Giriş
1950’li yıllardan günümüze uzanan puantiye deseni her kadının hayatına bir yerden dokunmuştur. Çiçek desenleri, grafik, geometrik desenler yerini sonbaharın romantikliğiyle beraber puantiyeye bıraktı.
Bu hafta tül üzerine işlenmiş benekli terliğim ve tamamı puantiyeli elbisemle dışarı çıktım. Kombinimin adını da ‘puantiye zehirlenmesi’ koydum. Risk budur! Baskın karakterler “Ben hiç puantiye kadını değilim” derler.
Oysa ben o baskın kadınlarla puantiyeyi birbirlerine çok yakıştırıyorum. Gerçek bir denge unsuru oluşturuyor. Kısacası günümüze modern şekilde uzanan bu desen, hem spor ayakkabı hem stiletto kadınları için kusursuz.
Klasikler klasik kalmalı
Siyah beyaz dışında her renk puantiye eşleştirmesi var artık. Bana kalırsa en risksiz ve şık olanı siyah üzerine beyaz. Ben bu yüzden kendime ‘yarı puantiye kadını’ diyorum. Ruhuna bayılıyorum ama bu ruhun biraz üstünü fazla buluyorum. Renk güzel şey ama klasikler klasik kalsın, siz onu renklerle kombinleyin. Fazla nostaljik bulup giymeyenlerdenseniz, çılgın ruhunuza sığdıramıyorsanız bu benekçikleri hadi size birkaç kombin önerisi gelsin.
Puantiye, kırmızı ruj, büyük çerçeveli gözlük ALGISINI YIK
Siyaha beyaz puantiyeli bir eteği neon renkte tişörtle kombinleyin. Asla dönem dizisinden fırlamış gibi durmayacağına söz veriyorum.
Puantiyeli pantolon, çizgili gömlek. “Yok artık” dedin duydum! Moda dergilerini karıştırırsan bu look’a sıkça rastlarsın. Madem fazla romantik buldun puantiyeyi, kır zincirleri.
Puantiye, kırmızı ruj, büyük çerçeveli gözlük, hanım hanımcık babet algısını yık artık. Dolabındaki en asi parçayla eşleştir puantiyeyi. Aynaya baktığında öğrendiklerin doğrultusunda “Bu olmadı” diyeceksin. Ama tarz olmak istiyorsan öğrendiklerinin dışına çık. Öğrenmişlikle moda bir arada işlemiyor.
