Hakan Çelik Tutanak tartışması
HABERİ PAYLAŞ

Tutanak tartışması

CNN Türk’te Ebru Baki’nin moderatörlüğündeki Parametre’de Milliyet Gazetesi’nin manşetine taşıdığı Öcalan-BDP görüşme tutanaklarını tartışıyorduk. Ebru Baki, tutanakların nasıl sızdığına dair soruyu sorunca Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila sızdırılma ifadesinin doğru olmadığını, Namık Durukan’ın bu haberlere ulaştığını söyledi. Haberi atlayan gazetecilerin de Milliyet’in başarısını küçümsediklerini ifade etti.

Fikret Bila titiz bir gazetecidir. Haberin elde edilme biçimiyle ilgili tam bir bilgim olmadığı için bu konuyla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Zira bu mesele hakkında gün boyunca çeşitli iddialar ortaya atıldı. Kimileri tutanakların servis edildiğini söyledi. Hatta akşam saatlerinde gözlerin çevrildiği isim BDP milletvekili Altan Tan oldu. Kimileri ise Kürt hareketi içinde sağlam haber kaynakları olan Namık Durukan’ın muhabirlik becerisiyle bu bilgilere ulaştığını söyledi.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]


Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir dünkü gazetede bu konuyla ilgili haberinde “Devlete göre sızdırmayı BDP içindeki bir uç kanat yaptı. Bu metin de bir süreden beri elden ele dolaşan ve görüşmeden sonra hazırlandığı belirtilen bir bilgi notunun yansıması” diyordu. Ebru Baki bana “Senin eline gelse kullanır mıydın?” diye sordu. “Çok titiz bir editöryal çalışmadan sonra haberi yayınlardım” yanıtını verdim.

Sonra şunu da ekledim: Barış sürecini sabote etmemek adına hassasiyet gösteren bazı yayın yönetmenleri haberi kullanmama refleksi gösterebilir. Bu yönde karar veriyorlarsa “Siz gazeteci değilsiniz” diyebilir miyiz? Programdan sonra bir baktım ki; sosyal medyada “ayaküstü gazetecilik dersleri” almış yürümüş. Cumhuriyet’ten Orhan Bursalı “Hakan Çelik’e demek bu zabıtlar gelseydi iktidara zarar verir diye çöpe atacaktı” gibi bir yorum yapmış. Pes! 1970’lerden bu yana gazetecilik yapıyorsun ama en büyük gazetecilik günahını işlemekten çekinmiyorsun: Beni, söylemediğim bir şeyle suçluyorsun. Bir tavsiyem var: Gazetecilikle ilgili parlak görüşlerini Cumhuriyet’le de paylaş, tiraja katkısı olur. Ya da “İlla at gözlüğümü takıp yorum yapmaya devam edeceğim” diyorsan, o da senin bileceğin şey.

* * *

Tutanaklar meselesine gelince; esas olan Abdullah Öcalan’ın mektupları. Evet, bu tutanakların önümüze dökülmesi sürece yarar getirmedi. Ancak devlet içinde akan kanın durmasını isteyen ve bunun için adımlar atan irade hala çok güçlü. Kendisini adeta bir “Mesih” olarak gören ve fantastik bir dünya tasavvur eden Abdullah Öcalan ise “çözüm” derken aslında en büyük yol kazasının sorumlusu olmak üzere. Anayasa yapımı, başkanlık tartışması, hatta dış politikada tayin edici rollere soyunmak yerine, gücünü ve otoritesini PKK üzerinde kullanırsa iyi eder.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder