Erkut Can "Siyaseti becereceğimi düşünmüyorum"
HABERİ PAYLAŞ

"Siyaseti becereceğimi düşünmüyorum"

Bu haftaki köşemin ana konusunu Prof. Dr. Ziya Selçuk’a ayırdım.

Yani Milli Eğitim Bakanı’na. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi açıkladığında, “İşte bu” demiştim. Öğretim üyeliği, devlette eğitim tecrübesi ve kurucusu olduğu Maya Okulları’ndaki sektör tecrübesi ile Milli Eğitim Bakanlığı için tam isabetti. Herkes için bir umut ışığı oldu.

Oldu da bakın o ne diyor. “Geldiğim gün çok yüksek bir beklenti oluştu. Hiçbir vaatte bulunmadan, kelime sarf etmeden, böyle büyük bir beklenti oluşması benim sorumluluğum değil. Yine de, ne yapacağız, nasıl yapacağımız üzerine uzun yıllar çalışmış olmama rağmen, uyku düzenim kalmadı. Elbette şikayet etmiyorum. Çünkü bu, bir millet ve ülke ödevidir.”

Haberin Devamı

Selçuk’un üstlendiği görev için söyledikleri bunlar. Titrinin bağlı olduğu kurum için söyledikleri ise şöyle: “Siyaset çok birikim isteyen, mücadele azmi gerektiren, maraton koşmak anlamına gelen bir iş. Kendi açımdan bunu becereceğimi düşünmüyorum. Çok farklı yetenekler istiyor. Bu nedenle de benim gibi insanların siyasete girme azmi hep düşük oluyor. Ancak böyle bir fırsat doğarsa, yapabileceğimiz bir şey varsa niye yapmayalım şeklinde bir girişim söz konusu oluyor. Bende olduğu gibi. Orta vadede de bunun Türkiye için farklı kazançlara yol açacağını düşünüyorum.”

Bakan Selçuk, açıkladığı 2023 hedefleri içinse, “3 yıllık vizyon ortaya koyma sebebim ise şu; bizi kimse zorlamadı, talepte bulunmadı ama biz taahhütte bulunmak istedik. Çocuklar huzursuzluk içinde olmasın, aileler belirsizlik yaşamasın diye. Hükümet dönemi 5 yıllık ama, arkadaşlarımla yıllardan beri yaptığımız çalışmalar, Türkiye’nin eğitim meselesinin 3 yılda belirli bir noktaya gelebileceği, asıl mücadelenin sonra başlayacağı şeklindeydi. Yani önce yoğun bakımdan çıkalım, sonra nekahat dönemi başlasın diye düşünüyoruz. Tabii sistemin bütün alt bileşenleri ile eş zamanlı dönüşmesi lazım. Biz şu kadar senede olgunlaşacak bir fidandan bahsediyoruz. Yani bir çocuğun hayatından, mutluluğundan bahsediyoruz.”

Selçuk’un ideali, hedefi aynen böyle. Öz eleştiri diyemeyiz tabii. Çünkü daha eleştirilecek süreyi doldurmadı. Keşke her bakan, Selçuk gibi açık, şeffaf olsa da canımı yese.

Haberin Devamı

Ant çıkmazı

Danıştay, 5 sene sonra bir karar aldı, benim de, 1948’de ilkokula başladığımda daha okuma yazmayı öğrenmeden her sabah okuduğum öğrenci andı gündem oldu ve ortalık yine karıştı. Hükümet, “Danıştay, yürütmenin takdir hakkını yok saydı, yürütmenin yetkisini kullandı. Anayasayı çiğnedi” diyor. Andın yeniden okunmasını isteyenler ise Türklük vurgusundan rahatsız olanlara yükleniyor. Cumhurbaşkanlığı danışmanı İlber Ortaylı hocanın, Erdoğan’ın “Biz İstiklal Marşı dışında bir ant tanımıyoruz” sözüne karşılık söylediği “Böyle değerlerle oynanmaz. Zaten kalkması büyük yanlıştı” değerlendirmesine ise ben de katılıyorum.

Bu arada, ABD’de 1892’den beri okullarda okunan andı buldum. Bakın ne diyorlar. “Herkes için özgürlük, adalet ve tek bir millet olmayı sağlayan Cumhuriyet’i temsil eden ABD bayrağına, sadakat ile bağlı kalacağıma Tanrı’nın huzurunda yemin ederim.” Görüyorsunuz, adamlar bu işi de 125 sene önce halletmişler. Biz ise ne diyelim, diyelim mi, demeyelim mi diye tartışıyoruz. İşin özeti bu.

Haberin Devamı

CIZZZZZZ

Erdoğan’dan Danıştay’a: ”O zaman ben bu makamda durmayayım, çekeyim gideyim.”

Sıradaki haber yükleniyor...
holder