Sevgili dünlük, dün baharın tatlı dinginliğini, güneşin şefkatli sıcaklığını, sonuna dek varlığımda hissettiğim bir gün oldu. Tıpkı üzmeyen insanlar gibi, üzmeyen havaları da çok seviyorum. Zaten benim gibi gezmeyi çok sevenler, Allah’tan daha ne ister? Sağlık, tüm zamanlarda olduğu gibi listede 1 numara. Diğer yandan güzel, tatlı ve sakin havaların gerçekten de çok büyük hayranıyız.
Bu vesile ile bir kez daha dört mevsim yüzünü şehrimizden esirgemeyen güneşe, huzurlanızda teşekkür ediyorum. İzmir ile aramdaki aşkın en güzel yanı ne biliyor musunuz? Aşkımız karşılıklı, hissediyorum, o da beni seviyor. Sevmese neden bu güzellikleri sunsun bana, neden yollarıma hikaye dolu binalarını çıkarsın, neden durup dururken pırıl pırıl deniziyle günümü şenlendirsin? Bu küçük mutluluk oyununda yalnız olmadığımı biliyorum ve size bu şehrin güzelliklerinden haberdar etmeye devam ediyorum. Bakalım yeni neler var?
KADİFEKALE’YE ÇIKTINIZ MI?
Büyük İskender bir gece, rüyasında iki su perisi görür. Periler, İskender’e, Pagos Tepesi’nde bir kent kurmasını söyler. İskender, rüyasını yorumlatmasının ardından yeni kurulacak bu şehirde, İzmirlilerin eskisinden dört kat daha mutlu olacaklarını öğrenir. Yaptırmış olduğu kale, kenti yabancı kavimlerin saldırılarından korur. Kale, Yunan işgali dönemi dışında 1317 yılından bu yana hep Türklerin elinde kalmış.
Körfez’in, Karşıyaka’nın, Agora’nın, Kemeraltı Çarşısı’nın, limanın, Kültürpark’ın ve Basmane’nin hatta İnciraltı’na kadar olan bölgenin, özetle İzmir manzarasının en güzel izlenebildiği yerlerden biri olan Kadifekale, 186 m yükseklikteki bir tepe üzerinde yer alması sebebiyle “Yukarı Kale” olarak da adlandırılıyor. Kalenin içinde bölgede yaşayan kadınların ürettiği el işi dokumalar, İzmir’e özgü turistik ve hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar var. “İzmirliyim ama hiç Kadifekale’ye çıkmadım” diyenler varsa içinizde, hem bu güzel şehire hem kendinize borcunuz olsun, gidip o manzarayı görün mutlaka.
İSMET İNÖNÜ’NÜN EVİNDEN ZAMAN YOLCULUĞU
Kemeraltı’ndan İkiçeşmelik’e doğru yürürken Salepçioğlu Hanı’nın içinden geçtim. Arka sokaklardan, dik yokuşlara yapılmış merdivenlerden geçtim. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1884 yılında doğduğu ve 7 yaşına dek yaşadığı eve geldim. Tarihi ev, Konak Belediyesi tarafından yenilenmiş ve ziyarete açılmış. Cumhuriyet tarihinde kıymetli atamız Atatürk’ten sonra en önemli kişi olan İsmet İnönün’ün evini müze olarak gezmenizi mutlaka öneririm.
Kendine ve ailesine ait özel eşyaları, güzeller güzeli bir bahçesi, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında yapmış olduğu bir konuşmanın ses kaydı ve Atatürk ile aralarında yapılan yazışmaların örnekleri de bu müzede bulunuyor. 100’den fazla fotoğrafın da sergilendiği müze, pazartesi günleri dışında 09.00-17.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyarete açık. Evin ilk basamağından girdiğiniz anda, bir zaman makinasına konulmuş gibi, geçmişte bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İlk fırsatta görmenizi öneririm.