Deniz Sarıhanlıoğlu Seni her halinle seviyorum
HABERİ PAYLAŞ

Seni her halinle seviyorum

Sevgili dünlük, insan doğduğu yeri seçemiyor ve şans da para ile satılmıyor. Ben sağlıkla uyandığım her gün, önce puf bulutlu mavi gökyüzüne, hemen ardından elinde ne varsa, bizlerin önüne sermiş yeryüzüne şükrediyorum.

Ege toprakları, her mevsim ayrı güzellikler yaşatıyor bize. Hiç heyecanını kaybettirmeyen bir aşk hikayesi gibi, her gün yeni bir sürprizle çıkıyor karşımıza.

Hala, ismini yeni duyduğum bir köyün meydanında buluyorum kendimi. Motorsiklet tepesinde bir amcaya yol soruyorum. Güneşten kıpkırmızı olmuş yanakları ve kocaman gülümsemesiyle tarif ediyor bağları, bahçeleri. Fotoğrafını çekerken el sallıyor.

Haberin Devamı

Hangi navigasyon öyle iyi bilir köy yollarını, hangi navigasyon tatlı tatlı anlatır, hangi navigasyon el sallar ardınızdan? Havasının güzelliği, toprağının sıcaklığı yüzüne yansımış Ege insanı! Az ilerde çeşme var bak diyor; suyundan yüzüme çarpıp yola koyuluyorum. Her zaman hayal ettiğim çıkmıyor karşıma ama ben memleketimi her haliyle seviyorum.

LAVANTA

Bakın siz şu güzel kokulu çalı bitkisinin yaptığına? Seferihisar’ın Turgut köyünde lavanta bahçeleri olduğunu duyup, koşarak gittim. Son yıllarda bu güzel mor bahçelerin ne kadar popüler olduğunu görmüşsünüzdür. İnsanlar turlarla bu bahçelere gidip fotoğraflar çekiyor, lavanta hasatlarına katılıp, lavantalı ürünler satın alıyorlar. Sabunu, kolonyası, yağı, dondurması, muhallebisi ayrı ekonomi.

Bu kadar yakınımızda, bahçeler olduğunu duyunca pek sevindim ben de. Ancak orada gördüm ki, az daha zamanı var. Öncelikle sadece iki tarla var. Biri belediyeye, biri şahısa ait. Yani girişin biri ücretli, biri ücretsiz. Her ikisinin de işletilmesi ile ilgili çok eksiği olduğunu görüp çok üzüldüm.

Umarım zaman içinde iyi örneklerine bakıp, oraya güzel katkılar sağlarlar. Bence lavanta bize çok yakışır. Seferihisar Belediyesi isterse bu işi en güzel şekilde yapar. Gelecek yıl yeniden gideceğim.

EKMEKSİZ

Ben Sığacık’a gidip, orayı sevmeyen birine hiç rastlamadım. Yıllardır da söyler dururum; “Azıcık Sığacık, herkese iyi gelir.” Her köşesine defalarca gittim, gördüm, kaldım, sevdim, döndüm. Ancak Ekmeksiz plajının, bir açık, bir kapalı halinden dolayı görmek nasip olmamıştı. Ve hazırsanız güzel haber geliyor. Ekmeksiz artık halka açık. O güzel mavi sular, beyaz kumlar, çam gölgesi bedava. 09.00/19.00 arası yararlanabiliyorsunuz.

Haberin Devamı

Ateş yakmak yasak. Kamp çadırı da kuramazsınız çünkü 19.00 sonrası kimse kalamıyor. Araçlarla koya kadar inmek mümkün değil. Tepeye bırakmak gerekiyor. Keyifli bir yoldan 10 dakika kadar yürüyorsunuz. Aşağıda sizi inanılmaz bir manzara bekliyor. Yanınıza alabildikleriniz kadarsınız; çünkü koyda bir işletme yok. Sandalye, masa ve gerekli her şeyi taşımanızı tavsiye ederim. Gerçekten çok keyifli.

KALEİÇİ

Sığacık Teos Tarihi Kaleiçi daima iyi hissettiriyor. O sokalarda günün hangi saatinde isterseniz yürüyün. Kendinizi neşeli bir dizi karakteri sanmaya başlıyorsunuz. Bol begonvilli beyaz duvarları, tertemiz süpürülüp, yıkanmış sokakları ve her kapı önünde koyulaşmış muhabbetini yarıda kesip güler yüzle selam veren esnaf. Oraya ne zaman gitsem, zamanı yavaşlatıp, günü uzatmak istiyorum.

Haberin Devamı

Tavada zeytinyağında kızartılan sardalya kokusuna karışıyor, yaseminlerin kokusu. Dondurmacısı, renk renk boncukçusu, kahvecileri ayrı güzel. Kaleiçi’nden geçerken insan mutlu oluyor. Her şey oraya geleni mutlu etme üzerine kurgulanmış ama özel de bir çaba sarf edilmemiş gibi doğal. Bu arada çok sevdiğimiz organik pazar bu dönemde kurulmuyor.

Malum pandemi önlemleri sebebiyle. Yani “Pazar günü çok kalabalık olur gitmeyelim” diye düşünenleriniz varsa diye belirtmek istedim. Gidip ekmek arası balık alıp, denize ayaklarınızı sallayıp, gün batımını izlerseniz, siz de bir sonraki güne daha iyi başlarsınız. Benden söylemesi, sizden gitmesi. Kalın sağlıcakla...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder