Deniz Temur Anne öfkesi ve yemek yemeyen çocuklar
HABERİ PAYLAŞ

Anne öfkesi ve yemek yemeyen çocuklar

Yemek yemeyen çocuklar ile anneleri arasındaki ilişki tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan tartışmasına benzer. Çocuk yemedikçe anne öfkesi yükselir, anne öfkelendikçe çocuğun yemek reddi daha da artar. Bir süre sonra hangisi neden, hangisi sonuç anlamak güçleşir.

Peki neden çocuklarımız yemek yemediğinde bu denli öfkeli ve yetersiz hissediyoruz?

Kadınlar hamile kaldıkları andan itibaren çocuklarını besleme güdüleriyle donanmaya başlarlar. Hamile olduğunu duyduğu ilk anda beslenmesine dikkat etme, çok sevmesine karşın zararlı olduğu besinlerden vazgeçme, sevmediği ancak bebeği için faydalı olduğunu bildiği besinleri öğünlerine ekleme eğilimiyle başlayan bu ‘besleme güdüsü’ anne ile bebeği birbirine bağlayan ilk ve en güçlü histir.

Haberin Devamı

Hamilelikle başlayan bu süreç bebeğin doğumu sonrası annenin değişen fizyolojik yapısı, hormonlarındaki farklılaşmayla birlikte zirve noktasına ulaşır. Bu sayede bir kadın en zorlu koşullarda bile bebeğini beslemesi gerektiğini bilerek yoluna devam eder. Annenin besleme güdüsü çocuğun yaşaması için hayati önem taşırken, duygusal olarak da annesine bağlanmasını sağlar.

Öte yandan besleme güdüsü anneyi de çocuğuna uyumlu hale getirir. Sadece çocuk açısından değil, anne açısından da çocuğa bağlanmanın güzel ve özel bir yoludur besleme.

Ancak işler olması gerektiği gibi gitmeyince anneler, çocuğuna bağlanmasını sağlayan en güçlü silahını yitirmeye başlar. Bu silahın yitirilmesi annede ‘yetersizlik’ hissini de beraberinde getirir. Bu yetersizlik hissi annelerde stres, korku ve öfkeyi tetikler. Çocuk gerek memeyi, gerek biberonu gerekse ek gıda ve sonrasında yiyecekleri reddetsin fark etmeksiniz annelerde benzer duygular kendini gösterir.

Bir de bu strese doktor kontrolleri, konu komşu yorumları, eş dost akraba eleştirileri eklenince annelerin stresi kontrol edilmez düzeye ulaşabiliyor. Aylık kontrollerde yeterince kilo aldı mı, uzadı mı soruları anneleri sürekli bir sınava tabi tutar. Komşunun ‘bu çocuk çok zayıf, sütün yetmiyor mu, yemek yemiyor mu?’ sözleri annelerin çocuklarını hep bu gözle sorgulamasına neden olur. Bu durumlar da zaten stresi yüksek olan anneyi daha da öfkelendirir.

Haberin Devamı

ÖNCE ŞÜKREDİN

Peki bu duruma gelen bir anne ne yapmalı, bu duygu durumunda nasıl çıkmalı?

İlk önerim böyle hissettiğiniz için şükretmeniz yönünde!

Çocuğunuzu besleyemediğinizi düşünüp strese girmek sizin bebeğinize bağlandığınızı gösterir. Hissettilerinizden korkmayın. Onları kabul edin. Neden öfke ve stres duyduğunuzu düşünüp tanımlayın. Hissettiklerin normal oluşunu kabul etmek onları beynimizde daha az büyütmemize yardımcı olur. Sık sık tekrarlayın- Böyle hissetmem normal. Geçecek, iyi olacağım diyerek kendinizi sakinleştirin. Hislerinizin esiri olup yanlışa düşmeyin. Önce şükredin ardından yolunuza devam etmeniz için doğru yolu bulmaya çalışın.

ÇOCUĞUNUZUN ÖNCE RUHUNA DOKUNUN

Çocuklar bebekliklerinden itibaren duygularıyla beslenirler. Eğer siz sakin ve sevecen bir ruhla bebeğinize yaklaşır ona ‘her şey yolunda’ mesajı verirseniz güvenle beslenecektir. Sizin stresinizin beslenme önündeki asıl engel olmasına izin vermeyin.

Haberin Devamı

Çocukların beslenirken yaşadıkları zorluklar sizi kötü bir anne yapmaz. Belki de bebeğinizin yada çocuğunuzun o an ki ihtiyacının farkında olmayabilirsiniz.

‘Çocuğum şu an bana ne demek istiyor?’ bakışıyla onu gözlemleyin.

Eğer çocuğunuz 1 yaşından büyükse artık yiyeceklere ve beslenmeye bakışı da ihtiyaçları da değişiyor demektir. 1 yaşından sonra çocuklar hayatta kalacak kadar yemek yerler. Ancak ruhları doymak bilmez. Dünyada keşfedilecek, yapılacak çok iş olduğunu fark eden 1 yaş çocuğu yemek yemeye oldukça az vakit ayırmak ister. Annesinin ona tabak tabak yemek getirmesi yerine onunla konuşmasını, oynamasını, gezmesini vb. isterler.

KÜÇÜK BİR HESAP YAPIN!

1 yaş sonrası ‘çocuğunuza yemek yedirmek için harcadığınız zaman onunla oynarken geçirdiğiniz zamandan fazlaysa’ burada durmanız gerektiğini hatırlayın. Çoğunlukla bu tablo çocuğun ebeveynine yemek dışı zamanlarda daha fazla ihtiyaç duyduğunun bir yansımasıdır. Böyle bir tablo yaşıyorsanız hemen elinizdeki tabağı bırakın ve çocuğunuzla oyun oynayın. Oynayan, kahkaha atan çocuğun iyileşemeyecek yarası yoktur.

ANNE YORGUNLUĞU

Çocuk bakımının zorluğu annelerin ruh halinde hasar yaratabilir. Bu nedenle annenin çevresindeki yetişkinlerden hayatını kolaylaştırıp, ruhen kendini yeniden inşa etmesine yardımcı olacak desteği alması gerekir. Anne iyiyse çocuk iyidir. Annenin yorgunluğu ve ruhen tükenmiş hissetmesi, küçük molaları dahi verememesinin yarattığı gerilim çocuklarda uyku, yeme, öfke kontrolü, tuvalet kontrolünde zorlanma gibi sorunlu süreçlerin tetikleyicisi olabilir. Bu nedenle çocukla ilgili zorlu süreçler yaşandığında yada çatışma arttığında ebeveynlerin dinlenme ihtiyaçlarını dikkate almaları çok değerli.

ÇOCUKLAR İKİ EBEVEYNLERİNE DE İHTİYAÇ DUYARLAR

Çocuklar doğduklarında fizyolojik ihtiyaçları nedeniyle annelerine bağımlı bir yaşam sürerler. Ancak 1 yaş sonrası bu fizyolojik bağlılık yerini duygusal bağlılığa bırakır. Bu noktada duygusal ihtiyaçları tek ebeveynin üstlenmesi çocuğun gelişiminde duygusal eksiklikler yaratabileceği gibi bir üst başlıkta yazdığım gibi annenin aşırı yorulmasına ve stresini kontrol etmekte güçlük yaşamasına neden olabilir.

Bu süreçte babaların rolü en az annelerin ki kadar önemli ve değerlidir. Baba ile çocuk arasında özel zamanların planlanması, yeme sorunlarının aşılmasında babanın da rol alması, tüm sorumluluğun annelerin üzerinde olmaması işleri kolaylaştırabilir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder