Bugün, toplumumuzda zaman zaman tartışmalara yol açan ancak özünde son derece kişisel bir karar olan çocuk sahibi olma konusuna jinekolojik pratiğimden edindiğim bakış açısıyla değinmek istiyorum. Bir hekim olarak yıllardır pek çok farklı yaşam öyküsüne tanıklık ettim. Bu öykülerde ortak olan bir nokta varsa o da bireylerin kendi bedenleri ve gelecekleriyle ilgili verdikleri kararların ne kadar kıymetli ve saygıya değer olduğudur.
KARAR ONLARIN
Çocuk sahibi olmak, kuşkusuz ki bir insanın hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri. Bu karar yalnızca iki yetişkinin değil, potansiyel bir bireyin tüm yaşamını etkileyecek derin bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Dolayısıyla, bu kararın alınmasında en yetkili merci, çocuk sahibi olma düşüncesini değerlendiren ebeveynlerdir. Çevremizde, çeşitli nedenlerle çocuk sahibi olmayı tercih eden veya etmeyen pek çok insan var. Kimi çiftler, büyük bir arzu ve heyecanla bu yola adım atarken, kimileri farklı öncelikleri veya sağlık durumları nedeniyle bu kararı erteleyebilir veya hiç düşünmeyebilirler. Her iki durumda da bireylerin tercihleri saygıyla karşılanmalı.
HAK İHLALİ OLUR
Unutmamalıyız ki, çocuk sahibi olmama kararı da en az çocuk sahibi olma kararı kadar kişisel ve geçerlidir. Bu karar, ekonomik kaygılar, kariyer hedefleri, sağlık sorunları veya tamamen kişisel tercihler gibi pek çok farklı nedenden kaynaklanabilir. Bu nedenleri sorgulamak, yargılamak veya müdahale etmeye çalışmak, bireylerin en temel haklarından biri olan kendi yaşamları üzerindeki söz hakkını ihlal etmek anlamına gelir. Geniş ailelerin, arkadaş çevresinin veya toplumun genelinin bu konudaki beklentileri veya düşünceleri olabilir. Ancak bu beklentiler ve düşünceler, bireylerin kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararların önüne geçmemelidir. Özellikle kadınların üzerinde bu konuda hissedilen toplumsal baskı, zaman zaman onların psikolojik sağlığı da olumsuz etkileyebiliyor.
HUZURU ZEDELER
Biz hekimlerin görevi, bireylerin üreme sağlığı konusunda doğru ve bilimsel bilgiler sunmak, onların sağlıklı kararlar almalarına destek olmak ve her türlü tercihlerine saygı duymak. Çocuk sahibi olmak isteyenlere bu süreçte rehberlik ederken, çocuk sahibi olmayı tercih etmeyenlerin kararlarına da aynı özen ve anlayışla yaklaşmalıyız. Kabul edelim ki, çocuk sahibi olma kararı, bireylerin en mahrem ve özel alanlarından biri. Bu karara dışarıdan müdahale etmek, hele ki yargılayıcı bir tutum sergilemek, hem etik değildir hem de toplumsal huzuru zedeleyebilir. Herkesin bu konudaki farklı tercihlerine saygı duymak, sağlıklı ve hoşgörülü bir toplumun temelini oluşturur. Her bireyin kendi hayatının kahramanı olma hakkı var ve bu kahramanlık, çocuk sahibi olup olmamaktan bağımsız olarak çok değerli. Anne olmayı çok sevmiş biri olarak, bunu önerip önermediğim sorulduğunda kişisel deneyimimin mutluluk verici olduğunu, ancak hayatlarını nasıl geçirmek istiyorlarsa onlar için en mutluluk verici deneyimin o olacağını söylerim. Herkes için sevgiyi bir biçimde bölüşüp çoğaltabileceği bir yaşam dilerim; ama çocuklu ama çocuksuz. Muhteşem kadınlar ve erkeklersiniz.