Aynı anda 4 mevsimin yaşandığı ve kışın da sıcaklığını koruyan suyu ile Ege, deniz turizminde her yıl daha da gelişiyor. Turist sayısındaki artışla gelirler yükselirken, İzmir de adını bütün dünyaya duyuruyor.
Kruvaziyerde Kuşadası ve Çeşme limanları, su üstü sporlarında Çeşmealtı ve Urla, su altı sporlarında ise Karaburun, Çeşme adını duyururken, yat limanları da özellikle pandemiden sonra yakaladığı yükselişi sürdürüyor. 2024’te Çeşme 73, Dikili 15, İzmir 66, Kuşadası 524 kruvaziyer gemisi ağırladı. 2025’in ilk üç ayında ise Çeşme’ye 1, İzmir’e 14, Kuşadası’na 22 gemi demir attı.
SAYIDAN ÇOK NİTELİKLİ TURİST DAHA ÖNEMLİ
2024 sezonunu değerlendiren ve 2025’in ilk üç ayında bile güzel rakamlar yakalayan kruvaziyerin turizme büyük katkı sağlayacağını söyleyen Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, gerçekleştirilen tanıtım atakları ve fuar katılımlarının iyi sonuçlar verdiğini belirtti. Haftanın Sohbeti’nde İzmir ve bölgedeki deniz turizminin ilerleyen zamanlarda daha iyi duruma geleceğini düşündüğünü belirten Başkan Öztürk, “Eskiden niceliğe oynuyorduk şimdi niteliğe oynuyoruz. Yani; turist gelsin, mümkün olduğunca da fazla gelsin ama nitelikli turist gelsin, para harcayabilen turist gelsin” diye konuştu. Öztürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hem kendileri hem kurdukları Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) ile gerek tanıtım çalışmalarını gerek yatırımları eksiksiz sürdürdüğünü dile getirdi.
FAALİYETLER TÜM YILA YAYILABİLİR
Turizm denince akla ilk deniz turizmi geliyor. İzmir’i deniz turizminde nerede görüyorsunuz?
Deniz turizmini oluşturan elementleri 4 kademede sayabiliriz; marinalar, yat turizmi, kurvaziyer ve su altı-su üstü sporları. Deniz turizminin her alanını değerlendirmek lazım. Türkiye'nin genel turizm çalışmaları veya faaliyetlerinin dışında deniz turizmi etkinlikleri de gerçekleştiriliyor. Marinalarda, Akdeniz çanağındaki ülkelerin marina bağlama kapasitelerinden daha az kapasiteye sahibiz fakat doluluk oranları yüksek. Özellikle yaz sezonunda kapasitelerinin neredeyse yüz 100'ün üzerine çıktığını gözlemliyoruz. Marinalar 2024’te iyi bir sezon geçirdi. Pandemi ile başlayan ve pandemiden sonra da devam eden izole yaşam mantığı marinaların çalışmalarını son derece iyi etkiledi. Bunun yanı sıra su altı ve su üstü sporlarına daha gidecek çok yolumuz olsa da özellikle dalış turizminin Çeşme ve Karaburun'da her geçen gün geliştiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Çünkü su altı görselimiz gerçekten iyi. Görülmeye değer bir deniz altına sahibiz. Su üstü sporlarına baktığımızda maalesef Antalya, Bodrum, Marmaris gibi çok geliştiğini göremiyoruz. Bölgemizde özellikle Alıçatı'daki ‘windsurf’ün ve Çeşmealtı ile Urla'daki ‘kitesurfing’in önemli şekilde dünya çapında ün saldığını gözlemliyoruz. Bunların her birinin sadece sezonda değil, tüm yıla yayılan faaliyetler olması gerek.
‘MAVİ YOLCULUK’ TÜRKİYE’NİN MARKASI
Peki, kruvaziyer mi yoksa yat turizmi mi desem?
