Zeynep Demirel: Güzellik yarışmaları dünyanın en saçma şeyi

Fenerbahçe’nin efsanevi kalecisi Volkan Demirel’in eşi olarak tanıdık onu. ‘2009 Miss Belçika’ güzeli. Şimdi ise 30 yaşında bir kadın olarak, “Bu tarz yarışmaları artık dünyanın en saçma şeyi olarak görüyorum” diyor. Yolunu sinemaya çevirmiş. Yönetmen ve yapımcı olarak koltuğa oturmaya hazırlanıyor. Zeynep Demirel enerjisi, doğallığı ve tüm güzelliğiyle karşımda. Evliliğini, çocuklarını, Instagram’dan ilgiyle takip edilen tarzını, sinema tutkusunu tüm ayrıntılarıyla anlattı.

‘Volkan Demirel’in eşi’ olarak tanıdık sizi. Nasıl bir aileye doğdunuz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Güzel bir çocukluk geçirdim. Türkiye’de doğdum. İlkokuldan hemen sonra Belçika’ya taşındık. Evlenene kadar oradaydım. O yüzden çok kültürlü bir insanım. Farklı kültürleri çok yakından gördüm. Zorlukları da oldu tabii. Belçika’da, bir yabancı olarak büyüdüm, bir yabancı olarak da güzellik yarışmasına katıldım.

Tescilli bir güzelin güzellik anlayışını merak ediyorum…

Güzelliğe bakışım çok değişti, güzellik yarışmalarına olan bakışım da değişti. Yarışmaya katıldığımda 18 yaşındaydım. Şimdi 30 yaşındayım. Şu an bu tarz yarışmaları dünyanın en saçma şeyi olarak görüyorum. Güzellik nedir ki ya? Bunun neyini yarıştırasın! Bu tarz yarışmaları çok cinsiyetçi buluyorum.

Dış görünüşe önem vermiyor musunuz yani artık?

Eskiden dış görünüşe önem verirdim ama artık bütüne bakıyorum. Bence zeka en çekici şey.

Kendinizi güzel buluyor musunuz?

Kusurlarım tabii ki var ama genel anlamda güzel buluyorum.

Güzelliğini kıskandığınız biri oldu mu?

Hiç olmadı. Güzel bir kadın gördüğüm zaman “Vay be” falan diyorum. Hiç spor yapmadan, dikkat etmeden zayıf, sıfır selülit, ful kas olan kadınları kıskanıyor olabilirim belki.

BAZEN AYNALARA KÜSÜYORUM

Nasıl uyanırsınız?

Bazı günler iyi enerjiyle uyandığım için kendimi çok beğeniyorum. Bazen aynalara küsüyorum, nefret ediyorum kendimden. Hahaha. Uykumu çok almışsam genelde beğeniyorum.

Dolabınızı açsam gözüme ilk neler çarpar?

Deri ceketler ve postallar. Bir şeye takarsam tam takarım ve takıntılı bir şekilde hep onu giyerim. Bir postalım var mesela iki yıl üst üste bütün kış onu giydim. Volkan bununla çok dalga geçti.

Bir ayakkabıya ya da çantaya en fazla ne kadar verirsiniz?

Ayakkabıya da çantaya da çok para harcamam. Acayip bir tüketim çılgınlığı yaşıyoruz. Çok ünlü markaların parçaları bir sezon popüler oluyor sonra başka bir tanesi çıkıyor. Bu duruma alet olmamaya çalışıyorum. Delicesine bir kısır döngüye girmiyorum.

Eşiniz Volkan Bey’in giyimine müdahale ettiğiniz oluyor mu?

Bazen, “Yapma etme Allah aşkına çıkar şunu üzerinden” diyorum. Bazen dinliyor bazen dinlemiyor. Genelde haklı çıkıyorum. Onun tarzı değişti zamanla. Eskiden daha klasik giyiniyordu şimdi daha spor giyinmeye başladı. Ben onda da spor giyimi daha çok seviyorum. Klasik giyimi sevmiyorum. Çok karışmam aslında, yapıcı eleştiririm. O da bana çok karışmaz.

Gelelim sinema tutkunuza. Nasıl başladı merakınız?

Yönetmen olmak benim eskiden beri hayalimdi. Belçika güzeli seçildiğim zaman daha ilk röportajımda da sinema sektöründe olmak istediğimi söylemiştim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV bölümü mezunuyum. Bitirme projem için çektiğim belgesel yurt dışında dört ödül aldı. Şimdi ise bir sinema filmi yapıyorum. Kasım 2020’de vizyonda olacak.

Nasıl bir film bekliyor bizi?

İsmi ‘Krampon.’ Yakında çekimlere başlayacağız. Volkan’ın hayat hikayesini çekeceğiz sanılıyor ama öyle değil. Bambaşka bir hikaye anlatıyoruz.

KÜÇÜK YAŞTA DAHA İÇTEN DUYGULARLA EVLENİYORSUN

“Kızlarımın benim yaşımda evlenmesin ekarşı çıkarım”demişsiniz. Hala böyle mi düşünüyorsunuz?

