Cemre Torun: Kitabın geliri ihtiyaç sahibi restoran çalışanlarına gidecek

Koronavirüs sebebiyle zor günler yaşayan yeme-içme sektörüne, ‘Restoranlar Evde’ adlı dergi-kitapla destek geldi.

İstanbul’un 100’ün üzerinde restoranından tarifleri ve şehrin lezzetini hatırlatan onlarca yazıyı bir araya getiren dergi-kitaptan elde edilen tüm gelir, restoran çalışanları yararına kullanılacak. Kitabı birinci ağızdan, yemek yazarı Cemre Torun’dan dinledik.

■ Pandemi sürecinde zor günler geçiren restoranlara ‘Restoranlar Evde’ adlı kitabınızla destek oluyorsunuz. Kitaptan elde edilen gelir restoran çalışanlarına verilecek. Peki o çalışanlara nasıl ulaşacaksınız?

Kitaptan elde edilen tüm gelir, baskı ve gönderim maliyeti dışında, ihtiyaç sahibi restoran çalışanları yararına kullanılıyor. İhtiyaç sahipleri, sektörün önde gelen temsilcilerinden TURYID (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) liderliğinde belirleniyor. Binlerce kişiyi hedeflediğimiz destek, Hepsiburada.com tarafından 200 TL değerinde hediye çekleri şeklinde ulaştırılacak.

İSTANBUL’A KEYİF KATAN TARİFLER

■ Kitapta bizi neler bekliyor?

264 sayfalık dergi-kitapta, İstanbul’a lezzet ve keyif katan, tadı tuzu olan 106 restoranın tariflerini, şeflerin püf noktalarını ve restoranların hikayelerini bulabilirsiniz. Türkiye’den ve dünyadan önde gelen yemek yazarları, şefler ve restorancılar yazılarıyla İstanbul’un restoranlarının değerini hatırlatıyorlar. ‘Restoranlar Evde’ için hem bir tarif kitabı hem de İstanbul’un yeme-içme dünyasına dair bir keşif kitabı diyebiliriz.

■ Daha çok ne tarz tarifler var?

Esnaf lokantasından balıkçısına, şef restoranından kebapçısına farklı kategorilerde restoranların tarifleri bulunuyor. Restoranların her biri, en sevilen imza yemeklerinden birini paylaştı. Bazıları kolay tarifler, bazılarıysa daha zorlayıcı. Elbette bu tarifleri evde denemek keyifli olacak ama bence bir an önce yerinde yemek için de sabırsızlanacaksınız.

100 BİN İŞLETME 2 MİLYON ÇALIŞAN

■ Restoranlar pandemiden nasıl etkilendi?

Yeme-içme sektörü, tüm dünyada Covid-19 krizinden en çok etkilenen sektörlerden biri. Aylarca kapalı kalan bu mekanlar bugünlerde yavaş yavaş açılıyor olabilirler ama ciddi bir mücadele bekliyor hepsini. Her ne kadar direnmeye çalışsalar da, birçok mekan kapılarını kapatmak zorunda kalıyor ve kalacak. Türkiye’de yaklaşık 100 bin işletme ve 2 milyon çalışanı var yeme-içme sektörünün. Rakamlar, geçen seneye kıyasla ne kadar zor durumda olduklarını gösteriyor.

■ Bugün bir restorana oturduğunuz zaman neler hissediyorsunuz?

Restoranlar sadece karnımızı doyurduğumuz yerler değil, aynı zamanda bizi iyi hissettiren, ruhumuzu da besleyen, sevdiklerimizle buluşma noktalarımız. Bugün bir restoranda oturduğum zaman bu değeri ve arkasındaki insanları düşünüyorum. Karşılıklı duyarlı olma zamanı; müşterilerin restoranlara karşı, restoranların da müşterilere karşı…

■ Karantina sürecinde herkes evlerinde yemek konusunda harikalar yarattı. Bu durum dışarıda yemek yeme alışkanlığımızı etkilemiş midir?

Dışarıda yemek yeme alışkanlığımız elbette etkilendi. Ama bence daha çok sağlık ve ekonomik sebeplerden etkilendi. Yoksa evde harikalar yaratıyor olmak dışarıda yemenin yerine geçemez. Doğru, belki bu dönemde özellikle büyük şehirde oturan belli kesimler belki de hiç olmadığı kadar mutfakta yemek pişirdi. Ama bence bunun nasıl yaşandığı da çok önemli. Belki bazıları için keşif ve keyif dolu bir deneyimdi, bazıları içinse sabahtan akşama kadar evdekileri beslemek için yemek yapmak hiç de kolay olmadı.

YEMEK SADECE KARNIMIZI DOYURMUYOR

■ Mutfağın iyileştirici bir gücü olduğuna inanıyor musunuz?

Kesinlikle inanıyorum. Yemek sadece karnımızı doyurmaya yaramıyor, bir nevi terapi görevi de görüyor. Yemek yapmak yaratıcılık gerektiren bir aktivite. Basit bir makarna bile olsa eldeki malzemeyi değerlendirmeyi, problem çözmeyi ve sıfırdan bir şey yaratmayı içeriyor. Biliyoruz ki, kaygı ve endişe ile baş etmenin en iyi yollarından biri şimdiye odaklanmak. Yemek yapmak, ellerimizle yaptığımız diğer işler gibi, elimizi oyalar, bizi endişelendiren konuları fazla düşünmekten alıkoyar. Yemek yapmak aynı zamanda endişe duyduğumuz bir dönemde ihtiyacımız olan rutini de sağlar, günlük düzenimizi kurmamıza yardımcı olur.