Giriş
Müzik tarihinin en önemli karakterlerinden Wolfgang Amadeus Mozart ile besteci Antonio Salieri’nin çatışmasını ele alan ‘Amadeus’ oyunu 11 Ocak’ta UNIQ Hall’de prömiyer yapıyor. 12,13 ve 27 Ocak’ta da sergilenecek oyunun senaryosu Peter Shaffer’ın usta kaleminden çıkma. Üstelik Mozart rolünde Okan Bayülgen ve Salieri olarak Selçuk Yöntem’i izleyeceğiz. Bu oyun kaçmaz, tükenmeden biletinizi alın.
Cam tutkusunu ‘Ciddiye alıyorum’
Cam heykel sanatçısı Ayşen Savcı, ‘Ciddiye Alıyorum’ isimli sekizinci kişisel sergisini 8 Ocak’ta ISTANBUL CONCEPT Gallery’de açıyor. 31 Ocak’a kadar açık kalacak olan sergide, sanatçının hazırladığı bir yerleştirme ve 15 adet heykeli yer alacak. Eserlerinde camın ruhunu ortaya çıkarmaya çalıştığını söyleyen sanatçı, cam heykellerini çoğunlukla doğal taşlarla birleştiriyor.
‘Çıplak Vatandaşlar’ dönüyor!
‘Full Monty’nin tiyatroya uyarlaması olan ‘Çıplak Vatandaşlar’ oyununun başrollerinde Cansel Elçin, Reha Özcan ve Alican Altun yer alıyor. Oyun, gördüğü yoğun ilgi üzerine 10 Ocak’ta Zorlu PSM’de sahnelenecek. İşsiz kaldıkları için striptizci olmaya karar veren bu adamların hikâyesi sizi çok eğlendirecek.
Gallery Pruva’dan dünyada bir ilk
İstanbul, Bakırköy-Çamlık’ta yer alan Gallery Pruva, dünyada sadece maket-model konseptli tek mini müze. Aynı zamanda bir mekanda bulunan en çok farklı maket-model tekneyi bir alanda barındıran tek mini Denizcilik Müzesi. Ayrıca her yaş için maket-model gemi yapım workshopları düzenleniyor.
Yarışma vakti
Yeşilay, dünyanın, ülkemizin ve özellikle gençlerin bağımlılıklara karşı dikkatini çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla Uluslararası Yeşilay Karikatür Yarışması’nın dördüncüsünü düzenliyor. Başvurular 7 Şubat’a kadar devam edecek. Yarışmanın birincisini 10 bin, ikinciyi 7 bin 500, üçüncüyü 5 bin lira ödül bekliyor.
Haftanın filmi
Judy
Hollywood’un eski, ihtişamlı yıllarının sembol isimlerinden Judy Garland’ın trajik hayatının son zamanlarına tanıklık eden ‘Judy’, 2019’un önemli filmlerinden biri olmayı başaramasa da başrol oyuncusu Renée Zellweger’ın muhteşem performansıyla çok konuşuldu.
1930’larda çocuk yıldız olarak adım attığı sinema dünyasında yıldızlaşan ve ‘Oz Büyücüsü’ Filmindeki Dorothy karakteriyle bir efsane haline gelen Judy Garland, aynı zamanda Hollywood’un en hüzünlü hikâyelerinden birine de sahip. Yeni yeni oluşan stüdyo ve star’lık sisteminin ilk kurbanlarından biri olarak kabul edebileceğimiz Garland, çocukluğunu ve genç kızlığını yaşayamamış, yoğun çekim programları arasında ezilmiş, kilosunu koruması için adeta açlığa mahkum edilmiş ve yaşıtlarıyla da sağlıklı ilişkiler kuramamış hiçbir zaman. Garland’ın hayatının bu dönemine flashback’ler sayesinde baktığımız ‘Judy’ filmi, yıldız oyuncunun artık ışığının sönmeye başladığı döneme tanıklık ediyor.
47 yıllık hayatının 45’ini çalışarak geçiren Garland, yorgun ve bıkkın. Sahnede olup, şarkılarını söylemek ve ‘şova devam etmek’ zorunda kalan Judy’nin kırılganlığını saklamak için oynadığı ‘gururlu yıldız’ rolü oldukça hüzünlü. Öte yandan film, tüm bu melodramatik altyapısına rağmen izleyiciye duygu sömürüsü yapmıyor.
Bunda, senaryonun gerçekçi yapısı ve gözyaşı-kahkaha dengesini iyi kurması etkili. Filmin başarısında, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar kazanmasına kesin gözüyle bakılan Renée Zellweger de etkili. Renée Zellweger, çok büyük fiziksel değişimlerden geçmesine gerek kalmayacak şekilde verdiği performansta Judy Garland’ı canlandırmıyor, adeta Judy Garland’ın kendisi oluyor desek abartmış olmayız.