Yat turizmini tercih ederim. Çünkü yat turizmi özellikle uluslararası boyutta değerlendirildiğinde ciddi kazanç sağlıyor. ‘Mavi yolculuk’ Türkiye'nin markasıdır, çünkü Türklerin bulduğu bir ifadedir. O yatların marinalarımıza uğraması, koylarımızda dolaşması, kruvaziyerden daha çok para bırakıyor. Çünkü yakıtını alıyor, kumanyasını alıyor, marinalara para ödüyor, arıza, onarım ihtiyacını gideriyor, kişisel alışverişini yapıyor. Amerikalı bir iş adamının 80-100 metre teknesiyle Türkiye koylarına gelmesi çiçek satan esnafın bile yüzünü güldürüyor.
2025 sezonunda kruvaziyerde nasıl bir beklenti var?
Kruvaziyerde 2025’te kayıp olacağını düşünmüyorum. En kötü ihtimalle geçen seneki rakamların üzerine biraz daha çıkarız. Ama diğer turizm şekillerinde biraz tereddütlerim var. O da Türk Lirası’nın artık çok değerli olmasından kaynaklı. Bundan önceki dönemlerde böyle değildi. Yani tabii ki bizim için önemli olan öncelikle tabi ki ekonomimiz, paramızın değeri. Turizm gelirleri açısından baktığımızda bugün ihracatçılarımız da bu sorunu yaşıyor. Değerli TL ile rekabet şansı azalıyor. Böyle olunca turist İspanya'yı, İtalya'yı tercih edebiliyor.
DOĞAL YAPILARI LİMANLARI ETKİLİYOR
Bazı limanlar öne çıkarken bazı limanların geri planda kaldığını görüyoruz. Bunun nedeni nedir?
İzmir, limanlar şehridir. İzmir'i, Alsancak, Çandarlı veya Aliağa diye kategorize edemeyiz. Bazı limanların ön plana çıktığını, bölgesel açıdan bazı limanların geride kaldığını görüyoruz. Bunun birçok nedeni var. Devlet limanı olmakla özel liman olmak arasında büyük fark var. Doğanın yapısı farklılıklar çıkarır.
Alsancak, Çandarlı ve Aliağa limanlarının her birinde derinlik farklıdır ve buna bağlı olarak gelen gemiler de değişiklik gösterir. erin olan yerlere büyük kapasiteli gemiler gelir.
Bu bağlamda değerlendirirsek İzmir Limanı'nın bir miktar kayıp içerisinde olduğunu görüyoruz; körfezdeki derinlikten kaynaklı ve devlet limanı olduğu için ama ihracatçılar açısından da çok önemli getirileri var.
Diğer limanlarda da turizm yapılabilir mi?
Diğer limanlarda turizm yapılamaz. Çünkü sanayiye odaklıdır. Mesela küçük çaplı turizm adımları atılabilir ama Aliağa Limanı’na asla kruvaziyer geleceğini düşünmüyorum. Kruvaziyer gelmesi için o bölgede gösterebileceğiniz farklı şeyler; tarih, gastronomi ya da sağlık turizmi olması lazım. O bölge sanayi odaklı. Fakat yat limanı ve feribot turizmi adımlarını doğru buluyorum. Midilli’ye gitmek için Ayvalık uzak bir nokta. Aliağa öyle değil; otopark sorunu az ve İzmir merkeze çok daha yakın. Aliağa ya da Çandarlı Limanları’nda turizm olacağını sanmıyorum. Çeşme Limanı zaten çok önemli ve geminin körfeze girmesine gerek kalmıyor. Kruvaziyerde ciddi çalışmalarla tanıtıma önemli bütçeler ayrılıyor. Geçen yıl 4. sıradaydı. Dolayısıyla Çeşme Limanı’nı başarılı buluyorum.
DOĞRU YOLDA İLERLİYORUZ
Turizmin daha fazla gelişmesi için neler yapılıyor ya da nasıl çalışmalar yapılmalı?
