Gençlik aşısı!

Anne olmak gençlik aşısı gibi. Bunu uzun zamandır, hatta çocukluğumdan beri yapmadığım bisiklet turlarına geri döndüğümde tekrar anladım. İşten eve dönüp kanepe üzerinde yan gelip yatmak varken önce denize girme, arkasından da bisiklet turuna çıkma enerjisini, benim gibi spordan pek haz etmeyen bir insana ancak çocukların gücü verebilirdi!

Eve döndüğümde bisikletle tur yapmak ya da iskeleye inip dondurma yemek için hazır bekleyen kızlarımı görünce günün yorgunluğu anında silinip gidiyor sanki. Gençlik aşısı sadece sportif faaliyetlerde olmuyor: Dinlediğimiz müziklerde, teknolojik aletlerin kullanımında, gençlerin trendlerini öğrenme ve takipte büyük fark yaratıyor çocuklu insanlar. iPad’deki yeni aplikasyonlar, sosyal medyanın gözdeleri, son moda kulaklıklar, twitter’da takip edilmesi gereken zatlar hakkında farkındalık yaratıyorlar.

Tatil yapılacak yerler de anne olduktan sonra şekilleniyor. Önce bebeklere uygun yerler tercih edilirken, sonra gençler için ideal mekanlar aranıp bulunuyor, değişik ülkelere yolculuk yapmak ön plana çıkıyor. Giyim tarzı bile onların elinde şekilleniyor aslında. Onlara ayak uydurmak için daha spor, daha rahat kıyafetler tercih edilir oluyor. İş ve hafta sonu kıyafetleri derin farklarla ayrışıyor. Ayrıca hem o kıyafetlerin içine girebilmek, hem de çocuklarla birlikte rahatça oradan oraya koşturmak için çok kilo da almamak gerekiyor tabii!!!

Biraz kilo alınca uyarı geliyor kızlardan. “Anne sen biraz şişmanladın mı?” sorularıyla hizaya gelme gerekliğini hissediyor insan. Hemen bir diyet programı başlıyor arkasından. Saç-baş, oje rengi seçimleri, takılar... Her şey onlar sayesinde en az 10 yıl geriye gidiyor. Ama tabii bu her yönden bastıran gençlik aşısından faydalanabilmek için uyumlu bir anne olmak, onların sizin sözünüzü dinlediği kadar sizin de onların önerilerine, uyarılarına kulak vermeniz şart! Çocuklarımıza bir şeyler öğrettiğimiz kadar onlardan da bir şeyler öğrenmeye çalışmak önemli.

( 23.06.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır )