Giriş
Değerli okurlar, bugün bu sütunda ekonominin de siyasetin de dışında, önemli bir konuya değineceğim.
Önemli diyorum çünkü konu, gözbebeğimiz çocuklarımız…
Hiçbir anne-baba, özellikle küçük yaştaki çocuklarının zararlı alışkanlıklar edinmesini, bazı şeyleri kullanmasını, bazı şeyleri izlemesini, ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmasını istemez.
Ne gibi?
İçki içmesi gibi…
Başka?
Sigara kullanması gibi…
Başka?
Uyuşturucuya yönelmesi gibi…
Başka?
Pornografi izlemesi gibi…
Başka?
Ölümcül tuzaklara düşmesi gibi…
Ama her şey, istememekle bitmiyor.
Mesela sigara…
Uzmanlar, Türkiye'de 13- 15 yaş grubunda sigara kullanım oranının yüzde 100 arttığı uyarısında bulunuyor.
Oysa, 18 yaş altı çocuklara sigara satışı yasak.
Ama yasağa aldıran neredeyse yok gibi.
Sigara satıcıları bu konudaki sorumluluklarını mutlaka yerine getirmelidir. Getirmedikleri belirlenenlere, gereken cezai işlem uygulanmalıdır.
Uzmanların da deyimi ile anne-babalar da şayet sigara kullanıyorsa, kesinlikle çocuklarının yanında içmemelidir. Onları, sigaraya özendirecek her tür hareketten kaçınmalıdır.
Alkollü içki de de durum farklı değil…
*
UYUŞTURUCU İLLETİ
Uyuşturucu işi de ne yazık ki, çok zor olmasa gerek. Televizyonların haber bültenlerinde ve gazete sayfalarında zaman zaman görüyoruz, bonzai ve benzeri maddelerin etkisiyle kendinden geçmiş sokak kenarlarında yatan çocuk yaştaki gençleri.
Bu yüzden yaşamlarının baharında ölenleri de gördüğümüz gibi.
Güvenlik güçleri bu konuda elbette gerekeni yapıyor, peş peşe düzenledikleri başarılı operasyonlarla, yaptıkları baskınlarla uyuşturucu kaçakçılarına-satıcılarına darbe üstüne darbe indiriyor.
İşte, 2017 yılında polis tarafından, uyuşturucu kaçakçıları ile satıcılarına karşı düzenlenen operasyonlarının sayısı:
108 bin 523.
İşte, gözaltı sayısı:
154 bin 755.
İşte tutuklu sayısı:
20 bin 404.
Operasyon sayısı da, gözaltı sayısı da tutuklu sayısı da rekor düzeyde rakamdır.
Ama aileler de bu konuda uyanık olmalı, çocuklarının yakasına böyle bir illet yapışmışsa, bunu açığa vurmaktan kaçınmamalı, sağlık ve güvenlik birimlerinden yardım istemelidir.
İstemelidir ki, hem çocuğu sağlığına kavuşturulsun, hem de kendi çocuğuyla birlikte başkalarının çocuğunu da zehirleyen uyuşturucu satıcılarının yakalanmasını sağlasın.
Peki, anne-babalar, çocuğunun uyuşturucu kullandığını nasıl anlayacak?
Bunu sordum.
Kime?
Sosyal araştırmalarıyla tanınan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi eski Başhekim Yardımcılarından Dr. Uğur Bağışlar’a…
Uyuşturucuya başlama yaşının, ilkokul düzeyine kadar indiğine dikkat çeken Dr. Bağışlar, madde kullanımının belirtilerini şöyle sıraladı:
“Dalgınlık, ilgisizlik, sinirlilik, uyumsuzluk, uykusuzluk, aile ile iletişim kopukluğu, içe kapanma, derste başarısızlık, baş ağrısı-diş ağrısı bahanesiyle sık sık ağrı kesici ilaç istemek, kullanmak!”
Ardından ekledi:
“Anne-babalar böylesi durumları kesinlikle olağan karşılayıp, çocuğu kendi haline bırakmamalıdır. Her hastalıkta olduğu gibi, bu illette de erken müdahale önemlidir.”
*
ÇOK CİDDİ RİSKLER
Pornografiye gelince…
15 yaşındaki oğlunun internetten porno resimleri izlerken gördüğünü, sonunda gereken uyarıyı yaptığını belirten bir okurum, bu konuda aileleri uyarıcı bir şeyler yazmamı istiyor ve şöyle diyordu:
“Pornoya bu kadar kolay ulaşıldığını bilmiyordum. Oğlum yokken önceden girdiği yerleri tıklayıp, baktım. Sıradan ilişki görüntülerinin yanı sıra, müstehcenlik ötesi anormal ve iğrenç (neler olduğunu anlattı) görüntüleri de vardı. Bazı çocukların bunları görmesini, gerebilecek olmasını düşünmek bile insanı dehşete düşürüyor.”
Okurumun verdiği bilgiler doğrultusunda yaptığım araştırmada gördüm ki, vaziyet aynen öyle!
Bu nedenle anne-babalar, çocuklarının internette neler yaptıklarını ciddi şekilde takip etmelidir!
‘Ciddi’ sözcüğünü kullanıyorum çünkü, Dr. Uğur Bağışlar’a göre, bu işte de çok ciddi riskler var.
Diyeceksiniz ki;
Ne gibi?
Diyeceğim ki;
Orası, bir sonraki yazıda…
Niye?
Lafın kısası gibi, yazının da kısası makbuldür diye!
Evet değerli okurlar, ‘Çocuklarımıza yönelik zararlı-tehlikeli ve ölümcül tuzaklar’ yazımızın ikinci bölümünü, bir sonraki yazımızda okuyacaksınız.
Esen kalın…
