Doğukan Tevfik Meriç Geleneksel sinemanın Z kuşağı ile imtihanı
HABERİ PAYLAŞ

Geleneksel sinemanın Z kuşağı ile imtihanı

Bilmeyenler için önce Z kuşağının ne olduğunu açıklamam gerek.

Amerikan kültüründe jenerasyonlar X,Y ve Z gibi harflerle isimlendirilir.

X kuşağı 1960-1980, Y kuşağı 1981-1996 arasında doğanlar için, Z kuşağı ise 1996’dan sonra doğan insanlar için kullanılan bir sosyolojik ve demografik gruplandırma ifadesi.

Y kuşağının sonlarında ve Z kuşağının başlarında doğan insanlar günümüzde internet ve sosyal medya ile en çok haşır neşir olan grup.

Özellikle milenyum sonrası, sosyal medyanın ve internetin içine doğdu. Bu sebeple görsel ve işitsel malzemeye bir tuşla ulaşıp tüketmek, onlar için hayatın doğal akışında olan şeyler.

Haberin Devamı

90’lar ve sonrasında doğup büyümüş Z kuşağının şekillendirdiği internet mecrası, Y ve kısmen de olsa X kuşağını da etkiledi. Artık internetle alakalı olan herkes çabuk tüketim çılgınlığına yakalanmıştı.

Kendilerini filme veremiyorlar

Geleneksel sinemanın Z kuşağı ile imtihanı

Film şirketleri de Z kuşağının varlığını çoktandır kabul etmiş durumda. Sinema dünyasında en çok gişe hasılatı yapan filmlere baktığımız zaman, yakın geçmişte en tepede sürekli süper kahraman filmlerini ve fantastik öğelere sahip filmleri görüyoruz. Film şirketleri bu filmleri özellikle Z kuşağını hedef alarak yapıp pazarlıyor.

Bu filmler ise çoğunluk tarafından eğlencelik olarak tanımlanırken, sinema hissiyatı vermiyor. Çünkü özellikle X ve Y kuşağının bir kısmı bu filmleri çerezlik bulduğu gibi, çocuk filmi diye aşağıladıkları da oluyor. Sırf bu yüzden genellikle bu yaş grubundaki insanlar “Ya mis gibi filmler sinema salonlarında yer bulamazken, bulanlar da gişede çakılırken abuk sabuk, içi boş aksiyon dolu filmler milyarlarca dolar hasılat yapıyor” diye düşünüyor.

Hatta 2005 sonrası doğan çocuklar da bu tarz filmleri sıkıcı buluyor. YouTube’taki 10 dakikalık videoyu ara vere vere 1 saatte izleyenler, doğal olarak sinemada en az 2 saat süren süper kahraman filmlerini izlerken dikkati dağılıyor. Kendilerini filme veremiyorlar.

3 buçuk saat süren The Irishman ne kadar izlendi?

Geleneksel sinemanın Z kuşağı ile imtihanı

Bu zamana kadar genelde sadece izleyiciler arasında dönen tartışmaya son aylarda sinema insanları da dahil oldu. Usta yönetmenler bir bir süper kahraman filmlerini kötülerken Martin Scorsese “Bu tarz filmlerin sinema olmadığını” söylerken, ülkemizin Cannes ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan da “Çocuklarım yüzünden bu filmleri izlemek zorunda kalıyorum. Bu da benim cezam” şeklinde açıklamalar yaptı.

Haberin Devamı

Martin Scorsese’nin bu sene yönetmenliğini üstlendiği The Irishman, sinemalarda yer bulamadı. Scorsese üç buçuk saat süren filmi Amerika’daki sinema salonu işletmecilerine satmayı başaramadı.

Scorsese ve filmi “The Irishman”in elinden Netflix tuttu. Alfonso Cuaron’un Roma filmine yaptığı yatırımın bir benzerini bu sefer de Scorsese’nin “The Irishman”ine yapıp filmi yayınladılar.

Fakat bir sorun vardı. Netflix’in ortalama izleyici kitlesi genellikle Z kuşağı diye tabir ettiğimiz 1995 sonrası doğanların içinde bulunduğu gruptan oluşuyor.

Doğal olarak süper kahraman filmlerini, Hızlı ve Öfkeli filmlerini, Star Wars filmlerini izlerken bile belli anlarında telefondan saatine bakan insanlardan üç buçuk saat süren, ciddi bir konuyu işleyen, ağır yapılı bir mafya filmini tek oturuşta bitirmesi beklenemezdi.

Haberin Devamı

Bu rakamlar, sektörü kökünden değiştirecek

Geleneksel sinemanın Z kuşağı ile imtihanı

Geçtiğimiz gün ortaya çıkan verilere göre “The Irishman”, ilk beş günde 13,2 milyon kez izlenmiş. Bu iyi bir rakam. Fakat elimizde ilginç bir veri daha var. Bu veride izleyenlerin yüzde 82’sinin filmi tek oturuşta bitirememiş olduğunu görüyoruz.

Bu, önümüzdeki yıllarda sinema sektörünü ve filmlerin yapısını kökünden değiştirebilecek bir istatistik bu.

Martin Scorsese gibi sinemanın her döneminde ses getirmiş filmler çeken usta yönetmenlerin, Marvel filmlerine yönelik eleştiriler yapacağına, bu tarz filmlere milyar dolarlar kazandıran yeni nesli yakalaması gerektiğini ortaya koyan çarpıcı bir tablo var önümüzde.

Çünkü bu tarz filmler sinema salonlarında yer bulamıyor. İnternette de ne kadar iyi bir ürün olursa olsun insanlar izlerken sıkılıyor. Birkaç güne bölerek izliyor. İnternette “The Irishman”i 4 bölümlük bir mini dizi olarak izleyebilmek için rehberler hazırlanıyor.

Anlayacağınız hem sinemayı hem Netflix gibi streaming servislerini, “Sinemadan anlamıyor” denilen neslin beğeni ve zevkleri şekillendiriyor.

Geleneksel sinema istesek de istemesek de Z kuşağına karşı ortaya koyduğu mücadeleden yenik ayrıldı. Her ne kadar bu tarz konuların ciddi bir şekilde işlendiği ciddi filmler yok olmayacak olsa da, artık ana akımda yer bulamayacakları da, Hollywood’un dedebeylerinin birkaç yıl sonra kabul etmek zorunda kalacakları bir gerçek.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder