Hakan Çelik ‘Türkiye stratejik ortağımız’
HABERİ PAYLAŞ

‘Türkiye stratejik ortağımız’

Birleşik Krallık, Ankara’da, ABD, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile birlikte güçlü diplomatik kadrolara sahip büyükelçiliklerden biridir. Büyükelçileri de daima değerli ve birikimli diplomatlardan seçilir. Önceki büyükelçiler Nick Baird, Peter Westmacott ve Richard Moore ile çok ses getiren yayınlar yaptım. El Kaide’nin düzenlediği terör saldırısında maalesef hayatını kaybeden İstanbul Başkonsolosu Roger Short da sık görüştüğüm, sıcak ve sempatik bir diplomattı. Uzayan pandeminin getirdiği zorunlu kapanmalardan ötürü şimdiki Büyükelçi Sir Dominick Chilcott ile hayli gecikmeli bir araya gelebildik.

Haberin Devamı

Sir Chilcott ile önceki gün Ankara’da büyükelçilik binasında sohbet ettik. Sohbetimize büyükelçilikten Martin Robinson ve Sanem Çiçekoğlu da katıldı. Birleşik Krallık Türkiye’yi daima Avrupa Birliği tam üyelik müzakere sürecinde destekledi. Hatta 12 Eylül ve sonraki zor zamanlarda Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları kriterlerinde Batı standartlarından uzaklaştığı dönemlerde bile Londra Ankara ile bağlarını koparmadı.

Demokratik sürece dönülmesi için teşvik edici oldu. Bu zaman diliminde Ankara Büyükelçileri Peter Westmacott ve Richard Moore, sadece Türkiye- Birleşik Krallık arasına değil, genel olarak Batı ile diyaloğa çok yapıcı katkılar sağladılar. Sir Dominick Chilcott’la konuşmamızı özetle aktarmak istiyorum:

‘Türkiye stratejik ortağımız’

Türkiye-Birleşik Krallık ilişkilerini hangi ifade daha iyi tanımlıyor sizce?

Bir dönem ikili ilişkiyi tarif ederken Vazgeçilmez/Kaçınılmaz Ortaklık kavramı yoğun kullanılıyordu. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu konular veya sorunlar, aynı zamanda Birleşik Krallık’ın ulusal çıkarları açısından da çok önemli. 2017’de buraya büyükelçi olarak geldiğimde Suriye iç savaşı, terör saldırıları, mülteciler konusu bütün sıcaklığıyla yaşanıyordu. Bunlar bizim için de son derece hassas başlıklar.

Türkiye ile çok güçlü bir ilişki kurulması bizim Birleşik Krallık olarak zorunlu gördüğümüz bir durum. Bugün için benim tercih edeceğim kavram “Stratejik Ortaklıktır”. Birleşik Krallık 2000’li yıllarda Türkiye’nin Batı kurumlarına entegre olmasını kolaylaştırmak için ciddi bir katkı sağladı.

Haberin Devamı

Biz bunu küresel istikrar için önemli gördük. Bugüne geldiğimizde ise Birleşik Krallık artık Avrupa Birliği üyesi değil. Kendi ayaklarımız üzerinde duruyoruz. AB şemsiyesinde değiliz. Bu yeni durum ikili ilişkilere daha fazla önem vermemizi gerektiriyor, özellikle de dünyadaki çok etkin ülkelerle.

Türkiye’yi küresel sistemde nerede görüyorsunuz?

Türkiye; bir demokrasi, bir NATO müttefiki. Bölgesinde etkinliği artan ve ilham kaynağı olan bir oyuncu. Haritaya bakınca Suriye, Kafkaslar, Afganistan, Libya, Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de Türkiye anahtar ülkelerden biri. Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uluslararası konularda çok aktif. Örneğin Afrika’daki adımları dikkat çekici bir örnek. Son olarak toplanan Türkçe konuşan ülkeler zirvesi de aynı şekilde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuk ettiği Türkçe konuşan ülkelerin liderleri daha fazla işbirliği için birlikte hareket etme kararı aldı. Bu yapının geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Haberin Devamı

Bizim de aslında benzer bir deneyimimiz var. Birleşik Krallık, “Commonwealth” adı verilen bir yapının parçası. 52 ülke lideri 2 yılda bir toplanıyor. Bu ülkelerin neredeyse tamamıyla köklü bir tarihî geçmişimiz var. Kuşkusuz İngilizce birleştirici bir faktör ama kurumsal yapılarımız da benziyor. Türkiye’nin tarihî yakınlığı ve dil birliği olan ülkelerle böyle bir adım atmasını dikkat çekici görüyoruz. Bu girişim önümüzdeki süreçte ticaret alanında atılacak adımlarla daha çok ete kemiğe bürünebilir.

Savunma sanayii alanındaki işbirliğinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Kesinlikle çok büyük bir ortak potansiyelimiz var. Buna TFX (Millî Muharip Uçak) projesinde tanık oluyoruz. Bu alanlarda işbirliği yapılabilmesi için Ocak 2017’de iki ülke lideri arasında atılan bir imza var. Hangi teknolojilerin transfer edilebileceği konusu aslında hükümetlerin değil, teknolojiye sahip olan kuruluşların verebileceği bir karar. Fakat şu ana kadar gördüğümüz şu, Türkiye’de ortaklıklar kuran İngiliz şirketleri daha ileri adımlar atma fikrine çok sıcaklar. Prensip olarak bir zorluk görmüyorum.

Birleşik Krallık herhangi bir alanda Türkiye’ye ambargo uygulamıyor diye biliyorum, bu bilgim doğru mu?

Evet, büyük oranda doğru fakat Türkiye’nin 2019’daki Bahar Kalkanı Operasyonu sırasında Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Suriye’de kullanılmış olan silah sistemleri konusunu gündeme getirmişti. Bir durdurma demek istemiyorum ama ihracat lisansları konusunda bir bekletme durumu söz konusu olmuştu.

Örneğin Rolls Royce Türkiye’ye motor vermek isterse hükümet veya parlamento izni gerekiyor mu?

Evet, genel olarak savunma sanayii ürünlerinin ihracatı için bir izin süreci gerekli. Örneğin Türkiye’nin TFX projesi için genel olarak hükümetin bir ihracat izni mevcut.

Türkiye’nin Pakistan’a ihracat için istediği helikopter motorlarının Rolls Royce tarafından verilmediği gibi değerlendirme söz konusu olmuştu. Sorun neden kaynaklanıyor?

Bu konuda bir yanlış anlaşılma var. Türkiye’nin istediği motor Amerikan Honeywell ve İngiliz Rolls Royce tarafından ortaklaşa üretiliyor. Kısıtlama İngiliz tarafından değil, Amerikalılardan kaynaklanıyor. Mesele tamamen Amerika’nın ihracat izniyle ilgili. Diğer yazımda Büyükelçi’nin ekonomi ve yatırımlar dahil farklı konulardaki görüşlerini paylaşacağım.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder