Işıl Cinmen Fütürist Ufuk Tarhan: 2029 dünya için kritik tarih ve ne yaparsan yap o tarihe kadar ölme
HABERİ PAYLAŞ

Fütürist Ufuk Tarhan: 2029 dünya için kritik tarih ve ne yaparsan yap o tarihe kadar ölme

Forbes tarafından ‘Dünyanın en etkili 100 kadın fütüristi’ arasında gösterilen, Türkiye’nin ilk kadın gelecek tasarımcısı Ufuk Tarhan’layız. Çünkü ‘En İnovatif İş Kitabı Ödülü’nü kazanan ‘T-İNSAN’dan sonra şimdi yeni bir kitapla karşımızda. Kitabın adı:‘Yarının İşini Yarına Bırakma. Gelin hep birlikte geleceğin şekillendirebileceğimiz kısmı üzerine biraz kafa yoralım.

Fütürist Ufuk Tarhan: 2029 dünya için kritik tarih ve ne yaparsan yap o tarihe kadar ölme

Pandemi, dünyayı değişime hatta bir tür evrime zorladı. Sizce insanlık olarak bu küresel salgını şansa çevirebildik mi?

İnsanlık son 10 yıldır yeni çağın, yeni geleceğin kapısının önünde oyalanıyordu. Dijital dönüşümcülük, sürdürülebilirlikçilik, yeşil enerjicicilik gibi konularda sahada şımarıkça top gezdiriyordu. Koronavirüs bu kapının önünde şuursuz ve sorumsuz şekilde oyalanan insanlığın arkasına bir tekme attı, “Yeter! Kendinize gelin!” dedi ve bizi yeni çağa doğru hızlıca itti.

Haberin Devamı

Sizce yeni bir çağa girebildik mi yani?

Daha işimiz çok. Henüz ne olup bittiğini anlama aşamasındayız. Bu, geçici bir kriz ya da fırsat dönemi değil. Devrimsel ve evrimsel, hatta insanlığın geleceği için ‘hayati’ diyebileceğimiz kadar kritik, en az 10 yıl sürecek bir dönemin ilk yılları...

ESKİ-YENİ MAÇI BAŞLADI

2020 YILI KİTAP AYRACI GİBİ BELİRLEYİCİ SAYILACAK

Dünya keskin bir tarihi ayrım yaşıyor gibi hissediyorum. Bir tarafa geçmişin gölgesini, savaşı, ‘eski tas eski hamam’ı temsil eden Putin’i koyalım; diğer tarafa Starlink’i Ukrayna’da erişime açan Elon Musk’ı…Siz bu dönemi nasıl okuyorsunuz?

Doğru bir tespit. En yalın ifade ile pandemi, çok heyecanlı geçecek ‘Eski-Yeni Maçı’nın başlama vuruşuydu. 2020 bundan böyle daima kitap ayracı gibi belirleyici bir yıl olarak anılacak.

Yani 2020, yeni bir çağın başlangıcı sayılacak, öyle mi?

Evet. Çağ geçişlerini bir hatırlayalım: İlk Çağ, yazının icadıyla başlamış, M.S. 375’te Kavimler Göçü ile sonlanmıştı. Bundan sonra feodalizmin, tarımın belirleyici olduğu Orta Çağ başlamıştı. 1453’te İstanbul’un fethi ile Roma İmparatorluğu çökünce Yeni Çağ’a geçilmiş, insanlık ‘Rönesans’ı ve ‘Reform’u’ yaşamıştı.

Haberin Devamı

1789’da ise Fransız İhtilali ile Yakın Çağ başlamıştı. Hala içinde sayıldığımız Yakın Çağ’ın belirleyicileri ise Sanayi Devrimi, ulus devletlerin oluşması ve teknolojik gelişmeler oldu. Artık bu sınıflandırmaya Yakın Çağ’ın 21. yüzyıla geçişle sonlandığına ve ‘Bilişim Çağı’ diye yeni bir çağa geçildiğine dair bir çentik atılması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çağlara dair yapılan klasifikasyona 2020 ile bir işaret daha konulmalı; Koronavirüs-2020, ‘Tip-1 Medeniyet Çağ’ına geçişin başladığı yıl olarak kaydedilmeli.

COVID-19 ULUS DEVLETİ ÇÖKERTECEK ADIMI ATMAMIZI SAĞLADI

Neden bu kadar önemli?

Çünkü COVID-19, ulus devlet yapısını çökertecek temel adımı atmamızı sağladı; insanlarda herhangi bir milletin/devletin değil, ‘dünyanın vatandaşı’ olduğu ve ‘dünyadaşlık’ algısı oluşmaya başladı. Yani koronavirüs esas itibariyle bazı çok önemli konulardaki temel paradigmaları kırdı. Teknolojiye, dijitalleşmeye, sosyal medyaya, kapitalizme, sürdürülebilirliğe, medeniyete dair önemli değer setlerindeki ön yargılar, dirençler çatır çatır kırıldı.

Haberin Devamı

İnsanlık sanki topluca “Ahh, biz ne yaptık? Olmadı bu! Yeni bir medeniyet lazım, böyle devam edemeyiz!” depresyonuna girdi. Ayrıca virüs tespiti için yapılan testlerle genetik ve demografik veriler küresel ve dijital havuzlarda toplandı. Koronavirüs sayesinde bir anlamda ‘Dijital Dünya Vatandaşlık Sayımı’ ve ‘İnsanlığın Genetik Envanter’ kayıtları oluşturuldu.

GOOGLE BAŞ MÜHENDİSİ ÖLMEMEK İÇİN GÜNDE 100 HAP İÇİYOR

Google Baş Mühendisi, 74 yaşındaki Ray Kurzweil dünya için en kritik tarihin 2029 yılı olduğunu iddia ediyor ve o zamana kadar ölmemek için sayısız yöntem deneyerek gençleşmeye çalışıyor. Ne olacak 2029’da?

Evet, Kurzweil 1948 doğumlu, 2012’de Google’da Baş Mühendis olarak çalışmaya başladı ve giderek gençleşiyor. Ona göre 2029 ve sonrasında makinelere sadece mantıklı düşünce yeteneğini değil, çoğu insani duyguyu öğretebileceğiz ve insan duygularını anlayabilen makinelere sahip olabileceğiz.

O zaman sadece 7 yıl sonra yapay zeka insan zekasını geçecek, öyle mi?

Kurzweil’e göre 2030’larda yani COVID-19’dan sonraki ikinci 10 yılda, makinelerin zekası insanların zekasını geçecek ve insanları belirli alanlarda daha yüksek bir bilinç düzeyine taşımaya yardımcı olacak. Kurzweil, tüm bunlara kendini öylesine adamış durumdaki bu devrimsel dönüşüm yaşanmadan ölmemek için sağlığına çok dikkat ediyor.

Teknoloji, ölümsüzlüğe giden yolu açmadan ölmemek için ciddi çaba sarf ediyor. Çeşitli kaynaklarda farklı sayılar yer alsa da günde yaklaşık 100 hap içiyor. Hatta bir kriyojenizasyon (insanın dondurularak yeniden dirilmeyi beklemesi) programına dahil olduğu da iddia ediliyor.

EĞİTİMLE DEĞİL İNORGANİK BEYİNLE GELİŞECEĞİZ

Ama insan sonuçta sadece ‘insan’ yani organik gelişimle ne kadar ilerleyebilir?

Organik insan gelişimi, özellikle de beyin ve öğrenme kabiliyeti her halükarda teknolojinin gerisinde kalacaktır. O yüzden Kurzweil, eğitimden ziyade daha radikal bir önerme ile inorganik beyin gelişimine odaklanmış durumda. Diyor ki; 20 yıl içinde vücudumuzda faaliyet gösterecek çeşitli nano robotlarımız olacak. Bunların bir kısmı tedavi, onarım, araştırma görevleri üstlenirken bir kısmı da kılcal damarlarımız aracılığıyla beynimize girecek ve neokorteksimize destek vermek üzere, neokorteksimizi buluttaki sentetik neokortekse yani sentetik beynimize bağlayacaklar. Ki buna şimdiden ‘Brain Web’ deniyor.

