Seslenişimi arzederim

Mecburen. Çünkü adamlarınız böyle istiyor. Arzetmeden seslenilemezmiş. Çünkü size göre, hayatımızı korku içinde geçiriyoruz ya. Mecburen. Ama, asla bilmek istemediğiniz bir şey var. Biz sadece basın, ifade ve eleştiri özgürlüğümüzü savunuyoruz. Kimseyi kandırmadan, “şarlatanlık” yapmadan. Eski defterleri karıştırıp, “dedi”, “dedim” dedikodusuna girmeden. Yüzde 52 dediniz, biz de dedik. Taa Bosna Hersek’te Mursi’yi kastederek 2 kere daha yüzde 52 dediniz, aldırış bile etmedik. Sayın Cumhurbaşkanı... Şunu biliniz ki, Doğan Medya Grubu yazarları olan bizler, iktidar geminizin altına yapışmış, orada yaşama tutunan, sığ sularda hayat bulan midyelerden değiliz. Arzederim.

'Oy ve Ötesi'

Seçime daha iki hafta var ama yurt dışında başladı biliyorsunuz. Ve oy hırsızlığı da başladı. Sandık başkanı imamlar sayesinde. Başkası adına da oy verenler, ‘mühürü şuraya bas’ diyenler hakkında boyuna zabıtlar tutuluyor. Yaptırımı ne? Hiç. Bu gidişle trafo eğitimi yaptırılan keditrollere hiç gerek kalmayacak. Avrupa’da yapılıyorsa, kim bilir Anadolu’da neler yapılır. Bırakın köyü, kasabayı şehirlerde bile. Onun için, önce oyuna, sonra sandığına sahip çık ey vatandaş. “Oy ve Ötesi” seni bekliyor. Demokrasi ve vatan aşığı gençler, sandık başında ve sayımda neler yapacağını sana öğretmek için. Bu bir vatan ve rejim borcu unutma.

Bu hikayenin sonu “Az sonra”

‘Bu fakir’ sıcak bir havada, yaratılan tabiat harikası Maltepe Miting Meydanı’ndaydı. Basın bölümünü teğet geçip sağlık çadırlarına doğru yöneldim. İlk yardım pırıl pırıl. Nedense yaşlılar da ona yakın. Ekranda Mısır’ın devrik seçilmiş lideri Mursi anlatılıyor. Yanımda yaşı bana yakın biri var. Bağcılardan binmiş belediyenin miting otobüsüne gelmiş. Konuşuyoruz.
- Dayı kimmiş bu Mursi?
- Bir arap din adamıymış.
- Bi de Rabia adı geçiyor.
- O da kızı. Kocaman adamsın bilmiyor musun?

Deyince uzaklaşıyorum. Tepemizde bir helikopter. Sahnedeki bağırıyor: ”Başbakanımız sizi selamlıyor.” Ama adı yok. Halk Erdoğan üzerine kurulmuş, ona bağırıyor. Elinde 3 bayrak olan, orta yaşlı bir partiliye yanaşıyorum.
- Çok kalabalık değil mi?
- Evet amca 10 milyon vardır.
- Yok canım İstanbul 17 milyon değil mi?
- İyi ya işte yarısı burada.
- Deme yahu vay anasına.
- Keşke babamız da gelseydi.
- Çok mu yaşlı getiremedin mi?
- Yok be amca Tayyip babamı söylüyorum.

Bu arada koca podyumda kadınlı, erkekli defile var. İstanbul adayları el sallayarak kendilerini gösterme savaşında. Ve Başbakan sahnede. Ama hocası, piri gibi kalabalığı avucunun içine alamıyor. Tarafsızlığından haberi olmayanlar yine RTE diye bağırıyor. Arkadaki amigonun ise canı çıkmak üzere. Konuşma uzadıkça tenhalaşıyoruz. Filmin sonunun geldiğini fark eden miting aboneleri yavaş yavaş gidiyor. Bu arada iki kişiye kulak kabartıyorum. “Abi gel karıları otobüse bindirelim, biz de şu motorlardan birine atlayıp, Boğaz’ı geze geze Sarıyer’e gidelim. Orada bakarız keyfimize.” Sonra da bana dönüp gülüyor. “Değil mi amca?”. “Evet” deyince hediye olarak bana bir su veriyor. Başbakan hala konuşuyor. Elinde mızrağı, her lidere saplayıp duruyor. Millet mest. Ancak 2 saatten fazla ayakta durmaktan benim pil bitiyor. Arabaya gelene kadar iyice sıfırı tüketiyorum. İşte meraktan doğan bir İstanbul hikayesi.

ÇIK ORADAN...

İzmir’de Atatürk’ün kullandığı ev müze haline getirildi. Bir odada da Atatürk, İnönü ve Fevzi Çakmak’ın Kurtuluş Savaşı planları üzerinde çalışırken canlandırması yapılmış. Açılışı yapan Bakan Çelik de aynı pozu takınıp aralarına ilişivermiş. Soruyorum. “İki ayyaş”ın yanında ne işin var. Çık oradan.

HAKEM

Asgari ücret ve emeklilere 2 bayramda ikramiye vaatleriyle AKP’yi kroke eden CHP, rakibini düşürmek için bir yumruk daha attı. Ekonomik tanımıyla Yüzyılın Projesi’ni. Hakem, yani seçmen gözlerdeki kaymayı fark etti. 7 Haziran’da maçı hakem kararıyla bitirip, galibin elini kaldırabilir. Projede, hedef önce 2020, sonra da 2035. Yani bugün doğan çocuklar, 20 yaşına geldiklerinde ağaçtan meyva toplayabilecekler. Ama meğerse tüy sıklet Başbakan bu projenin benzerini, aylar önce açıklamış. Hedef de 2019’muş. Şimdi diyorlar ki:
¦ Bu proje 2007’de hayat bulacakmış ama CHP engellemiş.
¦ Kişi başı gelirin 36 bine çıkması için 20 sene beklemeye gerek yokmuş. 2023’de zaten ulaşılacakmış.
¦ Merkez Ülke tabirini de Başbakan 15 yıl önce kullanmışmış. Yani AKP gardını hala yukarıda tutmaya çalışıyor. Bana göre ise, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını halkın anlayacağı dile çevirmek lazım. Kim öle, kim kala dememesi için. Hem de ivedilikle. Yoksa boşa gidecek.

ALEYKÜMSELAM

Kefenli, tabutlu, Azrail’e ‘Aleykümselam’ demeli bir ölüm edebiyatı sürüp gidiyor. Ama bir şey eksikti: Ölüm meleği. Onu da bestekar Muzaffer Özpınar’ın cenazesinde Bülent Ersoy canlandırdı. Tabutun yanına geldiğinde, Özpınar bile korkmuştur. “Ne o ikinci defa mı geldin” diye.

CIZZZ...

Dinç Bilgin kazazedesi, duayen reklamcı Nail Keçili, Haydarpaşa Garı için, “Orayı otel filan yapmayın. Tımarhane yapın. Lazım olacak bu millete” demiş. Doğru. Çünkü herkes oynatmaya az kaldı.

Dedi Valla...

? Davutoğlu, “Cumhurbaşkanını kampanyaya muhalefet çekiyor” dedi.

? Binali Bey, “Gerekirse azınlık hükümeti kurarız” dedi, Başbakan çileden çıktı. Ama dedi.

? Beki, “Yandaşlığın bittiği yerde, yanaşmalık başlar” dedi.

? Gençleri gaza boğan Erdoğan, “Gençler, eğilmeyin dik durun” dedi.

? Vee, Gökçek ‘Yüzyılın Projesi’ni yorumladı: Zzzzt Erenköy...

Bu ne cahillik

Erdoğan’a sordular: “Kitap okuyabiliyor musunuz?” Vakti olmuyormuş. Arkadaşlar özetini çıkarıyormuş, o da onu okuyormuş. Güzel. Ama Davutoğlu, Tokat’ta çıktı ne dedi:”Kitap özeti okumakla kitap okunmuş olur mu? Bu ne cahillik.” Peki bu ne cahillik?

Lobi yakalılar

Lobiler vardı bir zamanlar. Çeşit çeşit. AK Parti’ye göre her işimizi onlar karıştırıyordu. Yeni duyduk. Çeşitli zamanlarda darbe yapmak için girişimde bulunmuşlar. Başaramayınca da gidip Mısır’da yapmışlar. Sonra da bazı Afrika ülkelerinde herhalde. Hep beyaz yakalılardan dert yanıyorlar ya, bu lobi yakalılar demek ki daha betermiş. Çanta ellerinde ülkeleri dolaşıyorlar. Bir açık buldukları zaman da, hooop darbe. Ne kolay değil mi? Bir boş vaktinizde siz bile deneyebilirsiniz. Ama elinizi çabuk tutun. Özel, iyileşebilir.