Giriş
Bir zamanlar aşkı anlatırken kalbimizin hızla çarpmasından bahseder yan yana olmaya doyamamaktan şikayet ederdik. Şimdi ise karşımızdakinin şarjının (gerçek anlamda şarjının) bitmemesine odaklanmamız gerekecek gibi, ne dersiniz? Evet, teknoloji öyle bir hızla gelişti ki, henüz romantik mesajlara doğru emoji seçmeye alışamamışken, karşı koltukta bir humanoid robot oturuyor olabilir. Üstelik bizimle aynı dili konuşuyor, dertlerimizi dinliyor, kahve yapıyor, şiir bile yazıyor… Böylesi bir ilişki size ne hissettiriyor?
TEST EDİLİYOR
Şaka değil. Japonya başta olmak üzere bazı ülkelerde, yalnızlıkla mücadele için humanoid robotlarla geliştirilen arkadaşlık ve flört uygulamaları test ediliyor. Bazı robotlar öyle gerçek ki, yüz ifadesinden ruh halinizi anlıyor, bazıları ise her sabah size, “Günaydın canım, bugün biraz stresli olabilirsin ama ben buradayım” diyebiliyor. Hangi erkek bunu her sabah demiş zaten? Robotun gözünüzü boyaması doğal. Şimdi bir düşünün … Bir gün eve geliyorsunuz. Eviniz size sıcak bir “Hoş geldin” diyor (çünkü artık ev bile akıllı). Mutfakta partneriniz sizi bekliyor. Üstelik bugün sizi neyin mutlu edeceğini algoritmalar sayesinde çözümlemiş. Yani şöyle diyelim, hem sizin en sevdiğiniz yemeği yapmış hem de o günkü ruh halinize uygun bir film açmış. Çorbayı karıştırırken gözünüzün içine bakıp, “Bugün biraz sessizsin, anlatmak ister misin?” diyor. E şimdi … Karşısında sessiz kalmak da ayıp. İşte tam bu noktada insanlık yeni bir sınavla karşı karşıya kalıyor; gerçek bir duygu mu arıyoruz, yoksa kusursuz bir yansıma mı? Çünkü robot sevgililer kavga etmiyor, trip atmıyor, “Benimle ilgilenmiyorsun” demiyor. Ama belki de işte tam bu yüzden … Burası kafamı karıştırıyor.
BU KONUDAKİ ÖNGÖRÜLER
ve fütüristler bugünden bazı öngörülerde bulunuyor:
* İnsanlar arasındaki ilişkiler daha da bireyselleşecek, çünkü robotlar ‘ideal eş’ simülasyonu sunabilir.
* Empati ve bağ kurma gibi duygusal beceriler zayıflayabilir, çünkü bir robotla empatiye gerek kalmayabilir.
* Yalnızlık azalabilir; özellikle yaşlılar ve sosyal desteği az olan bireyler için.
* Ve evet, bazı ülkelerde evlilik yasaları bile değişebilir, “kişiler arası” yerine “varlıklar arası” birliktelikler yasal hale gelebilir.
AŞKIN TADI ÇIKAR MI?
Ama ne olursa olsun, insan kalbi hala o eski şiirlerdeki gibi çarpıyor. Bazen saçma sapan tartışmalardan sonra barışmayı, bazen içten bir kahkahayı, bazen de karşılıksız sevgiyi arıyor. Bunu bir robot ne kadar anlayabilir, tartışılır. Belki de aşk, hala biraz bilinmezlik, biraz hata, biraz da kırılganlıkla güzel. Benim için mutlak gerçek bu. Belki gelecekte sevgilimiz sabah kahvemizi yapacak, ruh halimizi analiz edecek, ama yanlışlıkla kahveyi üstümüze döküp mahcup olmayacak. İşte o küçük kusur, o özür öpücüğü, o ‘an’ın getirdiği yokken aşkın tadı çıkar mı? Bana çıkmaz gibi geliyor.
EDİTÖRÜN NOTU: Bu konu ilginizi çektiyse, Romantik-Bilim Kurgu türündeki ‘Ich bin dein Mensch’ (Tam Sana Göreyim) filmini izlemenizi öneririm.
