Doç. Dr. Gökçen ErdoğanKimler aldatıldı?

HABERİ PAYLAŞ

Kimler aldatıldı?

Aldatılma üstüne kitaplar yazın, şarkılar yazın, şiirler yazın, destanlar yazın; bitiremezsiniz. Öyle çok hikaye, öyle çok yaşam, öyle çok insan.

BAHANELER SAĞLIKLI DEĞİLDİR

SORU: Hocam 27 yaşındayım. Oğluma hamileyken 19 kilo aldım ve doğumdan sonra 10’u kaldı. Ama vücut yapım değişti; göbeğim yoktu, artık var. Emzirdiğim için memelerim sarktı. Selülitim yoktu, onlar da oluştu. Ve sonunda eşim tarafından aldatıldım. Şimdi de o kiloları vermek için daha çok uğraşmadığım için pişmanım. Ama çocuğuma yalnız bakıyorum, ailelerimiz uzakta. Spora gitmeyi bırakın, market alışverişine bile çocuğumla çıkıyorum. Erkeklerin kiloyu bu kadar dert etmesi normal bir şey mi?

Haberin Devamı

CEVAP: Evlilik gerçekten çeşitli nedenlerle kilo alan kadınların aldatılmasının caiz olduğu bir anlaşma modeli mi! Doğum, bütün hormonlarınızın ve hatta organlarınızın yerinden oynadığı bir süreç. Tabii ki eski haline gelmesi zaman alıyor. Ama en önemlisi ruhsal olarak büyük sorumluluklar, dolayısıyla yorgunluklar altına sokan bir süreç. Hele de yardım alamadığımız durumlarda epey yıpratıcı olabiliyor, bütün güzelliğine rağmen. Burada eşlere düşen şey uçkurlarının peşine düşmek değil, ortak yapıcısı oldukları çocuğun sorumluluğunu paylaşmak ve anneye değerli olduğunu hissettirmek. Cinsel yaşamın sekteye uğraması da olağan. Bu süreç uzarsa profesyonel yardımla çözüm de sağlanabiliyor. Ama bir kadına, kilo aldığı için aldatıldığı söyleniyor ya da hissettiriliyorsa orada herkes dursun; bahaneler sağlıklı şeyler değildir. Erkekler göbeklenince, kelleşince aldatan kadınlara da böyle empatiyle yaklaşılıyor mu mesela? “Hakkıdır, haklıdır” deniyor mu? Asla! Fazla kilolarınızı verirsiniz, en başta kendiniz için. Beslenme uzmanından destek alarak, evde spor yaparak ya da günlük yürüyüşlerle. Bunu kendi sağlığınız için yapın ve daha iyi hissedin tabii. Ama kilo almanız bir hata değil ve aldatılmanız sizin suçunuz değil. Kimin suçu olduğunu hiç söylemeyeyim. Bir uzmanla görüşmenizi ve duygu durumunuzu iyi yönetmenizi çok isterim. Değerinizi asla unutmayın ne olur...

Haberin Devamı

ŞÜPHE DEĞERSİZLİĞİ BESLER

SORU: Hocam 20 yaşındayım ve 39 yaşındaki eski hocamla beraberim. Sanırım aldatılıyorum. Emin değilim ama şüpheleniyorum. Nasıl emin olabilirim?

CEVAP: Şu anda başka bir problemimiz var bence. Siz henüz reşit değilken de size karşı duyguları olan bir eğitmenden mi bahsediyoruz, bunu bilmiyorum öncelikle. Bu çok net bir kırmızı çizgi. Hem kişisel bakış açımla hem de yasalar karşısında. Yaş farkının önemli olmadığı dönemler vardır; 40 yaşında birinin 55 yaşında biriyle olması gibi. Cinsel, ruhsal, fiziksel gelişimini tamamlamış ve iradesini ortaya koyma deneyimi olan iki denk insan kabul edebiliriz bu iki insanı. Ancak 20 yaşında bir genç kadınla 39 yaşındaki öğretmeni-eğitmeni arasında bir denklik olduğunu düşünmüyorum. Şüphe, değersizliği besler. İnanın siz bundan çok daha değerlisiniz. Yakın yaşlarınızda sizinle aynı sosyal düzlemde çok daha iyi partner adayları olduğundan eminim. Durumunuza sağlıklı bakabilmek adına bir uzmandan yardım almanız büyük fayda sağlar.

Haberin Devamı

KİMSEYE KULAK ASMAYIN

SORU: Hocam ben 8 yıllık evliyim ve karım tarafından aldatıldım. Terfi almıştım ve eve, ona çok az vakit ayırıyordum. Duygusal boşluğa düşmüş ve iş yerinde kendisinden küçük olan, ona ilgi gösteren biriyle görüşmüş. Bunu bana kendisi anlattı, pişmandı ve evliliğimizi toparlamak istedi. Ben de kabul ettim ve gerçekten iyi gidiyoruz. Ama nasıl duyduysa bir arkadaşımız duymuş ve üstümde bir baskı oluştu. Erkekler için çok zor bir durum. Bana bir yol gösterir misiniz?

CEVAP: Size bir örnek vermek istiyorum. Şu günlerde mutlu evliliği olan bir futbolcumuz, ilk evliliğinde aldatılmış, zor günler geçirmişti. Futbol gibi eril bir dünyada, bütün dedikodu ve psikolojik baskıya rağmen eski eşinin hatasını affetmiş ve evliliklerine bir şans vermek için adım atmıştı, çabalamıştı. Sonra yürümedi ama hiç önemli değil. Bu toplumda bunu yapabilmek çok zordur, onaylasanız da onaylamasanız da zorlu bir sevme ve sahiplenme biçimiydi. Takdire şayandı. Çünkü kadınlarda “aman yuvanı yıkma” söylemi hiç olmaması gereken biçimde yaygınken erkeklerde bu resmen bir kan davası, bir ölüm kalım meselesi sayılıyor. Demem o ki, bu evliliği yürütmek istiyorsanız, eşinizin pişmanlığına ikna olduysanız ve denemek istiyorsanız kimseye kulak asmayın. İhanet kimden gelirse gelsin onaylamam ama ilişkilerin kendi dinamikleri vardır. Eşinizi tanıyan, bilen sizsiniz. Emek vermeye karar verdiyseniz yılmayın. İkiniz için de en iyisi olsun.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder