Hakan Çelik PKK'ya karşı yatırım kozu
HABERİ PAYLAŞ

PKK'ya karşı yatırım kozu

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Kuzey Irak’taki Erbil şehrinde Divan Oteli’nin açılışını yaptı. Bir başka Türk şirketi Genel Energy, yatırımlarıyla bu bölgenin en önemli oyuncularından biri durumunda. Divan’ın açılışına Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner de katılmıştı. Erbil’de şubesi olan mağazalar arasında Boynerlere ait Beymen de var.

Başka sektörlerde onlarca Türk şirketinin Irak’ın kuzeyine yatırım yapmak için sırada olduğunu biliyorum. Lojistik olarak Türkiye’ye yakınlığı önemli bir avantaj. Ayrıca Ortadoğu şartlarında laik ve demokratik sayılabilecek bir yönetimin işbaşında olması burada iş yapma isteğini artırıyor. Ancak hiç kuşku yok ki en önemli faktör, petrolün bolluğu. Buradaki enerji kaynaklarının ulaştığı ekonomik büyüklük milyarlarca dolarla ifade ediliyor. Türk sanayisinin lokomotif kuruluşu Koç Holding’in yatırım için bir bölgeyi seçmesi önemlidir. Özel girişimci -mümkün olduğunca- riskli alanlardan uzak durmak ister. Demek ki Türk yatırımcıları, artık Kuzey Irak’ı riskli sınıfta değerlendirmiyor.
[[HAFTAYA]]

* * *

Türkiye’den Kuzey Irak’a uzanan coğrafyada, yatırımlar ve doğal kaynakların paylaşımıyla refahın artacak olması Kürt meselesinin çözümünde önemli bir fırsat yaratıyor. Ancak güvenliğin sağlanamadığı bir yere kimse gitmek istemez. Böyle bir ortamda şiddete başvuran unsurların mutlaka izole edilmesi gerekiyor.

Ankara’nın Kürt yönetimine verdiği mesaj çok açık: “Burada barış ve istikrar istiyorsanız PKK’yı silahsızlandırın.” Kuzey Irak Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani’nin Türkiye’ye yaptığı ziyaretin üzerinden çok geçmeden, bu bölgenin başbakanı Neçirvan Barzani Ankara’ya geldi. Geçenlerde bir yazımda Türkler ve Kürtler arasında kurulmakta olan stratejik ittifaktan söz etmiştim. Şu ana kadar atılan bütün adımlar, bu izlenimleri doğruluyor.

* * *

Bugün çok konuşulmayan ama önümüzdeki günlerde manşetlere çıkacak bir konu da Kerkük meselesi. Bir süre öncesine kadar Kerkük, orada yaşayan Türkmen nüfus nedeniyle Türkiye’nin gündeminden çıkmıyordu. Ankara, Türkmenlerin haklarının gasp edilmesine seyirci kalmayacağını söylüyordu. Hatta buranın bizim ‘kırmızı çizgimiz’ olduğu ifade ediliyordu.

Mesut Barzani geçenlerde Kerkük’ün Kürt bölgesine bağlanmasını istemiş ve “Buradaki kaynakları Türkiye ile kullanalım” gibi bir ifadeyi benimsemişti. Ortadoğu gibi karmaşık bir coğrafyada herkesin Türkiye için bir şeyler yapmasını bekleyemeyiz. Bizim de yerine getirmemiz gerekenler var. Bana göre buradaki denklem şöyle işler: Türkiye kendi Kürt meselesini demokratik ve barışçı yollarla çözebilirse Kuzey Irak’ı da doğal yollarla himayesine almış olur. Amerika’dan daha fazla destek görür ve stratejik nitelikteki Kerkük’te de etkisi artar. Ancak içerde demokratik huzuru sağlayıp hukuk devletini inşa edemezsek kendimizi Ortadoğu’daki etnik ve mezhep çatışmasının içinde buluruz.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder