Giriş
Kampüste öğrencilerle iç içe olan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversitedeyken hayal bile edemeyeceği bir görevi yürüttüğünü söyledi. Öğrencilik yıllarında rektörlük önündeki fotoğrafına bakınca duygulandığını dile getiren Prof. Dr. Budak, akademik çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye’nin ilk ziraat fakültesi mezunu rektörü… Edirne’de 1964’te dünyaya gelen öğrencilerin söylemiyle ‘Rektör Baba’ Prof. Dr. Budak, görevini ilk günkü aşkla sürdürdüğünü dile getirdi. Selanik göçmeni Prof. Dr. Budak, “Doğduğum yer Edirne. Doğduğum topraklara doyduğum Ege Üniversitesi sayesinde hizmet ettim” diyerek kampüsün hayatındaki önemine vurgu yaptı.
1.ve 23. dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekilliği yapan Rektör Budak, öğrencilere üniversite hayatına yönelik tavsiyelerde de bulundu.
Bir zamanlar siz de öğrenciydiniz. Eğitim hayatınız nasıl geçti?
1982-1986 arası Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğrenciydim. Kişisel anlamda maddi-manevi zorluklarla geçti. Yurtta kalabilmek bile çok büyük lükstü ve maddi durumu çok kötü öğrenciler olarak yurtta kalmak için kuyruğa giriyorduk. Bölüm başkanı, profesör, dekan ya da rektörle konuşmak kolay bir şey değildi. Profesör hocamız derse girdiğinde bize ‘Aferin’ dediğinde havalara uçuyorduk.
Üniversite yıllarınızda rektör olma hayaliniz var mıydı? Nasıl bir kampüs düşünürdünüz?
Dürüstçe söyleyeyim, rektör olmak aklımdan geçmiyordu. Nasip, kader, kısmet buna inanıyorum. O zamanlar rektör görmek bile bizim için çok büyük olaydı ve böyle bir şeyi hayal edebilmek de çok güçtü. Ama şimdi rektör olunca da o dönemlerdeki yaşadığımız sıkıntılar üzerinden devamlı öğrenci odaklılığı ön plana koyuyoruz. O yüzden bizim karşılaştığımız zorlukları içgüdüsel olarak telafi edercesine öğrencilere yönelik çok sayıda uygulamayı hayata geçirdik.
‘Ben yaşadım, çocuğum yaşamasın’ der gibi…
‘REKTÖR BABA’ DİYORLAR
Öğrencilerle ilişkiniz nasıl? Yakın olmak için, onların içinde olmak için çaba sarf ediyor musunuz?
Topluluklarda, konseylerde, etkinliklerde her yerde birlikteyiz. Öğrenci, rektörü kampüste gördüğünde kendini daha güvende hissediyor. Rektör baba diyorlar bana; hani ‘gölgesi yeterli’ derler ya öyle işte… Bu beni çok mutlu ediyor. Bana istedikleri zaman ulaşabiliyorlar. Burada bir aile formatı oluşturduk. En önemlisi de öğrencilerimiz bu ailenin en değerli varlıkları. Evim de burada yani 7/24 kampüsteyim.
Gençlere üniversite yaşamıyla ilgili mesajınız nedir?
Farklı fakültelerden seçmeli dersler alabiliyor artık öğrencilerimiz. Tıp fakültesindeki bir öğrenci ziraat fakültesine gidip seçmeli bir derse girebilir. Arkadaşlıklar edin, farklı fakülteleri tanıyın. Yabancı dil çok çok değerli dünyayı okumak açısından. Bir de kitap okuyun arkadaşlar. Kampüste düzenlediğimiz kültür sanat faaliyetlerine mutlaka katılın. Ben üniversitedeki arkadaşlarımla hala görüşüyorum ve zaman zaman farklı bağlantılar da kuruyoruz.
SAĞLIKTA AR-GE MUTFAĞI OLMAK İSTİYORUZ
Sağlık temalı araştırma üniversitesi olma yolunda çalışmalar hangi aşamada?
Bu Türkiye’de ön plana çıkardığımız konu. 3020 öğretim elemanımız var. Sağlık deyince sadece tıp algılanmasını istemiyoruz. Türkiye’de sağlık hizmetleri gerçekten çok üst seviyede. Ama ekonomik yükü de çok yüksek. Vatandaşın sağlıklı, uzun yaşamasını isterken daha az hekime, hastaneye gitsin hedefindeyiz. Onun için araştırma üniversitesinde sağlığı merkeze koyduk. Mesela ziraat fakültesine diyoruz ki ‘tarımda kullanılan bir gübrenin, ilacın, tohumun insan sağlığına, doğaya, çevreye etkisiyle ilgili Ar-Ge’ye odaklanın.’ Spor bilimleri fakültemize diyoruz ki ‘hareket bilimi insan sağlığını nasıl etkiler? Hücrelerimizin daha az yaşlanmasını sağlayacak neler var? araştırın.” Yayınlarımızın yüzde 70’i Q1-Q2 en kaliteli dergilerde ve sağlık temalı. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sağlıktaki Ar-Ge mutfağı olmak istiyoruz. Sağlık temalı üniversite vizyonumuzu ilan ettik. Birkaç ay sonra protokol imzalayacağız.
