Doç. Dr. Gökçen Erdoğan

17 Mart 2024, Pazar 07:00

Ne oluyor bu erkeklere?

Sizsiz olmuyor ama sizinle de bazen zor oluyor. Bizi biraz anlayın diye, neleri nasıl etkilediğinizi görün ve aklınızda, kalbinizde bir ışık yansın diye. Bu köşe bugün erkeklere.

DİŞİLİK OKULU EĞİTİMİ ALACAĞIM EVLİLİĞİME FAYDASI OLUR MU?

SORU: Hocam, eşimle ilişkim 2 yıldır çok kötü. Birbirimizden çok uzaklaştık. Ben işten ayrıldım ve çok kilo aldım. E her gün iş için evden çıkmayan biri, kendine çok da özenemiyor. Yorulmuşum bir de. Ama toparlayacağım. Dişilik okulu eğitimleri için görüştüm. Bütçeleri yüksek ama ayırabilirim. Sizce evliliğimize faydası olur mu?

CEVAP: Bir evlilikte, iki insan birbirinden uzaklaşıyor ve tek sorumlusu, yıllarca çalışmış, yorulmuş, şimdi biraz dinlenmek isteyen ve fiziksel ‘kusursuzluk’tan uzaklaştığı düşünülen kadın mı oluyor? Yapmayın lütfen. Kendinize en başta kendiniz için bakın tabii. Ama her günkü saçı, makyajı yapmamanız ve beslenme düzeniniz değiştiği, fiziksel aktiviteniz azaldığı için kilo almanız normal. Sağlığınız için spor yapın ya da güzel beslenin o ayrı ama tabii ki bir ilişkinin günah keçisi bunlar olamaz. Dişilik okulları da çil yavrusu gibi çoğalıyor. Bir iki sertifika alan herkes fahiş fiyatlara eğitimler vermeye başlıyor. Kimin okuludur, bu kişinin eğitimi nedir; bir bakın. Benim tavsiyem, gerçek uzmanlardan evlilik/ çift terapisi almanızdır. Kocalar göbeklenince hiç de kalkıp has erkeklik okullarına yazılmıyorlar çünkü. Sorumluluğu paylaşın ve mutluluğunuz için uğraşın

YAPISAL SORUN YÜZÜNDEN DİŞLERİMİ YAPTIRIYORUM EŞİM GURUR KIRICI ŞAKALAR YAPIYOR

SORU: Hocam, ben dişlerimi yaptırıyorum. Çocukluğumdan süregelen ve damağımla, kemik yapımla ilgili bir sorundan dolayı ağrılı, zor bir süreç oluyor. Eşim benimle alay ediyor. Öyle anlık şakalar değil. Nenelere benzediğim için soğuduğunu söylüyor ve gerçekten gurur kırıcı şakalar yapıyor. Gülemiyorum artık. Ağzımı bile açamıyorum. Psikolojim çok bozuldu. Evden çıkmaz oldum. Ama psikolojik destek almaya yetecek param yok. Bunu kendi içimde nasıl aşabilirim?

CEVAP

16 Mart 2024, Cumartesi 07:00

Evliyiz ayrılmaya yetmez mi?

Evlilik, emek istiyor. Tek çözüm boşanmak değil ve boşanmak kötü bir çözüm de değil. Doğru anlayın yeter.

TERAPİNİN YANLIŞ İLERLEMESİ AYRILIĞA NEDEN OLABİLİR Mİ?

SORU: Biz 9 yıllık evliyiz. Uzun zamandır süren ve büyüyen sorunlarımızı çözmek için 6 aydır bir kliniğe devam ediyoruz. Sorunlarımızın geçmişe, flörte kadar dayandığını, bireysel olarak çocukluğa kadar indiğini öğrendik ve doğru da. Ayrılma noktasındayız, bağlarımız saygı çerçevesinde kopsun diye ben süreci hızlandırmak niyetindeyim. Ancak eşim bunu kabul etmiyor ve hatta terapiye gitmeseydik evliliğimiz sürerdi diye bakıyor. En azından boşanmayı düşünmüyorduk diyor. Aslında hak vermiyorum ama kafam da karıştı. Terapinin yanlış ilerlemesi ayrılığa neden olabilir mi?

CEVAP: Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor; evlilik terapisi, cinsel terapi, bireysel terapi bunların hiçbiri kötü giden şeyleri sürdürmek amacıyla ya da muhakkak olumlu sonuçlandırmak amacıyla yapılmaz. Aksine kangren bir bacağı kesmek gibi, bitirmek, geride bırakmak da bir çözüm olabilir, bazen de bu gerekir. İnsanların önünde bu yolu açmak da onlara yardımcı olmaktır. Ve bunu terapist sağlamaz. İki insanın da mutsuz olması, mutsuzluğa alışması, bunu normalleştirmesiyle süren evlilikler, ilişkiler düşündüğümüz kadar iyi şeyler değildir. Dipsiz bir kuyuda yardım çığlığı atmadan, var olan oksijene ve alana razı gelip durursanız kurtarılmanız zordur ve sonunda tükenirsiniz. Eminim sizin ilişkinizi gözden geçiren uzman arkadaşım da ayrılmanızı amaçlamıyor, en doğruyu bulmanız için ışık yakıyordur. Ama o doğruyu bulan sizsiniz. Mutsuz olmanız pahasına sürdürmek, yıllarca aynı sorunların içinde kaybolmak daha iyi bir çözüm mü olurdu? Seanslarda bu süreci ve eşinizin duygularını da konuşun. Ayrıca yeniden deneme ya da eşinizin haklı olup olmadığını görme gibi bir düşünceniz varsa bir süre ara verip süreci yeniden başlatabilirsiniz de. Seçenekler tükenmiş değil.

GÖRÜCÜ USULÜ NİŞANLANDIK, ANLAŞIYORUZ AMA ARKADAŞLARIMIZ ACELE ETMEYİN DİYOR

SORU

15 Mart 2024, Cuma 07:00

Evliliğime bir şans

Evlilikleri kurmak, korumak kolay değil. Boşanmak da kolay değil. İnsana dair süreçlerin hepsi duygu barındırıyor, elbette zorlukları var. Ama zorlukları var diye geri adım atacak değiliz. Her zaman sağlıklı çözümlerin peşinde olacak ve kendimizi de unutmayacağız.

ÇOK BÜYÜK DUYGUSAL AÇLIK YAŞIYORUM EVLİLİĞİMİZ İŞ BİRLİĞİNE DÖNDÜ

SORU: Hocam, evliliğimde çok büyük duygusal açlık yaşıyorum. Eşimi aldatmayı aklımdan bile geçirmedim. Ama evliliğimin artık evlilik olmaktan çıktığını, bazı görevlere sadık kaldığımız bir iş birliğine döndüğünü hissediyorum. 3 çocuğumuz var. Bu evliliğin yeniden düzelme şansı var mı, varsa nasıl?

CEVAP: Eşinizin ilgisizliğinden, sevildiğinizi bilseniz dahi bunun size hissettirilmemesinden, istediğiniz hassasiyeti görememektense şikayetiniz, bunlar kesinlikle üzerine konuşulması ve çalışılması gereken konular. Tabii ki çok sık rastlıyoruz. Çocuklar da varsa yaşam gailesi, eşlere partner olma duygu ve sorumluluklarını unutturabiliyor. Yaşayıp gidiyoruz işte hali de bir tür yorgunluk, yılgınlık hali. Ama çözülebilir, neden çözülmesin. Ben her şeyden önce şeffaf iletişimden yanayım. Ancak iki kişi konuşarak yol alamıyorsa hemen uzman desteği. Bu maçlar nerelerden dönüyor bir bilseniz...

ESKİ EŞİM ÇOK DEĞİŞMİŞ YENİDEN DENEMEK İSTİYORUM AMA HİÇ ORALI DEĞİL

SORU: Hocam, 2 yıl önce ayrıldım. Eşim o arada terapi almış ve şikayet ettiğim ne varsa kurtulmuş, hali tavrı tersine dönmüş. Şimdi yeniden birleşmek istiyorum. Ama onun böyle bir talebi olmuyor. ‘Her şeye yeniden başladım’ diyor. Bu şu anlama mı geliyor; hayatımın önceki kısmındaki hiçbir şeyin yeni hayatımda yeri yok? Sizce kaçan kovalanır mı, ne yapayım nasıl davranayım?

CEVAP: Bazı çiftler kovalanmak için öyle kaçıyor ki birbirinden, sonra görünmez oluyorlar, öyle uzağa gitmişler. Böyle taktiklere gerek yok. Ve bilin bakalım bana sorduğunuz soruyu kime sormanız gerek? Tabii ki eski eşinize. İletişiminiz hâlâ sürüyor anladığım kadarıyla. Ortada çocuk yoksa ve kendinizle ilgili olarak görüşüyorsanız hâlâ konuşabileceğiniz, paylaşabileceğiniz bir şeyler de vardır. Oturun açık açık söyleyin duygularınızı. Öyle bir niyeti yoksa da ısrar etmek yerine kendinize şunu sorun; konfor alanımda kalmak, yeni birini tanımayla uğraşmak ve yalnız kalmak istemediğim için mi onun yeni versiyonuna talibim? Yoksa gerçekten hâlâ hayatımı onunla geçirmek mi istiyorum? Cevabınıza göre bir yol tutturun. Gerçekten istiyorsanız almayı da deneyin elbette.

KAYINVALİDEM HASTA OLDUĞU İÇİN BOŞANAMIYORUM

14 Mart 2024, Perşembe 07:00

Geniş ailenin çekirdek aileye etkisi

Bazen iyi, bazen kötü, bazen az, bazen çok... Gerektiğinde müdahale etmeli ve çekirdek ailenin, özel hayatın varlığı korunmalı.

BİZE DAİR KARARLARI AİLESİ VERİYOR EŞİM BU GERÇEĞİ KABUL ETMİYOR

SORU: Hocam, eşimle 6 yıllık evliyiz ama ben kendimi hiçbir zaman öncelik gibi hissetmedim. Bize dair kararları biz aramızda konuşsak bile ailesi veriyor aslında. Benim istediğim bir şey, ailesi onay verirse oluyor. İkimizin de hemfikir olduğu bir şey, ailesi onaylamıyorsa rafa kalkıyor. Ve söylediğimde bunu asla kabul etmiyor. Bunu hiçbir şekilde kıramıyorum. Nasıl davranmam gerek? Çünkü kızgınlığım, kırgınlığım karı koca ilişkimize yansıyor.

CEVAP: Bunu yalnızca erkeğin ailesi için söylemiyorum, kadının ailesi de kurulan yeni evliliğin dışında kalmayı bilmeli. Ancak özellikle maddi bağımlılık, iş ortaklığı, aile işi gibi durumlar varsa bunun değişmesi sancılı oluyor. Ya da yetiştirilme tarzı itibarıyla çocuğa alan açılmadıysa, kendi kararlarını alma yetisi kazandırılmadıysa bu durum evlilikte dahi sürebiliyor. Elbette doğru bir davranış değil ama söylenmekle kırılacak bir davranış da olmuyor çoğu zaman. Ben uzman desteği öneriyorum. Çünkü bir değişim geçirseniz bile ailesi tarafından baskı görme ihtimali bulunduğundan bu değişim konusunda kararlı ve tam bilinçli olması gerekiyor. Tam bilinç maalesef amiyane tabiriyle dırdırla gelmez, farkındalıkla gelir. Ailelerden de beklentim, “Bu sizin hayatınız, eşine danış istersen. Biz yanındayız” diyebilme olgunluğudur. Ama nadir görüldüğü de gerçek. Konuşarak çözemiyorsanız birbirinizi yıpratmadan destek alın lütfen.

KIZIMI ALMANYA’YA GELİN VERDİM EZİLİP EZİLMEDİĞİNİ NASIL ANLARIM?

SORU: Hocam, kızımı Almanya’ya gelin verdim. 3 eltisi, kayınvalide, kayınpederiyle aynı binada yaşıyor ve başta böyle konuşulmamıştı. Bir şey anlatmıyor ama sesi hep ağlamaklı. 21 yaşında evlendi, zaten küçük. Bir de eziyorlarsa ne yaparım bilmem. Bana asla anlatmaz. Anlamanın bir yolu yok mu?

CEVAP: Bunlar elbette sizi ilgilendiren kararlar ancak ben bu kadar genç kadınların bu kadar köklü değişimlerde zorlanmalarına çok sık tanıklık ettim. 21 yaşında hem evliliğe, hem yeni bir geniş aileye, onların kurallarına, hem de dilini bilmediği bir ülkeye ve oradaki yalnızlığa alışması elbette biraz sancılı olacaktır. Aklıma (umarım hikayeleri hiçbir zaman benzemez) kitabımda yer alan ve çok sevdiğim bir kadın geldi. Çok benzer bir evlilik yapmıştı. Büyük zorluklardan sonra zafer kazanmıştı. Ancak o gerçekten film gibi bir hikayeydi. Herkese benzer şeyler olacak değil. Ama benim önerim şu; gidin ve onunla biraz vakit geçirin. Kimse çocuğunu yerde bulmuyor. Hangi koşullarda yaşıyor, nasıl muamele görüyor, ne eksiği var (eşyadan bahsetmiyorum), özgürlüğü kısıtlanıyor mu vs. bunları gözlemleyin. Kız çocuklarımızın sahipsiz olmadığının bilinmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

KAYINVALİDEM OĞLUNU PAYLAŞAMIYOR

13 Mart 2024, Çarşamba 07:00

Kadınlar, evlatlarımız ve evlilik

Yıllar evlilikleri, bizleri, nesilleri değiştirdi. Anneyken başka baktık, evlatken başka. Evlatlarımız bize başka baktı, annelerimiz başka. Hep hayaller kurduk, peki ne kadarı kusursuzdu?

3 YILDIR NİŞANLIYIM AMA EVLİLİK KONUŞMUYORUZ, ACABA VAZ MI GEÇTİ?

SORU: Canım hocam, siz kadınla erkeğin evliliğe bakışı arasında da farklar var demiştiniz. Ben 3 yıldır nişanlıyım ve evliliğin e’sini duymaz oldum artık. Zamanla planlar az konuşulur oldu ve şimdi öylece gidiyoruz. Aramız bozuk desem değil ama artık evlilik planı konuşulmuyor. Bu, erkeğin vazgeçme ama söyleyememe aşaması mı?

CEVAP: İlişkinizi bilmediğim için yalnızca genel düşünce ve belki tahminlerimi paylaşabilirim. Erkeklerle kadınlar arasında evlilik dahil pek çok konuda farklar var ama ben bunu olumsuz bir şeymiş gibi okumuyorum. Bakış açılarımız, duygularımızı ve arzularımızı yönetim biçimlerimiz başka ve bu her şeye yansıyor. Evlilik iki taraflı bir eylem değil mi? Neden siz açmıyorsunuz konusunu? İkna edilmeyi mi bekliyorsunuz? Erkeğin vazgeçme ama söyleyememe aşaması diye bir şey yok. Bu hepimiz için geçerli olabilir ve ne olursa olsun söylemeliyiz. Vakit, insan hayatındaki en değerli şeylerden biri. Dolayısıyla evlilik için aklınızdaki planı ortaya koyup şeffaf bir konuşma yapabilirsiniz. Çünkü ekonomik koşullar da getirmiş olabilir bu gecikmeyi. Ya da belki o da sizi yeterince istekli görmüyor, konuyu açmaz olduğunuzu düşünüyor; olamaz mı? Bunu öğrenmenin tek yolu var; hayatınızı birleştirmek üzere yola çıktığınız kişiyle bunu açıkça konuşmak.

KIZIM KENDİNDEN ÇOK BÜYÜK BİRİYLE EVLENMEK İSTİYOR NE YAPMALIYIM?

SORU: Kızımı okutmak için her şeyi yaptım. Eşimden ayrıydım ve sıfır destekle yetiştirdim. İki bazen üç işte birden çalıştım. Hemşire oldu, stajını yaptığı sırada tanıştığı kendisinden çok büyük biriyle birlikte ve evlenmek istiyor. Üstelik bu kişinin ekonomik durumu çok iyi olduğu ve kızımın çalışmasını istemediği için çalışmayı da düşünmüyor. İlişkimiz çok kötü çünkü buna tepki göstermeden duramıyorum. Nasıl davranmalıyım bilmiyorum, yardım edin.

CEVAP: Sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Kesinlikle kızınızın psikolojik destek alabilmesini ve bu seçiminin onda nasıl eksiklerin yerini doldurduğunu görebilmesini isterim. Sizi yalnızca bir anne olarak anlamıyorum, bir hekim olarak da anlıyorum. Çünkü kitaplarımda hikayeleri yer alan, haberlerde rastladığınız kadınların çoğu; meslekleri, işleri olmadığı için günün birinde gitmesi gerekirken gidemeyen kadınlar. O yüzden bir kız çocuğunu okutmak kadar onun bu hayata kendi tırnaklarıyla tutunmak istemesi de önemli. Ancak bazen gösterdiğimiz tepki doğru olsa da karşımızdaki kişide inada sebep oluyor, iyiliğini istememiz ters tepiyor. Çok üstüne gitmeden ancak gözümüz de üstünde olacak biçimde süreci biraz izlemeliyiz belki de. Çünkü kabullenmekte zorlansak ve gözümüzde çocuk olsalar da birer yetişkin onlar. Maalesef hiç istemesek de hatalar yapacaklar, hatalarından dersler alacaklar. Umarım iş o noktaya gelmeden en doğru biçimde sonuçlanır. Ancak öyle olsa bile ben demiştim demek yerine, yanında olun.

DEFALARCA BOŞANMANIN EŞİĞİNE GELDİK AMA YAPMADIK, AYRILMAMAK HATA MIYDI?

12 Mart 2024, Salı 07:00

Hoş gelsin!

Dün çok güzel bir zamanın başlangıcıydı. Evlerinizden bereket, bolluk ve huzur eksik olmasın. İhtiyaçları görün, çağrıları duyun, isyanları hissedin. Eliniz uzanıyorsa mutlaka yetişin. Ramazan, dininiz ne olursa olsun, dayanışmanın vesilesi olsun. Okullara kitap, çocuklara oyuncak, sofralara bereket olsun, sizinle bizimle olsun! Hayırlı Ramazanlar.

Dün çok güzel bir zamanın başlangıcıydı. Sizinle buradan hayata dair her şeyi konuşabilmeyi, bir ekranın, matbaada dizilmiş harflerin ötesine geçebilmeyi büyük bir fırsat olarak görüyor ve birkaç şey söylemek istiyorum. Bütün dinler, inanışlar iyiliği emreder. Uygulayan ve uygulamayanlar, kötülüğe devşirenler, anlamını çiğneyenler insanlardır. Ve buna karşı duranlar, göğsünde bir isyan yeşertenler, iyilikten vazgeçmeyerek savaşanlar da insanlardır. Biz sizinle iyiliğe, güzelliğe, paylaşmaya, adalete, barışa dair bir isyan yeşerteceğiz; akılla, mantıkla, kalple, vicdanla. Biz dünyanın hepimize yettiğini ve yeteceğini hep bileceğiz. Ramazan bir kez daha, tıpkı olması gerektiği gibi, ışıklarla geldi ışıklarla gidecek. Aydınlığı birlikte büyüteceğiz. Gazze’de ve dünyanın herhangi bir yerinde kendisiyle aynı olmayanların zulmüne maruz kalan her bir halk için dualarla büyüteceğiz. Vurulup düşmeyenler için umut olacağız. Sofradan aç kalkan kalmayana kadar büyüteceğiz o aydınlığı. Çünkü ben insana her şeye rağmen, hâlâ ve daima inanıyorum.

BİR TENCEREYE ET, BİR ÇOCUĞA SÜT BİR KÖPEĞE MAMA, BİR YAŞLIYA NEFES

Mevzubahis ne olursa olsun dayanışmanın gücünü defalarca gördüm, siz de gördünüz biliyorum. Paylaşmanın, sahip olduklarımızı nasıl da büyülü bir şekilde artırdığını, sorumluluğun elbette bize ait olmadığı yerlerde bile bir şeyler yapma çabamızın bizi nasıl büyüttüğünü, tüketmek dururken. Yokluğun ve yoksulluğun pratikten teoriye dönüşeceği o güne dek, varlığımızı bir başkası için de anlamlı kılmanın nasıl bir mücadele olduğunu, biliyorum hep birlikte yaşadık gördük. Biz hep birbirimize uzanan el, yanaşan omuz, sarılan yürek olduk. Bize mi düşmeliydi bu, elbette tartışılır ancak şu an faydası yok. Şu an gücümüz yettiğince odun olacağız bir sobaya, bir tencereye et, bir çocuğa süt, bir köpeğe mama, bir yaşlıya nefes olacağız. Kapılar çalacağız yaşadığımız yerde, selamlar götüreceğiz. İftarlar, sahurlar olacağız şu insan halimizle. Sıcak pideler olacağız. Komşumuz açken tok yatmayacağız. Ziyaretsiz, neşesiz kalanlar olmayacak etrafımızda, birbirimize ‘kimse’ler olacağız.

DİNİNİZ NE OLURSA OLSUN RAMAZAN DAYANIŞMANIN VESİLESİ OLSUN

Ben her Ramazan’ın ilk günü, her bayramın sabahı çok uzaklarda, başka bir dinle, başka bir dille, başka bir inanışla yaşayan birkaç meslektaşımdan güzel dilekler, mesajlar alırım. Bilirim ki mesele neye inandığın değil; inandığın dünyanın nasıl bir yer olduğu. Hayallerindeki yaşamın nasıl bir şey olduğu... İyilikle, güzellikle, barışla, eşitlikle, saygıyla, sevgiyle, paylaşmayla örülü bir dünya düşlüyorsan bir parçası olmak için didiniyorsun yaşamın boyunca. Ben göremem, ben yetişemem demeden; çocuklarına bu düşü bırakmak için uğraşıyorsun. Bizler, hayatları boyunca bunun için uğraşmış insanlar olarak elbette bu düşü nesilden nesile aktaracağız. Ama kalabalıklaşmalıyız. Daha çok insan inanmalı ‘yalnızca insan olmaya’. Evlerinizden bereket, bolluk ve huzur eksik olmasın. Güzel sofralarda, sevdiklerinizle mutlulukla birleşin. İhtiyaçları görün, çağrıları duyun, isyanları hissedin. Eliniz uzanıyorsa mutlaka yetişin. Ramazan, dininiz ne olursa olsun dayanışmanın vesilesi olsun. Okullara kitap, çocuklara oyuncak, sofralara bereket olsun, sizinle bizimle olsun! Hayırlı Ramazanlar. Hâlâ barışa, huzura, adalete inanan herkes için, kalabalıklaşmaya sonsuz umutla...

10 Mart 2024, Pazar 07:00

Sizin evin halleri

O kadar çok insan, o kadar çok karakter, o kadar çok öykü var ki... Birbirlerinden iyi ya da kötü değiller, farklılar. Herkesin doğruları kendine. Gerçek ve su götürmez yanlışlar dışında, bir ilişkide olanlar kimseyi ilgilendirmez. Bazen uzman yardımı gerektirebilirler tabii.

17 YILLIK EŞİMLE ARKADAŞ GİBİ OLDUK BU EVLİLİĞİMİZİ BİTİRİR Mİ?

SORU: Hocam, ben 17 yıllık evliyim, eşimle artık arkadaş gibi olduk. Ve benim bundan hiçbir şikayetim yok. Kötü bir şey mi bilmiyorum. Ama onun da hiçbir şikayeti yok. Bunca yıl birbirimize dokunmuşuz da şimdi ruhlarımıza dokunmaya başlamışız gibi geliyor hatta. Evde her şey daha adil artık. Sizce bu bir evliliği bitirir mi? Bir kadın olarak eksik hissetmem gerekir mi?

CEVAP: Şahsi fikrimi paylaşayım; bunu yıllar içinde aile terapilerinde, cinsel terapilerde de çok açıkça gördüm ki her ailenin, her çiftin reçetesi başka. Size iyi gelen şey, sizin için en iyidir diye düşünüyorum. Cinsel anlamda da herkesin dinamikleri farklıdır. Başlangıç yaşı, bitiş yaşı değişebilir. İnsanların beklentileri değişebilir, muadil duygular keşfedip onlardan daha çok hoşlanabilirler. İhmal ettikleri şeyleri keşfetmek, yaşamak iyi gelebilir. Yani hayır kadın da erkek de bu halden memnunsa bence hiçbir sakıncası yok. İlişkinize yararı olduğunu söylüyorsunuz; yıllarca klasik karı koca ilişkisi yaşayıp paydaşlık halini ihmal etmişsiniz ve şimdi onu yaşamak sizi tatmin ediyor belli ki. Mutluluğunuzun katlanarak artmasını dilerim. Kumandayı da paylaşmaya başladıysanız bu iş tamamdır. Eve demokrasi gelmiş.

3’ÜNCÜ EVLİLİĞİMİ YAPACAĞIM ÇEVREMDEKİLER YADIRGIYOR

SORU

09 Mart 2024, Cumartesi 07:00

Cinsel dertlerde erkek

Cinsellik, erkeklerin şakaları ve gerçekleri üzerinden çokça baltalanıyor kadın açısından. Doktora gitmeyi, uzmana görünmeyi reddetme meselesi toplumsal bir alışkanlık olup çıkıverdi erkeklerin utancı yüzünden. Ama bu düzeni de değiştireceğiz. Bilimin ışığında inatçı ve güçlü kadınlar olarak. Yanılıyor muyum?

YURTDIŞINDAN SEKS OYUNCAĞI ALDIK AĞRI, KABARCIK VE KAŞINTI YAPTI

Hocam, erkek arkadaşımla yurtdışından bir seks oyuncağı aldık, deriden bir prezervatif gibi ve dokulu. Ama sonrasında penisinde büyük kabarcıklar oluştu. Çok acı veriyor ve kaşıntı yapıyor. Yaklaşık 3 haftadır da geçmiyor. Cinsel hastalık kapmış olabilir mi? Çok endişe ediyorum. Benden başka partneri olmadığından da eminim. Ne yapmamız gerekir?

Eğer ikinci el dükkanından almadıysanız cinsel hastalık değildir. Şaka yapıyorum, aman ha! Bilmediğiniz yerlerden, tüm izin ve sertifikalarını, içerik bilgilerini kontrol etmeden seks oyuncağı almamanızı tavsiye etmekle başlayayım. Muhtemelen penisi kavrayan bu oyuncak, yapıldığı maddeler itibarıyla alerjik bir durum yarattı. Ama beni yaralayan kısım şu; aradan 3 hafta geçiyor, iki aklı başında insandan biri kalkıp doktora gidelim demiyor. Evde şartların hangi yöne doğru olgunlaşmasını bekliyorsunuz? Tahminim odur ki basit bir ilaç ya da krem tedavisiyle eski haline döner. Eski hali, yaşadıklarından ders almışsa ne âlâ.

ERKEN BOŞALMANIN SEBEBİ GENÇ BİRİNE BAKAYIM’ DİYOR ATEŞLİ HASTALIK MI?

Canım Gökçen Hocam, eşim çocukken ateşli hastalık geçirmiş ama çocuğumuz oldu. Yani aslında sık sık duyduğumuz ve korktuğumuz o durumu yaşamadık. Ama eşimin ilk günden beri erken boşalma sorunu var. Her zaman değil ama ayda 1-2 kez mutlaka oluyor. Ve ateşli hastalık geçirmesine yoruyor. Gerçekten bundan mı yaşanıyor?