Eski sevgili sendromu

Eskilerin bir sözü vardır "Gelen gideni aratır" diye... Ne kadar aratır ne kadar aratmaz diye düşünmek lazım. Asıl sorun; gelenin aklı giden sevgilide oluyor nedense. Eskilerin söküğü yırtığı bitmiyor bir türlü. Ne zaman bir arkadaş dost muhabbetinde olsam, adamın veya kadının geride bıraktığı eski ilişki gündemin baş konusu oluveriyor. Magazin programlarının şok şok haberlerine ne demeli. Efendim bilmem kim, hala boşandığı karısıyla görüşüyormuş. Yok sahnelerin ünlü oyuncusu bir yerlerde ayrıldığı sevgilisiyle baş başa yemek yerken görüntülenmiş falan. Dahası, arada çocuklar var diye birlikte tatile çıkan eski eşler. Sorun çocuklar olunca muhabbetler hiç bitmiyor da yeni sevgililerde, gergin gergin ağlamaklı bir şekilde "Umurumda değil" havasındalar..

Karşımdaki kız sinirli sinirli sürekli sevgilisine ver yansın ediyordu. Altı aylık bir beraberlikte "Eski karısından çekmediğim kalmadı" derken yorgun ve bitkindi. Buna rağmen kendisi, sosyal medya takipçiliğini en ince ayrıntısına kadar kullanarak, kadının tüm hayatını ezberlemişti. Nerde gezer, ne yer, ne içer kimlerle takılır hepsinin çetelesini tutmuştu. Kendi bedenin ölçülerini bile, adamın karısının ölçüleri kadar bilmiyordur eminim. Üstelik yeni bir hayata başladığını zannederken adamın da, geçmiş modunda, ama geçmemiş ki; karısını sıkı takipte olduğunu görünce, tepesi iyice atmıştı. Üstelik, eş de boş durmuyor ve her ihtiyacı olduğunda kocayı arıyordu. Hala adamı kendine ait zannediyordu. Ayrılıklarda bir tuhaflaştı, gördüğümüz duyduğumuz gibi.

Geçmişin izinden kopmadan gelecekteki sağlıklı ilişkiler nasıl kurulur, zorlu bir yol olsa gerek. Sıfır kilometre aşkların artık çok gerilerde kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Herkesin bir öncesi var. İlişkilerin ömür boyu sürmediği bir yaşamda, hep geride kalan bir sevgili, bir eş olacaktır.

Karşımdaki adam; sevgilisinden bahsederken tepem atar duruma bir geliyor, bir gidiyordu. Bir yılı aşkın bir beraberlik sonucunda; kadını karşısına alıp, garip evlilik teklifi yapmaz mı?. Kadın kabul etmeyince kulaklarınızı tıkayacağınız cinsten küfürlerin bini bir para durumlarını, duymazlıktan gelmemiz gerekiyor üstümüze almadan. …

Neymiş efendim aylardır elemiş dokumuş. Karşısındaki kadını kendine layık görmüş. Kendince; eski eşinde olmayan özelliklerini, kafasında sıralayıvermiş. Bilgili, kültürlü, güzel bakışlı ve gülüşlü bu kadını seçmiş. Yani lütfetmiş… Sonuç ortada, kadın açmış ağzını yummuş gözünü tarzdan, anında evlilik teklifini reddetmiş tabii ki.. Sıra kadına geliyor hemen. Senin ne işin var bu ilişkide? Adamın ağzı yanık. Yoğurdu üfleyerek yemesi normal. Ee sen niye aylardır gezip tozarsın bu adamla diyesim geliyor da, nede olsa hemcinsim.. Pek dokunmak istemiyorum. Güzel rüyalar bazen uyanıkken de, görülüyor maalesef.

Geçmiş eş de, boş durmayıp, sağda solda adamın falsolarını saya saya bitiremezken, düğüm olmuş bu ilişkileri, eminin yedi hoca bir araya gelse çözemez görüyoruz. Anlatırken kendi kafam bile karıştı. Olayları senkronize edemiyorum. Artık ne oldu bize arkadaşlar diyesim de gelmiyor. Gezegenlerin çarpışması desek de, dünyanın çivisi ile bir sorunumuz var herhalde. Nerdeee! O eski aşklar hiç, diyemiyorum. Anneannelerimizin, ninelerimizin rüzgarı bol hikayelerini, romanlarda filmlerde okuyor görüyoruz. İnsanoğlunu olduğu her yerde ilişki karmaşası var. Geçmişin hesabı, geleceğin matematiğinde sınıfta kaldıkça, sınavlarımız hiç bitmeyecek belli. Kazasız belasız, sorgusuz sualsiz bir gelecek hepimizin olsun. bol şanslar sevgili okuyucularım ..

"Eski sevgili sendromundan" çıkılmadan yaşanılan, yaşam değildir…