İlk göze çarpan değişiklikler Beşiktaş’ı oyun üstünlüğüne götüren etkenlerdi. Savunmadan pasla çıkma, topa mümkün olduğunca sahip olma, rakibe kendi alanında basarak çabuk çıkmasını önleme Solskjaer’in artıları olarak kayıtlara geçti. İşte bu ani makyaj 4 pasta golü getiren bir Beşiktaş’ı iyice alkışlattı. ‘Kadro aynı, tüm bunları eskiden niye yapamadı’ sorusu da akla gelebilir. Bunu da bir hoca değişikliğine bağlayabiliriz. Özgüven, kulübedeki teknik direktörün kariyer gücü, oyuncuların daha fazla kendini gösterme çabası ile büyüdü de diyebiliriz. Çok iyi oynanan ilk yarının son dakikasında bir anlık paylaşımda Svensonn’un müdahalede gecikmesi eşitliği getirdi. Gerçekten yazık oldu. Oyun genelinde taraftarı mutlu eden, her topu almak için olağanüstü bir çaba sarf eden Beşiktaş görüntüye geldi. Elbette Rafa Silva’nın hakkını teslim edelim. Yardımlaşmanın doruğa çıktığı Beşiktaş’ın lezzetli, tadına doyum olmayan bir futbolun görüntüye gelmesi, ekim ayında şampiyonluğa havlu atmış bir takımın ötesinde görüntü vermesi çok hoştu. Sadece Rafa dedim ama Svensonn, Gedson, Mert her zaman olduğu gibi, Emirhan tabii maçın yıldızı Rashica onun ötesinde Muçi taraftarın Bilbao maçına kadar görmediği orta oyunlarını oynadı. Bu oyunla yenilseniz bile taraftar sizi bağrına basacaktır. İkinci Beşiktaş golünü de yazmadan geçemem. Pasla rakibi delen, Rafa’nın müthiş gücünü ortaya koyuşu, rakip yarı alanda kendini kaybettiren Rashica Bilbao filelerine imzasını attı. Bu seyirci geçmiş Beşiktaş’ı haketmiyordu. Herkesin gözünün pası silindi. Maç Davut Gül’ün bir zamanlar hit olan parçasıyla bitti. “NE OLDU SANA NE OLDU BÖYLE.”
23 Ocak 2025, Perşembe 07:00
Haberin Devamı