Giriş
"Star" kelimesinin sözlük anlamında bir dolaşalım isterseniz. Nedir bu büyüleyici sözcüğün karşılığı? Geceleri gökte, kimileri parlakça, kimileri de donuk bir ışık gibi görünen gökyüzüne serpilmiş noktalardan her biri. Günümüzde halk arasında dolaşan bir diğer anlamı, "Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse."
Peki, günümüzün starları nasıl oluşuyor? Özellikle bizim konumuz; sanat dünyasının bu pazarında kimler boy gösteriyor, kim ne kadar hak ediyor? Hangileri gerçekten star? Uzun araştırmalar gerektiren bu konuyu basite indirgemek yanlış olur herhalde. Büyük bir pazarın sistemi, ekonomiyi ayakta tutan ve piyasayı canlandıran bir sektör olayına ne kadar gerçekçilikle yaklaşabiliriz diye düşünmek gerekir.
Evet konunun derinine indikçe ortaya ilginç tablolar çıkıyor. Sonuçta dünyanın her köşesine yayılmış bir sistem. Pazarı bir kenara atalım. Bu tahta oturmak için farklı bir çaba ve yetenek gerekir ki, çığ gibi büyüyen sayılarının altında kimler gerçekten bu ismi taşıyacak değeri hak ediyorlar? Düşündüm taşındım ve kendi çapımda bir araştırma turuna çıkarken aklım binbir parçaya bölündü. Toparlamak da zaman aldı. Görünen durum, sanatçı ile starlık arasında dağlar kadar farkın olduğu.
Derin bir psikolojinin sınırları içinde dolaşırken 'starlık' duygusuyla narsisizmin iç içe bir zincir halkasını oluşturduğu ortaya çıkıyor ki; hem ürkütücü hem de tehlikeli.
Günümüzün starlarının yansımaları toplumu yanlış yönlendiriyor. Benmerkezci yapıları ve kişisel egoları çevrelerine faydadan çok zarar verebiliyor. Bireysel çıkarları yüzünden kendilerini farklı bir boyutta yaşamak zorunda hissediyorlar. Kişisel egolarını tatmin edemedikleri zaman, depresyona çok çabuk girebiliyor ve çevresine kötü örnek olmaya başlıyorlar.
Çevresi tarafından sürekli hayranlık cümleleriyle beslenmeleri gerekiyor. Sıradan insan için yasak olan birçok şey, onlar için mübah oluyor. Ruhsal dinginliklerini etrafındaki kişilerden alıyorlar. Popüler kültür sayesinde adeta bir 'şöhret vampiri' haline gelebiliyorlar. Tabii herkes için söylemek yanlış olur fakat sıradan bir insanken ani gelen şöhreti hazmetmek için güçlü bir karakter gerekiyor.
İnsan neden ünlü olmak ister?
En başta ünlü olmak çok kolay bir kazanç kapısı sağlıyor. Daha sonra, büyük bir haz veriyor. Kendinizi çok önemli hissediyorsunuz ve gerçeklerden kopmaya, 'siz' olmaktan çıkmaya başlıyorsunuz.
Son yıllarda şöhretin anlamı; zahmet etmeden birçok şeye sahip olmak, insanlar tarafından sevilmek, beğenilmek, arzulanmak ve en önemlisi bütün bunları elde etmek için sadece güzel, yakışıklı, karizmatik ve sağlıklı olmak... Psikiyatri uzmanlarına göre şöhret duygusu sinsice ilerliyor, tüm kişiliğinizi ele geçiriyor ve sonuçta; duygusal hastalık, beraberinde ayrılık, kıskançlık, hayal kırıklıkları, depresyon, yalnızlık getirebiliyor.
Eskiden starlar topluma karışmazlar, eserleri ve yetenekleriyle ortaya çıkarlardı. Daha çok yalnızlığı tercih ederler ve merak konusu oldukları için ulaşılmazlıkları, onları gökyüzündeki 'yıldız' tahtına daha layık kılardı.
Şimdikiler maalesef teknoloji kurbanı. Ortalarda gezip çığırtkanlık yaparken sokakta-pazarda her an, her yerde görebiliyorsunuz. Işıkları çabuk sönüyor ve eğer yetenekleri de fazla değilse, kaymış bir yıldız haline çok çabuk gelebiliyorlar. Kaybolmuş bir şöhretin bedeli de ağır olabiliyor.
En büyük tehlike de, çocuklarımızın büyük çoğunluğunun, "Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna "Star olacağım" diye cevap vermeleri. Evet işte sonuç... Eyvahlar olsun mu diyelim? Onları bu duygudan koruyalım mı?
Mutlu haftalar.
İnsan ne kadar yükseIirse, gönIü o kadar aIçaImaIıdır. Deniş Diderot