20 yıl! Bu kadar kısa sürede mi?

Elbette! İnsanoğlunun sadece 20 yıl içinde ve yalnızca akıllı telefon dediğimiz şu iri kıyım çiplerle yapabildiklerine baksana! Bundan 40 yıl önceki birine bugünü anlatsan ne derdi? “İmkansız, çok saçma, fantastik…” O yüzden gelecekte olabileceklere de inanmalısın!

NAFTALİN KOKULU SİSTEMLERİ GENÇLİK YIKACAK

108 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, “Sümer tabletlerinde ‘Bu gençlik nereye gidiyor?’ yazısını gördüğümden beri gençleri sorgulamıyorum” demişti. Her nesil kendinden sonraki kuşağa hep bir ‘Nereye gidiyor bunlar?’ umutsuzluğu yapıştırır. Siz bir fütürist olarak gençliğe nasıl bakıyorsunuz?

Biliyor musun, Yunan şair Hesiodos M.Ö. 8. yüzyılda “Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki gelecek için umutsuzum” demiş! (Gülüyor) Nesil çatışması zamanın ruhuna uygun akışta kalamamakla ilgili bir konu; bir tür sıkışıklık, sürtünme hali. Fütürist bakış açısını tam içselleştirenler nesil çatışması türü sıkıntılar yaşamaz. Çünkü geleceğin statik değil akışkan olduğunun ve bizim onunla etkileşim içinde olduğumuzun farkındadır.

Peki siz bugünün gençlerine güveniyor musunuz?

Bugün gençlerin mevcut sistemlere inançları, kabulleri, uyumları tamamen çökmüş vaziyette. Ve içten içe doluyorlar, hazırlanıyorlar. Sessiz sessiz, dijit dijit ilerliyorlar. Paradigmaları dijitlerle çökertiyorlar. Aslında tarihteki tüm dönüşümler 20’li-30’lu yaşlardaki gençler tarafından başlatılmıştır. Eski sistemleri daima gençler yıkmıştır.

Ve yeni düzenler yaşlıların değil, gençlerin aklına, beklenti ve ihtiyaçlarına göre kurulmuştur. Bu sefer de öyle olacak ve gençler, kitabımda ‘Greta Efekti’ diye anlattığım bilenmişlikle naftalin kokulu sistemleri sonlandıracak. Daha iyi bir geleceğin önündeki bariyerleri dijitlerle yıkarak yepyeni çağa, Tip-1 Medeniyet Çağı’na geçişi gerçekleştirecekler.

Fütürist Ufuk Tarhan: 2029 dünya için kritik tarih ve ne yaparsan yap o tarihe kadar ölme

İNSANLIK, YENİ BİR MEDENİYET ŞEKLİ OLUŞTURMAK ZORUNDA

Mümkün olan en iyi geleceği tasvir eder misiniz?

Edebilirim, hatta 2100 Manifestom bile hazır. Kitapta ayrıntılarıyla anlatıyorum… İnsanlık, sürdürülebilir sınırsız enerji üretebilen, kullanabilen yeni bir medeniyet şekli oluşturmaktan sorumludur. Bu yeni uygarlık seviyesinde dünyalılar, kendi gezegenimizdeki tüm insanları, canlıları, doğayı ve insansıları kapsayacak şekilde hem birbirleriyle hem de diğer gezegenlerdeki varlıklarla barış içinde yaşamayı hedeflemelidirler.

Eğer bu manifestoda yazanları gerçekleştirebilirsek; 2100’de enerjinin sorun olmaktan çıktığı, kesintisiz, temiz ve bedava elektrik ile internetin tüm dünya vatandaşları için doğal hak haline geldiği farklı ve daha iyi bir gelecekte yaşarız. 

O geleceği anlatır mısınız?

O gelecekte artık para değil, ‘kaynak temelli’ ekonomiye geçmiş oluruz. İnsanları insanlar değil; insanları da içeren, doğanın ortak iyiliğine hizmet eden kriterlerle kodlanmış olan insansılar ve dijital puan sistemleri yönetir, düzenler. Tarım ve hayvancılık tamamen laboratuvarlarda üretim şeklinde yapılır.

Beslenme, öğrenme, eğlenme, yaşama, çalışma, paylaşma biçimlerimiz tamamen değişmiş olur. Döngüsel ekonomi prensipleri ile üreten ve tüketen, hayatının belli zamanlarını metaverse’de yaşayan, singularity’nin geçerli olduğu ‘farklılaşmış bir tür’ olarak hayata devam ederiz. Haa bu arada tabii ki uzay turizmi, gezegenler arası gidiş-geliş, uzaylılarla tanışma, belki de savaş gibi konular da artık normalleşmiş olur.

VERSİYONUNUZU SÜREKLİ YÜKSELTMELİ, T-İNSAN OLMALISINIZ

Yapay zeka ve robotlar yakın gelecekte bizim şu an yaptığımız birçok işi üstlendiğinde ne olacak? İnsan bu durumu kendi lehine nasıl çevirebilir?

Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız işsiz kalınmasıyla ilgili değil; yetkinliklerin yükseltilmesiyle alakalı. Doğal olarak mevcut işlerin bir kısmı tamamen dönüşecek, gelişecek, bir kısmına gerek kalmayacak. Gereksizleşenlerden çok daha fazlası yani birçok yeni iş, yeni meslek türeyecek.

Bu durumu olumluya çevirmek için yapılması gerekenler belli. Gelecekte sürdürülebilir işi olmasını isteyenler, geleceğin ihtiyaçlarını, sorunlarını tahmin ederek, önceden kestirmeli ve yeni yetkinliklere, becerilere göre kendini hazırlamalı, güncellemeli, sürekli versiyon yükseltmeli. Ben buna topluca ‘T-İnsanlaşmalı’ diyorum.

‘T-İnsan’ ne demek?

T-İnsan, kişisel bir dönüşüm, gelişim modeli. Tarafımdan kurgulandı, geliştirildi ve yüksek lisans tezi ile akademik literatüre kazandırıldı. Geleceğin iş dünyasında çalışacak yeni çağ insanının alması gereken formasyonu özetleyen bir referans, bir kişisel gelişim şablonu… Dijital Çağ’da, sürdürülebilir ve başarılı bir işi olmasını diyen herkes fütürist bakış açısına sahip olmalı, gelecek planlaması yapmalı ve T-İnsanlaşmalıdır.

T-İnsanlaşmak için neler yapabiliriz?

T-İnsanlaşmak için her şeyden önce dünyanın hangi konusunda, hangi derdini çözmeye kendinizi adayacağınıza karar vermeniz gerekiyor. T’nin dik bacağı; bir şeyin her şeyini dikey öğrenmeye dayalı. T’nin yatay bacağı da her şeyin bir şeyini yatay öğrenme, bilme ve paylaşmaya dayalı. ‘T’, içinde üç T daha barındırıyor. ‘T-İnsan’ şu 3T’ye sahip olmalı: Tasarımcı, Takım Oyuncusu, Teknolojik insan. Kitapta ayrıntılarıyla var.

METAVERSE, YENİ MEDENİYETİN EN ÖNEMLİ ARACI OLACAK

Metaverse hayatımıza girmeye başladı. Çok yakın gelecekte “İnsanlar gerçeklikten tamamen kopma noktasına gelebilir” diyenler var. Metaverse insanlığı nasıl etkileyecek?

Metaverse’le gerçeklikten tamamen kopma noktasına falan gelmeyeceğiz. Ve metaverse hayatımıza zannedildiği kadar hızlı giremeyecek. Henüz elektrik yani temiz, ucuz hatta bedava, kesintisiz enerji, hızlı ve sınırsız-kesintisiz internet, blockchain ve kripto para alt yapıları yetersiz. Ayrıca tam anlamıyla bir metaverse deneyimi yaşamak için hem aşırı pahalılıktan hem de hantal VR gözlüklerinden kurtulmak gerekiyor.

Bunların ötesinde insan beyninin 3 boyutlu yaşama uyumlanması için ekstra geliştirmeler yapılması lazım. O yüzden metaverse henüz emekleme aşamasında. Şu anda sadece çok konuşulduğu ve aşırı köpüklü bir metaverse iletişimi yapıldığı için herkes ya tedirgin ya fazla hevesli. Tam yaygınlaşması için 10-15 sene gerekir diye düşünüyorum.

Ancak şu kesin: Metaverse, yeni medeniyet seviyesine geçişimizin en büyük kolaylaştırıcısı olacak. Her şeyden önce insanların dünyaya verdiği fiziksel zararın çok önemli ölçüde azalmasına neden olarak daha iyi bir geleceğe büyük katkı verecek. Bunu metaverse etkinleştikçe eğitimden sağlığa, eğlenceden ticarete, üretimden tüketime kadar hemen her alanda net göreceğiz.

Bizi ne tür yeni sorunlar bekliyor? Mesela kişi, bu dünyada gerçekleştiremediği fantezilerini ya da suç olan eylemleri sanal gerçeklik gözlükleriyle orada yapabilecek. Bu bizim algımızı nasıl etkileyecek? Bu noktada birçok ilginç etik tartışma da çıkacaktır.

Hep diyoruz ya “Yeni gelecekte iş ve yaşam sistemleri dönüşecek, dijitalleşecek ve bizimle beraber insansılar devrede olacak, üstelik bir de uzaya da açılacağız” diye… İşte bunların hepsi binlerce etik, ahlak, hukuk, ticaret, siyaset, yönetişim, organizasyon sorunu ve çözümü demek. Yakın gelecekte tahmin bile edemeyeceğimiz çeşitlilikte, derinlikte ve komplikasyonda düzenlemeye ihtiyacımız olacak.

Çünkü geliştirdiğimiz her yenilik aynı zamanda olası pek çok sorun ve çatışma da demek olacak. Her teknolojinin ve sistemin sayısız alt kırılımı ortaya çıkacak. Sadece otonom araçları, robotları düşünün mesela! Bunların yaptığı kazalar, onlar yüzünden oluşan zararlar nasıl çözülecek? Kriterler nasıl oluşacak? Miras hukuku, medeni kanun, mülkiyet tarifleri fiziksel ve dijital varlıkların birbirine geçtiği yeni dünyada nasıl kurallara oturtulacak?

Mesela şunun şurasında metaverse konuşmaya daha birkaç ay önce başlamamıza rağmen şahit olduğumuz metaverse’deki sarkıntılık, taciz tartışmalarına, siber suçlardaki çeşit ve sayı artış oranına bakın. Hani “Robotlar gelecek işsizlik artacak” diyenler var ya… Sorarım size bu ortamda işsizlik mümkün mü? Bunca şeyi hala biz, yeni teknolojilere ve yaşam modellerine uyumlanmış insanların geliştirmesi, çözmesi gerekecek. Daha çok uzunca bir süre!

FÜTÜRİZM NEDİR?

Fütürizm; İngilizce future (gelecek) sözcüğünden geliyor. Gelecekle ilgili her şeyi sosyolojik, ekonomik, psikolojik, ekolojik, teknolojik açıdan irdeleyen bir disiplin. En yalın tanımı ile fütürizm, ‘olumlu gelecek tasarımı’ demek. Fütüristler, geleceğe dair bilimsel temellere dayanan beklentileri senaryolaştırır.

Fotoğraflar: Ozan GÜZELCE

Sıradaki haber yükleniyor...
holder