Filiz Özkol Sosyal medya cümbüşü
HABERİ PAYLAŞ

Sosyal medya cümbüşü

Sosyal medya için "Son yüzyılımızın, hatta gezegenimizin oyun parkı" diyelim mi? Ne düşünürseniz düşünün, ne yaparsanız yapın, hepimiz bu kuyunun dibindeyiz. Çıkmak istesek de çok geç artık. Başka alan kalmadı. Kuşatıldık, köşeye kıstırıldık. Soğuk demir parçalarının içinde modern köleliğimizi yaşıyoruz. Çok istedik böyle olmayı. Farkında olmadan yıllardır hayal ettiğimiz dünyanın ortasında bulduk kendimizi. Tebrik edelim insanlığımızı. Gelişim, teknoloji çağı dedikleri demek buymuş. Biz nereden düştük bu bataklığa? Robotlaştık, duygularımız gitti. Sevgi kelimesi anlamını yitirdi. Toplum depresyonu bu olsa gerek! Modern hayatın içinde kaybolmak adına mı biz bu yaşamı arzuladık?

Haberin Devamı

Sosyal medya cümbüşü

Önce bir Facebook denen olaya bir göz atalım... Sizi takip edenler arkadaşlarınız var muhakkak. Ama o yetmiyor. Arkadaşların arkadaşları butonu var. Yakın akraba modeli gruplar... Biz izin verirsek görebiliyorlar. Oraya da duvar ördük bile. Can sıkıntısının kaymaklısı! Kendine göre kuralları var. "Sanal dünya" demeyin. İçine girdiğiniz anda kayboluyorsunuz. Bin bir etiket olayı... Seni görebilecekleri sınırlıyorsun. Kapını istediğine açıyorsun. Yan komşuyu izleme ve röntgenleme keyfi de var. Bir sahte hesap aç. Gönder bir istek ve hatta en cazip resimlerle donat sayfanı... O kişiyi tanıdığın için olta atmak kolay nasıl olsa. Ohh, gelsin kahveler çaylar! Keyfinize diyecek yok. Gizli hesapları anlamış değilim. Aile albümü misali, kişiye özel. Madem ki bu dünyadasın. Her şeyin özgür olsun be kardeşim! Veya hiç girme. Geçen gün bir arkadaşımın sayfasına, filanca arkadaşı birkaç yorum yazarak kızdırmş. Kız beni arayıp yana yakıla derdini anlatmaya çalışıyor. "Lütfen onun duvarına bakar mısın?" diye serzenişte bulunuyor. Tamam da, duvar bana kapalı. O kadar yakın değiliz ki, nesini göreceğim…24 saat internette dolaşıyoruz da, hala birbirimize sırız… Labirent gibi… Canı sıkılan için mükemmel bir park… Oyun içinde oyun.. Arada sahte bağlantılı hesaplar almış başını gidiyor. Benim engelliler listem E-5 karayolu gibi. Bakıyorum hala başka hesaplarda bana laf yetiştiriyorlar. Hesaplarının ayarlarıyla sürekli oynayanlara ne dersiniz? Arada açıp kapatma modası da var. Yarı açık ceza evi gibi...

Haberin Devamı

Gelelim Instagram denen mucize alana... Allah razı olsun diyelim yaratıcılarından. Tüm komplekslerimizi silip süpürüyor. Allah bir yaratmış ki bizi sormayın gitsin. Erkek güzelleri ve bizim Afrodit kızlarımız salına salına boy gösteriyor. Seç beğen. Yaratıcılık diz boyu. Meğer hepimiz anamızdan dört kol çengi doğmuşuz. Meğer ne marifetler varmış bizde! Birileri bizi keşfetsin gibi bir duygumuz da yok. Biz kendimizi zaten keşfetmişiz. Almış başını gidiyor hayat. Elimizdeki küçücük aletlere her geçen gün yeni aplikasyonlar ekleniyor. Geçen gün bir arkadaşıma bir resim gösterdim. "Kim bu?" sorusuna "Sensin" deyince afalladı, şaşırdı kaldı. Ah benim canım arkadaşım! O kadar oynamış ki görüntüsüyle, kendini bile tanıyamıyor.

Doğru alanlarda kullandığımız zaman tabii ki işe yarıyor sosyal medya. Fakat işin cılkını çıkarmakta üstümüze yok. Kulağımızı tersten tutmayı marifet sayıyoruz. Hepimiz bu oyunun içine daldık gittik. Organik olmayı çoktan unuttuk. Ruhumuz o kadar yaşlı ve tembel ki... Her şeyin kolayına ve hazırına kaçtık. Muhteşemsin sosyal medya! Ne ayrıyız ne gayrı. Bir cümbüştür gidiyor. Allah sonumuzu hayretsin.

Haberin Devamı

Oynamayı beceremezsen, kazanamazsın.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder