Giriş
Kadınlar, bu toplumda geleneksel yapının da izlerinden mütevellit daima bedenleriyle sorunlar yaşadılar. Öyle olmasını hak etmedikleri halde. Bir erkeğe eş olarak seçilmeden önce, kayınvalide tarafından vücutlarının en mahrem yerleri hamamda görüldü de kıymetli oğullarına öyle layık görüldüler. Jüri kültürü çok eskidir bizde. Ve ilişki iki kişilik bir eylem olduğu halde, tek tarafın bedeni üzerinden değerlendirmeler yapıldı hep. Altta kalması ve cilve dışında pek de bir şey yapmaması beklenen hakkındaydı bu değerlendirmeler. Bir yerinde yanlışlık var gibi.
Kadınların bedenleriyle ilgili maruz kaldıkları psikolojik şiddete çokça örnek verip çokça başlık açabiliriz. Zaten siz de düşününce çabucak belirir anılar zihninizde. Gelinlik giymeden yapmak zorunda hissettiğimiz diyetten doğum sonrası kilolarımızın erkek ihanetine sebep gösterilmesine, küçük memelerimizin evladımızı doyuramayacağının ima edilmesinden tenimizin asla yeterince beyaz bulunmamasına dek…
Bundandır ki ışıklar açıkken sevişmek istemeyiz. Psikolojik miras… Selülit nedir bilmeyen ve aslında aldırış da etmeyecek erkeklerden selülitlerimizi saklamak istememiz çok acıklı değil mi? Bizi, eksik olduğumuza inandırdılar. Ve bedenimiz kusursuz değilse seksi olamayacağımıza. Bunlar yalan canım kadınlar, siz ışıkları açın…
2014 yılında, sevişme alışkanlıkları üzerine yaptığımız bir araştırmada elde ettiğimiz en çarpıcı sonuç; kadınların çok önemli bir kısmının karanlıkta sevişmek istemesiydi. Yaygın 3 neden; utanmak, bedenini beğenmemek ve erkeğin kadını görmek istememesi. Utanmayın çünkü erkeğin ne kadar hormonu varsa sizin de o kadar var. İlişki tek taraflı bir eylem değil ve hiçbir zaman olmayacak.
Bedeninizi beğenin çünkü o sizin. Bütün kusurlarıyla ve ışıltısıyla. O beden size duyma, konuşma, koklama, hissetme, dokunma, görme, yürüme ve düşünme şansı veriyor. Mutlu olma şansını hiç vermez mi! Verir. Alın. Sizi çıplakken görmek istemeyen biriyle sevişmek zorunda değilsiniz. Herkes görmeyi de sevdiği kişilerle eşleşsin. Aşk çocukları dünyaya işte böyle gelir.
Kadınların kendi bedenleri bahane edilerek karanlığa mahkum edilmesini, ilişkide de kabul edemeyiz. Karanlık bile hür irademizin bir seçimi olmalı. Bu gece mecburen kapattığımız ışıkları yakalım mı?
