Işınsu Kestelli Az çalışmak işsizliğe çare olur mu?
HABERİ PAYLAŞ

Az çalışmak işsizliğe çare olur mu?

Çağımızın en önemli sorunlarının başında işsizlik geliyor...

İşsizlik, ülke ekonomilerinin genel gidişatından bağımsız olarak gelecek için de çok ciddi bir tehdit teşkil ediyor... Bu durum, gelişen bilişim teknolojilerine paralel olarak kol gücünden bilgiye dayalı işlere kadar pek çok alanda giderek daha az çalışana ihtiyaç duyulmasından kaynaklanıyor.

Hafta içinde açıklanan ülkemizdeki işsizlik verilerine göre de, 2019 yılının mayıs ayında işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 21 bin kişi arttı... İşsizlik oranı yüzde 12.8 seviyesine ulaştı. 15-24 yaş arası nüfusta ise yüzde 23.3 gibi ciddi bir oranı gördü.

Haberin Devamı

Tam da bu ortamda, Rus iktidar partisi Birleşik Rusya, haftada 4 gün mesai uygulamasına geçişi öngören bir yasa üzerinde çalışıldığını açıkladı. Buna göre çalışanlar artık haftada 5 yerine 4 gün işe gidecek. Çalışma günleri düşse de maaşlarda azalma olmayacak. Söz konusu uygulama sayesinde çalışanların aileleriyle daha fazla vakit geçirmesi, bunun sosyal hayatı ve ekonomiyi canlandırmasının yanı sıra işsizliği düşürmesi de hedefleniyor. Bu aslında yeni bir durum değil. 1920’ler ve 30’larda büyük girişimciler daha az gün çalışan işçilerin daha verimli olduğunu fark etmişti.

Örneğin Henry Ford sahip olduğu şirketlerde haftalık çalışma saatini 60’tan 40’a düşürerek personelinin verimliliğini artırmayı başarmıştı. 2015 yılında İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nde yapılan araştırma da, haftada 5 yerine 4 gün çalışanların verimliliğinin yüzde 8 ila 12 arasında arttığı bilimsel olarak teyit etmişti.

Acaba bu formül Türkiye gibi gelişmekte olan, daha çok çalışmaya daha çok üretmeye ihtiyaç duyan bir ülke için de bir çözüm yolu olabilir mi? Keşke bizim üniversitelerimiz de bu konuda ciddi çalışmalar yapsalar da artılarıyla eksileriyle bu formülü değerlendirebilmemiz mümkün olsa; ne dersiniz...

YANI BAŞIMIZDAKİ TARİH

İzmir’in tam kalbinde bulunan önemli arkeolojik noktalardan Antik Smyrna Agorası nihayet hak ettiği değeri görüyor... Şehrin merkezinde bulunmasına rağmen pek çok kişinin varlığından bile haberdar olmadığı kalıntılar, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılacak fark edilir bir giriş binası ile bundan böyle daha görünür ve ulaşılabilir olacak.

Haberin Devamı

Yurtdışına gidenler gayet iyi bilir; çoğu ülkede geçmişi birkaç yüzyıl olan binalar bile gayet iyi pazarlanır.

Oysa biz elimizdeki değerin farkında değiliz. Mevcut kalıntılar ve yapılan sondajlar, Antik Smyrna Agorası’nın Büyük İskender’den hemen sonra Milattan Önce 4’üncü Yüzyılın sonunda inşa edildiğini gösteriyor. Yani Agora’da neredeyse 2 bin 400 yıllık bir tarih yatıyor. Kıymetini bilelim.

EĞLENCE BAŞKENTİ İZMİR

Günümüzde her kentin mutlaka bir kimliği olmalı... Şayet söz konusu İzmir ise ben sanatı ve eğlenceyi en üst sıralara koyarım.

Sebebi de gayet basit: Türkiye İzmir’in hoşgörülü atmosferinde eğlenmeyi çok seviyor. Türkiye’nin en büyük festivali Gezgin Fest İzmir’e bu yıl beşinci kez ev sahipliği yapan Efes Selçuk’un gördüğü ilgi de bunun açık kanıtı.

Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce müziksever Kurtalan Ekspres’ten Selda Bağcan’a, Boney M’den Duman’a kadar 40’tan fazla ünlü sanatçı ve grubunu dinlemek için Pamucak Sahili’ni bir kez daha hınca hınç doldurdu. Ve bu dev organizasyon hem gelenleri hem de bölge esnafını fazlasıyla memnun ediyor. Festival bugün sona eriyor.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder