Yazarlar Oynatmaya az kaldı
HABERİ PAYLAŞ

Oynatmaya az kaldı

Astroloji olgusu son dönemin en popüler konularından biri olmaya devam ediyor. Hangi taşı kaldırsanız altından yıldızların gizemli dünyası karşımıza çıkıyor. Bizim yerimize onlar konuşuyor, onlar karar veriyor durumunda. Yüzyıl çılgınlığı demek istemiyorum. Mitolojik ve derin kavim bilgilerin içinde barındığı en eski medeniyetlerin uğraştığı yıldız yolculuğu günümüze kadar uzanan saltanatını korumaya devam ediyor. Bilinmezlikler zinciri her zaman insanlığın bitmeyen ihtiraslarının arayışlarına hedef olmuş, hala umuda yolculuğunun bir parçasıdır. Nereden geldik nereye gidiyoruz? Sorusunun cevabı karşısında bilim ve ilim el ele vermeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Yıl 1992 ve radyolarda gür ve bir ses bağırıyordu ‘Oynatmaya az kaldı doktorum nerde ’’ Kulağa hoş gelen bir melodisi hepimizi bir an sarmış ağzımıza yapışmış kalmıştı. Farkında olmadan tekerleme yapmıştık. Dünya bu kadar çılgınlaşmamıştı. Belki de bize öyle geliyordu. Ne yaşarsak yaşayalım her şey kendi devrinin olumlu ve olumsuzluklarıyla anılıyordu. Yine de daha mutluyduk gibi geliyor. Covit denen bela düşünemeyeceğimiz kadar uzaktı. İkinci dünya savaşı çoktan unutulmuş Dünya siyaseti bu kadar karışmamıştı. Gerçi Irak İran savaşının kalıntıları konuşuluyor körfez savaşının heyecanla sonuçlarını bekliyorduk fakat yine de umutluyduk.

Yeryüzünün tadı tuzu daha da kaçtı. Bu gezegen mi bize yetmiyor? Biz mi artık içine sığmıyoruz anlamış değiliz. Bir kargaşadır gidiyor. Freni boşalmış araçlar gibi yokuş aşağı birbirimize çarpa çarpa yuvarlanıyoruz. Espri anlayışımız da çoktan dumura uğradı. Gerçi yeni kuşaktan hala umudumuz var. Eski bir atasözü vardır. ‘’ Çocuklar hala doğuyorsa Tanrı insanlardan umudunu kaybetmemiş demek ki.’’

Öfke katsayımız bin. Ph değerimiz sıfır. Birbirimize çatmak için aradığımız bahaneler sağlıklı bir beyin belirtisi hiç değil. Dinginlik ve sabır kelimesi Türk dil kurumundan kalktı kalkacak. Arka sokakların gürültüsünden dünyada huzur kalmadı. Günlük hayatta sinirimizi bozan birçok olayla karşılaşıyoruz. Sıkıldığımızda ve anlaşılmadığımızı hissettiğimizde, haksızlığa uğradığımızı düşündüğümüzde, kendimizi ifade edemediğimizde, istek ve ihtiyaçlarımız karşılanmadığı ya da karşılanmayacağını düşündüğümüzde, yalnızlık, kaygı, utanç ve bunlar gibi birtakım duygular hissettiğimizde öfkelenmemiz normal. İnsanın doğasında var olan olgular.

Haberin Devamı

Hepimiz dünyaya mutlu olmak için geldiğimizi zannederek evren tarafından kandırılmış olamaz mıyız?. Ağlayarak gelirken başımıza gelecekleri hissetmiş miydik? Yaşam insana istediklerini o kadar kolay sunmuyor. Bazılarımız her şeye hemen sahip olmak ister. “Bedeli ödenmeden hiç bir yere varılamayacağını bilmiyor; belki de yaşlılık, bu değişmez kuralı öğrendiğinde gecikmiş oluyor ve geriye dönemiyor.”

İklim değişikliği, tüketici tercihleri, kentleşme, tarımsal kirlilik, doğada biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyerek bir çok canlı türünü yok olma tehlikesiyle baş başa bırakıyor. Ormanların yok edilmesi, aşırı avlanma, hava ve su kirliliği gibi sebeplerden dolayı dünyada hayvanların yaşam alanı büyük oranda kısıtlanıyor. Uyurgezer gibi bir uçurumun kıyısına doğru ilerliyoruz. Canlı bir varlık olan doğa, yine kendisi gibi canlı varlık olan insanla yaşamı boyunca sürekli birlikte olmayı gerektirecek bir zorunluluğun parçası olarak karşımızda durmaktadır.

Haberin Devamı

Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde görev yapan bir doktor arkadaşım ‘’Bizim sözde hasta kabul ettiklerimiz dışardakilerden daha akıllı’’ dediğinde ne kadar haklı olduğunu düşündüm. Çılgınca ve şuursuzca deliliğe doğru koşuyoruz ve ruhumuz ölmüş farkında değiliz. Ne yazık ki donmaktayız fakat uykumuz geldi zannediyoruz.

İnsan, yaşamı sorguladığı kadar genişletebilir. (anonim)

Sıradaki haber yükleniyor...
holder