Umut verici haberler var

Koronavirüs yayınları ciddi bir yorgunluk ve bilgi kirliliği yarattı. Çoğunlukla doğruluğu kanıtlanmamış, kaygı verici haberler yayılıyor. Covid-19 ile hayatımıza giren bu yeni süreçte insanların önlem almasında ve bilinçlenmesinde medya olarak belirgin katkımız oldu fakat bu hassas dengeye dikkat etmeliyiz. Böyle giderse toplumun önemli bölümünde aşırı endişe kaynaklı başka sağlık sorunları patlak verecek.

Oysa mücadelede sevindirici gelişmeler ve haberler var. İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan, Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, semptomsuz seyreden bir Covid-19 olgusundan bulaşma yaşanmadığına dair bilimsel araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Bu gerçekten umut ve moral veren bir bilgi.

Dün sabah Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara ile de konuştum. Olumlu bir seyir içine girildiğini, böyle devam etmesi halinde temmuzdan itibaren dış mekanda maske kullanmadan hareket etmenin değerlendirilebileceğini söyledi. Ancak rehavete kapılmamak gerektiğini, tam bir rahatlama için vaka sayısında sıfıra yaklaşılmasını beklediklerinin altını çizdi.

Bilim Kurulu’nun saygın akademisyenlerinin yanında sahada binlerce insan ile temas halinde bulunan, hasta takibini iyi bilen hekimlerin de görüşlerine başvurmak istedim. Bugüne kadar binlerce ameliyat gerçekleştirmiş, Türkiye’nin en tanınmış Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanlarından Op. Dr. Süreyya Şeneldir’i aradım.

Özetle şunları aktardı:

• Pandemi süreci yaklaşan kuvvetli sel gibiydi. Türkiye, insanları bu selin etkileri azalıncaya kadar güvenli yere, adeta bir evin damına taşıdı. ABD ise seli bekledi ve alt katlarda yakalandı. Ölüm sayılarının yüksek olma nedenlerinden biri bu. İşin ciddiyetini kavrayamadılar, geç müdahale ettiler.
• Şu anda virüsün saldırganlık gücü (virülans) belirgin şekilde azalıyor. Bu gelişme çok önemli.
• Sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde marketlere hücum eden 250 bin kişinin büyük felakete yol açacağı sanılıyordu. Bunun etkileri sınırlı oldu.
• Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde yoğunluk kalmadı, entübe hasta sayısı büyük oranda düştü.
• Virüs aldığı tespit edilenlerin önemli kısmı hastaneye yatırılmıyor.
• “Havada virüs dolaşıyor, metrelerce ötedeki insanlardan bile virüs bulaşabilir” gibi bir durum olsaydı milyonlarca kişi hastalanabilirdi.
• Tartışılan Klorokinin ve Azitromisin gibi ilaçların kullanımı devam etmeli. Bunların büyük faydasını gördük.
• Durulma dönemine girdik, o nedenle hayatımızdaki normalleşme adımlarında bir sonraki aşamaya geçmemiz çok doğru…

Dr. Süreyya Şeneldir, “Erken zafer sarhoşluğuna kapılmadan, korkutmadan umutlu tedbirlere devam edersek başaracağız” diyor ve çok dikkat çekici bir uyarıda bulunuyor: COVID dışında ciddi sağlık sorunlarına sahip insanlar “Bu ortamda hastaneye gidersem virüs kaparım, kötü şeyler olur” diye korkuyor ve kritik müdahaleler yapılamıyor. Özellikle kronik rahatsızlığı bulunan bazı insanlar bu yanlış öteleme nedeniyle hayatını kaybediyor.