Ezgi Konucu

01 Temmuz 2020, Çarşamba 08:45

Çocuğunuza güvenin

İlk kuralımız çok net: Çocuğunuzu zorlayarak, öğrenmesini hızlandırmaya çalışmayın!

Her yaş, her ay aralığı, kalıtım ve yaşanan sosyal çevre çocuğun gelişiminde büyük etkiye sahip baş faktörlerdir ama ilk önce bilmeniz gereken şey şudur ki; bazı adım ve becerilerin oluşması için zamana ihtiyaç vardır.

Nasıl ki çocuklarınız size inanıyor ve güveniyorsa; sizin de onlara aynı inanç ve güveni göstermeniz gerekir. Çocukların kendilerini ve dünyayı keşfetme meraklarına karşı sizin göstereceğiniz davranışlar onlar üzerinde bir ömür sürecek derin izler bırakır. Bu merak ve keşif yolculuğunda sadece destek olmalısınız.

Çocuklarda 2 yaş sonrası oluşan “ben, benim” kavramları, kişisel farkındalığa atılan ilk adımlardır. Bu dönemde “ben ve ötekiler” algısı oluşur. Bu farkındalık arttıkça gücünü gösterme, zorluklarla mücadele etme istekleri de en üste seviyeye ulaşır.

Kişiliğin belirlendiği bu yolculukta onlara iyi bir rol model olmalı ve çocuklarınızın güç ve deneyim kazanma çalışmalarına sonsuz güvenmelisiniz. Zorlamak, ısrarcı olmak ya da tam tersi gelişim adımlarını reddetmek, onların hayata korku dolu bakmalarına, mutsuz olmalarına ve kendilerini yetersiz hissetmelerine sebep olur.

Güç ve deneyim kazanmaları için çocuklarınızın bol bol doğada yer almasına özen gösterin. Ağaçlar, çiçekler, göl ya da ufak bir su birikintisi... Zıpladığı, koştuğu, keşfettiği, eğilip toprakta yürüyen bir karıncayı incelediği, çiçekleri kokladığı bir dünyayı onlara sunmanız hem duyusal hem de kas gelişimi için oldukça önemli. Mecburi ve ödev gibi gördüğünüz pek çok “aktivite” aslında sizi anı kaçırmaya, çocukları çok daha erkenden öğrenmeye zorlamaya itebilir. Buna mutlaka dikkat edin ve çocuğunuzun beceri ve zevklerine göre destekler belirleyin ki zaten doğa ile bir bütün olan çocuğun gelişimsel pek çok ihtiyacı orada karşılanır. Bırakın sayıları, okumayı ve daha pek çok şeyi zamanı gelince öğrensin. Pek çok uzman, henüz 2 yaşındaki bir çocuğun (ailede yabancı dil kullanımı ya da yurt dışında yaşama gibi bir durum yoksa) yabancı rakam ve şarkıları ezbere bilmesinin altında ya tv&ipad izleme hatası ya da zorla yabancı dil öğretme arzusu yattığını söyler. Lütfen çocuklarınıza ve gelişim adımlarına özen gösterin ve onların gelişimsel taleplerine kulak verin. Çünkü doğru sadece onların size kendilerini ifade etmelerinde gizli…

18 Mayıs 2020, Pazartesi 10:00

Çocuklar neden ısırır?

Çocuklarda ısırma eylemi diş çıkarma süreci ile başlar ve 18-24 ay aralığında en yoğun dönemine girer. Ancak ısırmanın altında yatan sebepler diş çıkarma dışında farklı ve özen gösterilmesi gereken bir durum da barındırabilir.

Çocuğunuz, ısırma ihtiyacını sadece dişleri çıkacağı zaman fiziksel bir gereksinim olarak mı karşılıyor; yoksa sık sık uyguladığı bir eylem mi? Eğer ki özellikle 2 yaş ve üzeri çocuklar her gün, herkes ve her şeyi ısırıyorsa, mutlaka detaylı bir gözle incelenmesi gerekir. Çocuğunuzun hangi koşullarda ısırmaya başvurduğunu gözlemlemeniz en önemli adımdır. Sıkılınca, kıskanınca, yorulunca, öfkelenince gibi başlıklarla ısırma eyleminin nedenini belirlemelisiniz.

Çocuklar genel olarak aktivite eksikliği, yeni bir kardeş ya da yeni bir okul, oyun ihtiyacı, kendini kanıtlama, yeterli duygu ifade imkanı tanınmaması gibi sebeplerden dolayı ısırmaya başvurur. Bu durum onların “beni fark et” mesajıdır.

1) Aktivite eksikliği: Çocuklar yetişkinlere göre çok daha yüksek enerjiye sahiptir ve dünyayı, hayatı, bedenlerini keşfetmek için daima bir aktivite arayışı içindedirler. Bedenleri yeterli enerji harcayamazsa bu durum öfke ve gerginliğe, ardından da öfke ve gerginliğini dışa vurmaya dönüşür. Isırma da bu dışa vurumlardan biridir. Evde ya da dışarıda bolca zıplama, koşma, dans etme gibi enerji atmaya yardımcı aktiviteler yapmalısınız.

2) Yeni bir kardeş ya da yeni bir okul: Çocuklar rutinleri sever. Hayatlarında ufak bir uyku saati değişikliği bile bir süre gerginliğe sebep olabilir. Uzun süre tek başına lider olduğu bir eve gelen yeni bir bebek ve tüm ilginin ona kayması ya da hiç tanımadığı, hakim olmadığı bir okula adapte olma süreci bazı çocuklarda ısırma eylemi ile içindeki kaygıyı dışarı atma hali olarak kendisini gösterir. Bu durumda mutlaka çocuğunuzla konuşmalı ve gerektiği durumda bir uzmandan destek almalısınız.

3) Oyun ihtiyacı:

26 Nisan 2020, Pazar 07:30

Masalların çocuk gelişimindeki önemi

Pek çok çocuk masal okumayı fazlasıyla sevse de onlar için masal dinlemek bambaşka keyif ve heyecan barındırır. Masal dinlemenin tadına varan çocuklar neredeyse her gün kendilerine masal anlatılmasını ister ve bu onların en mutlu olduğu anlardan biridir. Anne babalar masal anlatmaya karşı biraz daha tedirgin yaklaşsalar da aslında herkesin hayatında onlarca hikaye ve anlatılmayı bekleyen sözcükleri vardır.

Masal, çocuklara keyif verdiği kadar gelişimleri için de önemli bir yere sahiptir. Hayal gücünün gelişimi, yaratıcılık, korku ve kaygılarla yüzleşme ve çözüm üretme, sebep-sonuç ilişkisi kavramını öğrenme, kelime dağarcığının zenginleşmesi, sevgi ve nefret duygularının farkındalığı, üretkenlik, cesaret gibi pek çok duygu ve beceri kazandırır.

Masal denildiğinde çoğu kişi ezberlemesi gereken klasik masallar olduğunu ve bu sebepten de masal anlatmaktan uzak durduğunu söyler. Oysa ki herkes hayatının belli anlarında bambaşka ve anlatmaya değer hikayeler biriktirmiştir. Bugün çocuğunuza anlatacağınız bir orman geziniz, yaptığınız deniz yolculuğu, yediğiniz yemeğin tarifi ve pek çok şey ona müthiş keyif verir. Zaten çoğu çocuk da "Gel sana masal anlatayım" denildiğinde reddetme durumu sergileyebilir. Aslında aile fotoğraflarıyla anılarda yolculuğa çıkma, çocukken yaşadığınız kaybolma ve evinizi bulma maceranız vb. pek çok şey onların dinlemekten keyif alacağı hikayelerdir.

Pek çok masal ve hikaye anlatıcısı, çocuklara 3-4 yaşına kadar sadece aile hikayeleri ya da hayvan masalları anlatılması gerektiğini, 4 yaşından sonra da klasik masallara geçiş yapılabileceğini ifade eder.

Çocuklar, masallarla hayata hazırlanırlar. Hansel ve Gretel’i dinlemiş bir çocuğun "Kaybolabilirim ama dönüş yolumu mutlaka bulurum" farkındalığı yaşaması gibi…

O halde ben de size bu akşam uyku öncesi çocuğunuza anlatmanız için ufak bir masal bırakıyorum. Anlatılmayı bekleyen anılarınızı da lütfen sadece kendinize saklamayın. O anılar içlerinde müthiş deneyim ve heyecan barındırabilirler…

19 Nisan 2020, Pazar 08:00

Helikopter ebeveynlik

'Helikopter ebeveynlik', 1969 yılında Dr. Haim Ginott'un 'Ebeveynler ve Gençler' isimli kitabında ortaya çıkan bir terim. Temelinde gençlerle yapılan konuşmalarda, gençlerin aileleri için “Helikopter gibi sürekli tepemizdeler” şikayetleri yatar.

Helikopter ebeveynler kısaca aşırı korumacı, aşırı kontrollü ve çocuğun hayatına dair her şeyden sorumlu olan anne & baba modelidir. Çocuğun kendi hayatına dair çok da fazla söz hakkı yoktur. Helikopter ebeveynlik derinlerinde kaygı, korku, eksik yaşanmış çocukluk, diğer anne & babalarla yarış hali gibi pek çok detay barındırır. Öyle ki, iş görüşmesine gittiğinde olumsuz dönüş alan çocuğu için şirketi arayıp iletişime geçen anne ve babaların olduğu da pek çok araştırmada ortaya çıkan örneklerden biri.

Çocukların doğdukları an itibarıyla hiçbir fikir, talep, yorum gibi ihtiyaçlarının önemsenmediği, bebeklik döneminde düşme ihtimalinin dahi ortadan kaldırıldığı, okulda başına gelebilecek sıkıntılarda çocuğun değil anne & babanın müdahale etmesinin doğru bulunduğu durumlar ne yazık ki çocuklar üzerinde fazlasıyla olumsuz etkiler yaratıyor. Helikopter ebeveynlik çocukların doğduğu ilk yıllarda dünyanın kötülüklerine karşı koruma duygusu ile yapılsa da, belli bir noktadan sonra çok daha büyük sorunlara ve müdahale edilmezse de büyük travmalara sebep olur.

Öncelikle çocuklarımızın doğdukları an itibariyle bir birey olduklarını, kendi hayatları ve bedenleriyle ilgili daima yorum ve talep hakkına sahip olduklarını, sınırlı özgürlüğün gelişimleri ve gelecekleri için son derece önemli olduğunu unutmamalısınız.

Bebeklik dönemlerinde düştükleri zaman müdahale etmek yerine tehlikeleri ortadan kaldırmak yapılabilecek adımlardan ilki olabilir. Okul hayatlarında karşılaşacakları sorunlara direkt müdahale etmeden önce çocuklarınızla bu süreci konuşmalı, onların fikir ve hislerini önemsemeli ve hayati tehlike yaratmayan durumlarda öğretmeni ve arkadaşları ile konuşarak durumu kendisinin çözebileceğini, yani kısaca bu özgüveni ona aşılamalısınız.

Eğer ki içinizde müdahale edemediğiniz bir koruma duygusu varsa mutlaka bir uzmanla görüşerek derinlerde yatan sebepleri öğrenebilir ve bu duygunuzu kontrol altına alabilirsiniz.

11 Nisan 2020, Cumartesi 13:50

Karantina günlerinde cocuklarla oyun oynamanın önemi

Corona virüs salgını nedeni ile evlerde kaldığımız bu süre içerisinde çocuklar fazlasıyla sıkılıyor, enerjilerini ve duygu yoğunluklarını ne yazık ki yeteri kadar atamıyor. Durum böyle olunca anne ve babalara büyük görevler düşüyor. Peki anne ve babalar, evde kaldıkları bu dönemde çocuklarıyla ne gibi oyunlar oynamalı, hem verimli hem de eğlenceli vakit geçirmek için neler yapmalılar?

Öncelikle aktiviteleri birlikte uygulamanız çocuğunuzun bu zorlu dönemi en hafif şekilde atlatmasına büyük destek sağlar. Oyunu çocuğunuzun çizdiği yola göre ilerletmeniz, ona oyunla ilgili sorular sormanız da önemli bir detay. Peki bu sorular nelerdir?

