Giriş
Gençken ‘ayıp’ der geçeriz, yaş alınca ‘ayıp değil, ayıp oldu çözmemek’ deriz.
YAŞA GÖRE TEPKİ DEĞİŞİR
Cinsel sorunlar yaş tanımaz; 20’sinde de ortaya çıkabilir, 60’ında da… Ama kabul edelim, yaşa göre hem tepkimiz hem de çözüm arayışımız değişir. Genç yaşlarda cinsel sorunla karşılaşan biri genelde ya utanır ya da internetin karanlık köşelerine danışır. “Geçer herhalde”, “ilk defaydı”, “strestendir” gibi bahanelerle üstü örtülür. Hekime gitmek mi? O da ne? Hele ki konu cinsellikse… Aman ha! Ama sorunlar halının altına süpürülünce orada filizlenip dev ağaç olur. Cinsel işlev bozuklukları, özgüven eksikliği, ilişki problemleri derken domino taşı gibi yıkılır her şey.
KONUŞULMAYANLAR BÜYÜR
İleri yaşta ise işler değişir. İnsan zamanla anlar ki, “konuşulmayan her şey büyür”. Üstelik yaş almanın getirdiği rahatlıkla, “Benim bedenim, benim sağlığım” bilinci artar. Yani çekinmek azalır, yerine çözüm arama isteği gelir. “Doktora gitmek ayıp mı canım, benim prostatım varsa senin tiroidin var” noktasına geliriz. Kadınlar menopoz sonrası cinsel isteksizlik yaşadığında artık bunu “yaşlandım herhalde” diye kabullenmek yerine “neler yapılabilir?” diye araştırıyor. Erkekler de performans kaygısını bir utanç değil, çözülmesi gereken bir mesele olarak görüyor.
NE KADAR ERKEN O KADAR KOLAY
Uzman gözüyle şunu net söyleyebilirim; yaş fark etmez, cinsel sorun çözülür. Ama ne kadar erken, o kadar kolay! Genç yaşta erken müdahale, hem fiziksel hem psikolojik anlamda derinleşmeden sorunları çözer. İleri yaşta da çözüm mümkün ama tablo biraz daha kompleks olabilir: hormonlar değişmiş, kalp-damar sistemi etkilenmiş olabilir. Yani denklemde birkaç bilinmeyen daha olur. Ama iyi haber şu; artık tıbbi, psikolojik ve hatta teknolojik destek imkanları o kadar gelişti ki, her yaştan birey için çözüm var. Yeter ki, “yaş oldu kaç” deyip kabullenmek yerine, “yaşam kalitesi”ni öncelik yapalım.
