Son yıllarda Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi Bodrum da “Çok pahalı”, “Artık Yunan adalarına gitmek daha mantıklı” yorumlarıyla gündeme geliyor. Türkiye’de enflasyon ortamı nedeniyle yurt genelinde elbette fiyatlar yükseldi, dövizle kıyas yapıldığında bazı hizmetler Avrupa seviyesine çıktı.
Ama şunu sormak gerekiyor: Bodrum’a haksızlık etmiyor muyuz?
Bodrum, yalnızca bir tatil noktası değil, Türkiye’nin dünyaya açılan en zarif vitrinlerinden biri.
Dünya çapında bir destinasyon ama aynı zamanda yüksek hizmet standardının olduğu, dünya markalarıyla yarışan bir bölge. İnsanlar buraya sadece tatil için değil, yaşam kalitesi için geliyor.
Artık sadece temmuz-ağustos mevsimiyle sınırlı bir yer değil; marttan kasıma kadar süren bir turizm döngüsüne sahip. Uzun sezon, yerel ekonomiyi canlı tutuyor. 2024 yaz sezonu boyunca Muğla ve Bodrum’a gelenlerin sayısı pandemi öncesinin, yani 2019 seviyesinin de üzerine çıktı. Yabancı turist oranında İngilizler hâlâ ilk sırada; onları Almanlar, Hollandalılar ve Polonyalılar izliyor.
İlginç bir trend de dikkat çekiyor: Son iki yıldır Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen turist sayısı iki kat arttı.
Bu yönüyle Bodrum artık Avrupa ve Körfez pazarlarının kesiştiği bir lüks tatil destinasyonu. Ayrıca bu yıl Bodrum-Milas Havalimanı’na 30’un üzerinde ülkeden direkt uçuş gerçekleşti. Uçuş çeşitliliği, bölgeyi sadece turistler için değil, iş dünyası ve sanat çevresi için de cazip kılıyor.
Bodrum’un en büyük farkı, yalnızca denizi değil, entelektüel atmosferi. Yaz aylarında sadece güneşlenmek değil, bir konser, sergi veya festival takip etmek isteyenler için Türkiye’deki en zengin takvime sahip bölge.
Bodrum Müzik Festivali, bu yıl 20’nci yaşını kutladı; Avrupa’nın önde gelen orkestralarından konuklar ağırladı.
Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, dünya çapında genç müzisyenleri misafir ediyor.
Bodrum Caz Festivali, Çağdaş Sanat Fuarı, Yalıkavak Marina konserleri ve çok sayıda galeri sergisi, her yazı uluslararası bir kültür takvimine dönüştürüyor.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın söylediği gibi “Burası artık sadece turistik değil, kültürel sermaye üreten bir bölge”.
Evet, su kesintileri, yol altyapısı, trafik ve enerji talebi gibi sorunlar var. Ancak bunlar artık yerel yönetimlerin ve merkezi kurumların öncelikli gündeminde. Yeni su arıtma tesislerinin devreye alınması, yenilenebilir enerji projeleri ve çevreye duyarlı ulaşım yatırımlarıyla Bodrum daha sürdürülebilir bir modele geçiyor.

KÜLTÜRLE YAŞAYAN ŞEHİR
Bodrum’un farkı, lüksle halk kültürünün yan yana var olabilmesi. Bir yanda uluslararası yat limanları, diğer yanda sabahın erken saatlerinde pazar tezgâhı kuran köylü kadınlar. Bu çeşitliliği değil Yunan adalarında, dünyanın herhangi bir yerinde bulmak çok zor.
Mivara Luxury Resort & SPA Genel Müdürü ve Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Faik Korkmaz ile beklentileri ve Bodrum’un performansını konuştum. Korkmaz, “Bodrum’un sezonu yüzde 95’lerde kapatacağını öngörüyoruz” diye konuştu. Korkmaz, haziran ayında İran-İsrail savaşı nedeniyle rezervasyon iptalleri yaşandığını ancak sektörün şu an normale döndüğünü ifade etti.
Bodrum’da sezon başında yapılan bazı haberlerle pahalı algısının öne çıkarıldığını hatırlatan Korkmaz, “Çok lüks otel veya restoranlardaki fiyatların buradaki genel fiyatlarmış gibi yansıtılması çok yanıltıcı. Bugün Bodrum Yarımadası’nda gross marketlerden yöresel pazarlara, ucuzundan pahalısına, her bütçeye göre yemek ve konaklama imkânı bulunuyor. Sezonda yaşanan doluluk, bu algının Bodrum’da geride kaldığının bir göstergesi” dedi.
Korkmaz, “Geçen yıl Mısır ve Yunanistan, bizden daha düşük fiyatlar uygulamıştı. Fakat Bodrum olarak bu ülkelerin kat kat üzerinde sunduğumuz kişiye özel hizmet kalitesi ile fark atıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

