Öz benlik, bireyin kendi hakkındaki düşünceleri, imajı ve resmidir. Bu imaj ve resim kendi deneyimlerimizle oluşup, başkalarından aldığımız olumlu ve olumsuz tepkilerden etkilenerek biçimlenir.
Olumlu bir benlik algısı çocukluk döneminde kazanılır. Ve ebeveyn olarak, çocuklarımızı yetiştirirken kendi çocukluğumuzda bize yapılan yanlışları yapmama kaygısını yoğun olarak yaşarız. Bu kaygıyla da bazen hata yapabiliriz. Bu hatalar olumsuz benlik algısının gelişmesine neden olabilir.
Örneğin; “Elleme çocuğum bozacaksın” denilerek durdurulan çocuklar, ileride bir işe başladıklarında kaygı duyabilir. Çocukların araştırmaya merak etmeye ihtiyaçları var. Başaramadığı için azarlanan çocuklar olumsuz benlik algısına sahip olur.
Olumsuz benlik algısında, otoriteye tam itaat de vardır. Kişi kendi fikirlerini benimseyemez. Güçlünün yanında yer alır. Bunun nedeni ise, çocukluk döneminde ezilmesidir. Ezikliklerini iç dünyalarında kabul eden bu kişiler herkesle uyum içinde yaşamaya çalışır. Bu durum çok zorlayıcıdır. Kişi bu haliyle kendisi olmayı hiçbir zaman başaramaz. Bu tür kişiler her zaman yönlendirilmeye açıktır. Kendisine kızdığınızda haksız da olsanız karşı koymazlar; çünkü her zaman haksız olduklarını düşünürler. İç dünyalarında dolduramadıkları bir boşluk vardır. Sağlıklı ilişki kuramazlar.
Olumsuz benlik algısına sahip kişiler “Ben kimim ki?” “Onlar kim? Biz kimiz?”, “Biz onlara yetişemeyiz”, “Onların şartları çok iyi” gibi birçok kelimenin arkasına sığınır. Çocuklarımızın benlik algısını olumlu geliştirerek gelecekte; kendileri hakkında olumlu görüşlerinin olmasına, çevreleriyle sağlıklı ve sosyal ilişkiler kurmalarına destek olabiliriz.
Olumlu öz benlik geliştirmiş çocuklar genellikle kendilerini değerli ve sevecen hissederler. Kendi güç ve kapasitelerine inanırlar ve dışa açılıp daha çok öğrenme isteği duyarlar.