını sevdiğim şehir

Sevgili dünlük, dün Karşıyaka’nın ara sokaklarında gezerken yolumu kaybettim. Oysa her yolu, denize çıkar. Sandığın gibi bedenen değil, fikren kaybolmuştum. Yani bir takım sözcüklerim vardı ancak biraz özne, birkaç da yüklem gerekliydi cümlelerimi tamamlamaya. İşte böyle bir yoksunluk anında; Karşıyaka’nın eski, yeni binalarının arasından, bazen aşırı rüzgarlı ve bir o kadar da dingin sokaklarından geçerken rastladım ona. İki katlı taş bir binaydı, önüne tabureler atılmıştı. Yağmurun, güneşin eskittiği tabelasında, kütüphane yazıyordu.

HOCA MİTHAT KÜTÜPHANESİ

Kapısını öylece açıp girdim içeri. Alt katında geniş kütüphane raflarının arasında oturabileceğiniz deri koltuklar var. Çoğu zaman, aklımızda sorular varken, olmadık birini yolundan çevirmek, omzuna dokunup soru sormak mümkün olamıyor. Peki ya kitapların evi, kütüphaneler? Sessiz, sakin, anlayışlı, bilge dostlarımız; kitaplar. Onların, ihtiyaç halinde kırılacak imdat dolapları olduğunu ve en önemlisi onları nerede bulabileceğimizi biliyor muyuz? Belki en yakınlarımızdakini biliyoruz. Aslen İzmir ve çevresinde 40’a yakın kütüphane var. Ziyaret edip tamamen ücretsiz olarak onlardan faydalanmanızı bekleyen binlerce kitap, tertemiz raflarındalar. Karşıyaka Hoca Mithat İlçe Kütüphanesi, bu eşsiz dostlardan yalnızca biri. Karşıyaka çarşıda, eşsiz bir seçki ile sorularınıza yanıt olmak için bekliyor.

SOKAĞA ÇIKMAYA HAZIR MIYIZ?

Kış bize bu kadar yeter. 40 derece güneşe dayanıklı yetiştirilmiş bedenlerimizin bahara kavuşma günü bugündür. İki hafta daha, adetten ‘mart’lığını yapacak ve sonrası selamet. Bu sebeple az daha sabır. Şehrimize baharla birlikte festivaller, etkinlikler, konserler, şenlikler gelecek. Binbir çeşit Ege otu, güzelim enginarlar, bademler, nergisler, İzmir ve çevresini saracak. Bizler de en özlem dolu halimizle sokaklara kavuşacağız. Üşümeden, ıslanmadan, tam sevdiğimiz gibi hayatın tadını çıkaracağız. Her yeni etkinliği sizinle buradan paylaşacağım.

KAHVALTININ KATMERLİSİ

Otlu, peynirli, patatesli, kıymalı. Bence katmer, bir kahvaltı için tek kişilik dev kadro. Tabi mutlaka en iyisinin, en güzelinin peşindeyiz. İncecik açılmış yufkalara, tazecik otlarla, birbirinden leziz içlerle hazırlanmış ve temiz yağlarda pişirilmiş çıtır çıtır bir katmer, kahvaltının yıldızı olabilir. Yanına kocaman bir bardak çayla, gününüzü güzelleştirir. Urla sahilde, sıra sıra katmercilerden birine girip, katmerle hem ekonomik hem de Ege’ye özgü harika bir kahvaltı yapabilirsiniz. Sonra Karantina Adası’nı karşınıza alır, yürüyüş yapar ve haftanın yorgunluğunu orada bırakırsınız.