Evet. Ben çok erken evlendim. Volkan’la 18 yaşında tanıştım, 21 yaşındayken evlendim. O yaşlarda çok kolay aşık oluyorsun. Daha sonra evlenseydim muhtemelen aşk evliliği yapmıyor olurdum. Aşk evliliği yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum. Kızlarımın belirli bir yaşa gelip kariyer yaptıktan sonra evlenmelerini tercih ederim.

Erken yaşta evlenmenin avantajları neler?

Şimdi çevreme bakıyorum birçok arkadaşımın evlenme sebebi, ya çocuk sahibi olmak ya da “Belirli bir yaşa geldim, toplum baskısı yüzünden evlenmem gerek” düşüncesi. En büyük avantajı öyle bir evlilik olmaması. Küçük yaşta olunca içten duygularla evleniyorsun.

Peki ya dezavantajları…

Yaş ilerledikçe kendine güvenin artıyor, her anlamda geliştiriyorsun kendini. İlk zamanlarda yaptığın ilişkiyi yıpratıcı şeyleri yapmıyorsun. Biz o dönemleri atlattık. Başlarda ettiğimiz kavgaları şimdi düşündükçe acayip saçma buluyorum.

Volkan Demirel çok sert ve sinirli görünüyor. Kendisiyle anlaşmak zor mu?

Basında yansıdığı gibi birisi değil. Ben baskın bir karakterim, o da öyle. Maço, dediğim dedik erkek tiplerinden hiç hoşlanmam. Öyle bir adamla birlikte olmam imkansız.

Saha mı hırçınlaştırıyor acaba?

Türkiye’de futbol zaten yırtıcı bir olay. O da “Öyle olmak zorundayım” diye düşünüyor olabilir, bilmiyorum. Benim Volkan’la ilgili gözlemim şudur: Olduğu gibi olan insanlar duygularını saklamayı bilemezler. Ama politik, içten pazarlıklı bir tip olsaydı çok rahat saklardı. Ben onu “Biraz daha yapıcı ol” diye uyarırım.

AŞK ÇOK KISA SÜRÜYOR AŞKA BAĞLI KALMAK MANTIKLI DEĞiL

Evlilikte zamanla aşk azalıyor mu?

Aşkın bitmesinin evlilikle bir alakası yok aslında uzun ilişkilerde de zamanla azalıyor. Aşk çok kısa sürüyor. Aşkı süresi olan bir şey gibi görüyorum. Sevgi baki kalırsa ilişki devam ediyor. Aşka bağlı kalmak, sürekli aşk aramak mantıklı gelmiyor bana. Sevgiyi, saygıyı, tutkuyu ayakta tutmak daha önemli.

Volkan’ı görünce size “İşte bu benim evleneceğim adam” dedirten şey ne oldu?

Volkan ilk tanıştığımız an arkadaşına “Ben bu kızla evleneceğim” demiş. Ben de ilk görüşte aşık olmuştum ama evleneceğim erkek gözüyle bakmadım. Ben zaten temkinliyimdir. Çok zaman geçmesi lazım bir insanı hayatıma alabilmem için.

Bir erkekte mutlaka olması gereken özellik hangisi sizce?

Samimiyet ya... Hiç sevmem ne düşündüğünü belli etmeyen, olduğundan farklı görünmeye çalışan tipleri.

Kıskanç mısınızdır?

Eskiden olsa bu soruya çok rahat bir şekilde “Evet” derdim. Şu an hiç değilim.

Futbolcu eşi olmak zor mu?

Zamanla aştım zorlukları. Alışveriş merkezinde bir şeye bakarken ertesi gün haberim çıkıyor “Volkan Demirel’in karısı tek seferde 20 bin harcadı.” Elimi bile atmamıştım hiçbir şeye, almadan çıkmıştım. Basında kalıplaşmış bir futbolcu ve kalıplaşmış bir futbolcu eşi imajı var. Onlara göre bütün futbolcular kıyafetlerine delice paralar harcarlar, hepsi agresiftir, barlarda yakalanır. Eşleri de sadece alışveriş yapar, davetlerde gezer. Böyle bir algı var. Böyle olanlar da var tabii. Onları da yargılayamam herkesin bir yaşam şekli var.

Fenerbahçe’yi bir kadın gözüyle nasıl anlatırsınız?

Çok çok fazla öğrencisi olan bir okul gibi. Maça gittiğim zaman insanların bu kadar delirircesine aşık olması beni çok etkiliyor. Köklü ve duruşu olan bir kulüp Fenerbahçe. Politik olarak da bir duruşu var. Duruşu olan her şeyi çok severim.

EDİLEN KÜFÜRLER UMRUMDA DEĞİL

Sosyal medyada yapılan ağır eleştirilerle nasıl baş ediyorsunuz?

Bir dönem Volkan’ın maçta yaptığı bir şey haber oluyordu. Rakip takım taraftarları, çocuklara ve bana küfür ediyordu. O zamanlar daha küçüktüm ve Türkiye’ye de alışkın değildim. Bir ara en fazla küfrü ben yedim. Pankart falan açıyorlardı hatta. Ama şimdi zerre umurumda değil.

İki tane kızınız var onlar babalarının ününün farkındalar mı?

Büyük olan farkında ve gurur duyuyor bu durumdan. Bir kız çocuğundan beklenmeyecek boyutlarda Fenerbahçeli.