Türkiye’de turizm gelirleri ciddi bir ekonomik girdi. Bu girdinin sürdürülebilir ve her geçen sene artarak devam etmesi lazım. Genel anlamda deniz turizminin ülke turizmi gelirlerine yaklaşık yüzde 20-22 katkısı var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı hem kendileri hem kurdukları Turizm Geliştirme
Ajansı (TGA) gibi faaliyetlerle bunu artırmaya gayret gösteriyor. Sosyal medyada milyonlarca kişinin tıkladığı, izlediği küçük küçük videoların ölçümleri ciddi tanıtımlar sağlıyor. Sosyal medya artık sadece Z kuşağının tıkladığı bir şey değil. ‘Daha fazla ne yapılabilir?’ diye bakarsak, zaten herkes elinden geleni yapıyor. Artan turist sayısına ve turizm gelirlerine baktığımızda da doğru yolda ilerlendiğini görüyoruz. Eskiden niceliğe oynuyorduk şimdi niteliğe oynuyoruz. Yani; turist gelsin, mümkün olduğunca da fazla gelsin ama nitelikli turist gelsin, para harcayabilen turist gelsin. Diyelim ki gelen turist o gün 80-100 dolar harcıyorsa neden 200 ya da 300 dolar harcamasın.
Deniz Ticaret Odası olarak sizin ne gibi çalışmalarınız var?
Deniz Ticaret Odası olarak turizmin gelişmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çünkü bu turizmi yapan bizim üyemiz olmak zorunda. İdareyle üyelerimiz arasındaki köprü oluşturarak bu turizmin verimli şekilde yapılıp ülke ekonomisine katkı sağlaması için çaba gösteriyoruz. Turizmin yanında sosyal faaliyetlerimiz var; deniz temizliği ve o kültürün yerleşmesi gibi…
KRUVAZİYER NEFES ALDIRIYOR
Son yıllarda kruvaziyer turizminde yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kruvaziyer aslında uzun soluklu bir iştir. Pandemi öncesini değerlendirdiğimizde Türkiye’ye yılda yaklaşık 2 milyon 250 bin yolcunun geldiğini biliyoruz ama pandemi ve hemen öncesinde başlayan birtakım sorunlardan, yalnızca bölgemiz ya da Türkiye değil tüm dünya etkilendi. Pandemiden sonra ise yine eski günlere dönmeye başladık. Geçen yıla baktığımızda yaklaşık 1.5 milyon yolcu geldi. Türkiye’nin en gözde noktaları Kuşadası, Çeşme, İzmir yani bu bölgede. Türkiye’nin en büyük kurvaziyer turizminin gerçekleştiği Kuşadası önemli bir rakama ulaştı. Kurvaziyer önemli bir turizm şekli; turistler, geldikleri limanlardaki ticari hayata nefes aldırıyor. Önemli olan kaldıkları kısa zaman diliminde misafirlere hem Türk kültürünü hem Türkiye’yi, bölgemizi, şehrimizi iyi tanıtmak. Tercih edilmek için çalışmaların sürdürülebilir şekilde yapılması gerekiyor. Tanıtımlar, yurtdışı fuarları en önemli kilit noktaları.
Turizm gelirlerine baktığımızda kruvaziyerde durum nasıl?
Dünyada bazı noktalarda kruvaziyer tartışma konusu. Turizmden yorulmuş, doymuş dünya şehirleri, kruvaziyerin artık şehirlerine gelmesini istemiyor. Oradaki lokal yaşamı bozduklarını düşünüyorlar. Mesela Barcelona, turistler için ana şehirlere yakın başka noktalar belirliyor. Tarragona Limanı’na geliyor gemiler ve isteyen turistler 1.5 saat uzaklıktaki Barcelona’ya giderken, isteyenler de liman bölgesinde dolaşıyor; bu şekilde merkezdeki turist yoğunluğunu azaltmaya çalışıyorlar. Kruvaziyer eskiden zengin turistin tercihiydi. Şimdi birbirleri arasında rekabet çok olunca bilet fiyatları ve kabin fiyatları bölgesel, iklimsel nedenlerle daha ekonomik koşullara sahip. Gelen turistlerin burada harcama yapmalarını bekliyorken gün sonunda baktığımızda birçoğunun bu alışveriş yapmadığını da gözlemliyoruz.