Örneğin;

Çocuklar, oyun kurdukları zaman bambaşka bir dünyanın kapısını aralar ve içlerindeki pek çok duyguyu oyun oynarken dışarı çıkarırlar. Bu sebepten oyun esnasında tüm süreci ona bırakmanız, onun yönlendirmesi ile oyuna devam etmeniz ve ara ara soru sorarak yaşadığı duygular hakkında ipuçları toplamanız çok değerli. Özellikle içerisinde bulunduğumuz dönemin yarattığı kaygı ve korkular rahatlıkla oyun oynadığınız zamanlarda size cevap olarak geri dönebilir. Yeter ki size güvenebilmesi için bağırmadan, saçma dahi bulsanız yaşının ve deneyimlerinin farkında olarak, söylediklerini de asla yargılamadan oyuna dahil olun.

Size bu süreçte yardımcı olması için çocuklarla evde yapılabilecek 10 aktivite önerisi hazırladım. Çocuğunuzun yaş ve becerilerini baz alarak uygun olan maddeyi hayatınıza dahil edebilirsiniz. Bu maddeler dışında evcilik gibi sizi rahatça yönlendireceği oyunlar oynamanız da yine büyük önem taşır.

1- Oyuncak yıkama: Bir leğen ya da büyük bir kaba ılık su koyarak hayvanları, arabaları, bebekleri vb. yıkanabilir oyuncakları yıkamaları, kısaca su ile oynamaları rahatlamaları açısından oldukça önemlidir.

2- Saklambaç:

05 Nisan 2020, Pazar 07:50

Çocuklara kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılır?

Pek çok anne-baba çocuklarının keyifle kitap okumasını, ilerleyen yaşlarında araştıran, inceleyen bireyler olmasını ister ancak çocuklar bu alışkanlığı ne yazık ki kendi başlarına kazanamazlar. Çocukların kitapları sevmesi, hayatlarına kitap okumayı dahil etmesi ve ilerleyen yaşlarında vizyon sahibi, bilgili ve inceleyen kişiler olabilmesi için okul öncesi çağda kitap okuma alışkanlığının kazandırılması büyük önem taşır.

Araştırmalar gösteriyor ki, günde sadece 20 dakika kitap okuyan çocuklar okul hayatlarında çok daha iyi performans sergiliyor. Bu konuda çocuklarına yardımcı olmak isteyen aileler için 5 tavsiye sıralayacağım. Kitap okumayı bir rutin haline getirmeniz ve bu maddeleri uygulamanız çocuğunuzun geleceği için oldukça önemli.

Hayatlarının ilk 5-6 yıllık diliminde çocuklar neredeyse gördükleri her şeyi uygular. Sizin kitap okuduğunuz anlar, çocuğunuzun zihninde mutlaka yer almalı, bu eylemin sık sık ve keyif alarak yapıldığını görmeliler.

Çocuğunuzla birlikte yapacağınız aktivitelerin içerisine kitap okumayı mutlaka eklemelisiniz. Her gece yatmadan önce, her öğle uykusu öncesi, kahvaltı sonrası gibi rutinler oluşturarak günde sadece 15-20 dakikanızı ayırıp kitap okuma saatini hayatınıza dahil edebilirsiniz.

Çocuğunuzla yapacağınız günlük muhabbetlerinizde bir örnek verme, bir eşyayı anlatma gibi durumlarda okuduğunuz kitaptaki durum ya da eşyalar ile bağlantı kurabilir, bunun üzerine dakikalarca konuşabilirsiniz. Böylelikle kitaplar daima hayatınızın içinde yer alır.

Çocuklar, anne ve babaları ile birlikte oldukları her dakikaya büyük önem verir. Bu bazen bir alışveriş, bazen oyun oynamaktır. Bu sebeptendir ki birlikte yapacağınız kitap alışverişi de çocuğunuza çok fazla keyif verecek ve sizi de kendinize kitap alırken görerek durumun normalliğini kavrayacaktır.