YERİNDE SIFIRDAN HASTANE
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ni yenileme projesinde son durum nedir?
Türkiye’de 43 tane üniversite hastanesi var. En büyüğü Ege; bin 900 yataklı. Deprem şehriyiz ve hastane binası 50 yıllık. Yenilenmesi lazım. Cumhurbaşkanımız hastane projesinin yatırım programına alınmasına karar verdi. 2025’te yerinde yeniden sıfırdan bir hastane inşa edilecek. Bunun çalışmaları da yapılıyor. Bizim için önemli atılım olacak.
2025 “İYİ Kİ EGE’LİYİZ” YILI
Bu eğitim-öğretim dönemi bitmek üzere. Sene başında belirlediğiniz hedeflerin hangilerine ulaştınız?
Eğitim öğretimde kalite, akademik ve idari işleyişte tam kurumsal akreditasyon alan ilk devlet üniversitesiyiz. Birçok uygulamayla öğrenci odaklılıkta birincilik ödülünü Cumhurbaşkanımız’dan aldık. Öğrenci memnuniyeti yüksek birkaç üniversiteden biriyiz. Türkiye’nin en huzurlu kampüsüyüz. Maaş alıyorsak öğrenci için. Her hocamızdan yeni dönemde ne yapacağını yazılı taahhüt alıyoruz. Yıl sonunda yapılamayan işlerin önünde maddi-manevi ne engel varsa kaldırıyoruz. Hocalarımız bunu gönüllü yapıyor. Bilim çağında üniversiteye, bölüme, fakülteye bir vefa bu. 2024 ‘Vefa Yılı’mızdı. 2025 de Ege Üniversitesi’nin 70. kuruluş yıl dönümü olduğundan “İyi ki Ege’liyiz” diyoruz. Çok coşkulu bir kutlama yapmak istiyoruz.
Kampüste hayata geçirilen fiziki çalışmalar neler?
Yeşil kampüs anlamında Green Metric’in Türkiye koordinatörüyüz. Çim alanı 7-8 kat artırdık. Türkiye’de bu konuda ilk 3 üniversiteden birisiyiz. Bisiklet yolunu 10 kilometreye çıkardık. Öğrencilerimiz suya para vermesin diye kampüsün farklı noktalarına su sebilleri koyduk. Engelli öğrencilerimiz için kampüsteki sorunları çözdük. 70 yıllık üniversiteyiz, fiziki yenilenmelere ihtiyaç duyuyoruz. Bazı fakültelerimizin binalarını yeniledik. Güzel sanatlar ile moda tasarım fakültemizin yeni binalara ihtiyacı var. Koşullar iyileştikçe onları da yenileyeceğiz.
BİRİNCİ ÖNCELİĞİM GÖREVİMDE MAHCUP OLMAMAK
Rektör kimliğinizin yanında geçmişte siyasi kimliğiniz de var. Gün gelip göreviniz sonlandığında tekrar siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
Bizi Cumhurbaşkanımız atıyor.
Yani bir görev verirse elimden geleni yaparım eğer ihtiyaç varsa. Ama kendim bir makam mevkii ya da görev isteyeyim diye talep içerisinde değilim. Ege Üniversitesi’nde çalkantılı bir dönem oldu. Siyasetten atanan ilk rektörüm. Birinci önceliğim görevimde mahcup olmamak, hep daha iyi işler yapmak. Siyasetten uzak demokrat ve sevgi dolu yaklaşımla, tüm gençlerimizin bayrakla barışık olmasını sağlayarak huzuru yeniden kampüse getirdik.
O FOTOĞRAFTA MÜCADELE VAR
Hayatınız 2018’de belgesel oldu. Sizi en çok etkileyen neydi?
Annem ve babam köyde çiftçi, ırgattı.
O belgeselde aile fotoğrafımız vardı. Beni çok etkiledi, duygusallaştım. Zorluk ve fakirlikten, Cumhurbaşkanımız’ın da takdiriyle çalışarak buralara gelmek gurur verici. O fotoğrafla bugün arasında çok mücadele ve çok hizmet aşkı var.
Kendinize zaman ayırıyor musunuz? Bu zamanlarda neler yaparsınız?
Dünyadaki gelişmeleri romanlarla ya da sosyolojik analizlerle anlatan kitaplar okuyorum. Futbolda Veteranlar Ligi’nde oynuyorum. Bazen şarkı söylüyorum. Bahar şenliklerinde öğrenciler sahneye davet etti. Bu konuda da ilki gerçekleştirip 20 bin öğrenciye konser verdik.
HAYATIMIN MİHENK TAŞLARI EGE’DE DİZİLİ
Hayatınızda sizde iz bırakan olay nedir?
1986’da araştırma görevlisi sınavını kazandığım anı unutamam. İnanamıyordum. Maddi sıkıntılarla geçen öğrenciliğin ardından düzenli maaşla çalışacak olmak unutamadığım andır. Bir diğeri de oğlumun doğumu. Eşim Ege’de doğum yaptı.
Yani “Hayatımın mihenk taşları Ege Üniversitesi’nde dizili” diyebilirim.
