Giriş
Alsancak Garı bugün ikinci kez ‘Gastrofest İzmir’e ev sahipliği yapıyor... Organik ve sağlıklı beslenme, yerel ürünler, dünyaca ünlü şefler, çok özel tadımlar ve müzik dolu dakikalar yaşamak isteyen herkese, bugün Alsancak Garı’na uğramalarını tavsiye ediyorum.
Üstelik Londra’dan Borough Market, Berlin’den Markthalle Neun, Barselona’dan La Bogueria, Budapeşte’den Central Market Hall, Seattle’dan Pike Place Market, Sidney’den Fish Market, Melbourne’den Queen Victoria Market de bugün Alsancak’ta olacak. Bu etkinlik, keyifli ve lezzetli bir hafta sonu fırsatından çok daha fazlasını da ifade ediyor. Çünkü dünya turizm pazarında gastro turizm, her geçen yıl daha da büyük bir önem kazanıyor.
Dünya kalabalıklaştıkça, doğal kaynaklar azaldıkça, doğal olana ulaşmak zorlaştıkça peşinde koşan çoğalıyor. Ve insanların seyahat tercihlerini belirler hale geliyor. Biz bugün hâlâ deniz, kum, güneş üçlüsünü satıyoruz. Bunu üzerine biraz da tarih sosu katıyoruz.
Oysa asıl zenginliğimiz mutfakta. İspanya da bundan 30 yıl önce denizini, güneşini pazarlıyordu. Bugün dünyanın en önemli şeflerini yetiştiriyorlar. Barcelona, en ünlü restoranların merkezi oldu... İspanya’nın şu anda dünyanın en iyi restoranları listesinde üç restoranı ve en iyi 10 aşçı listesinde de üç aşçısı var.
Bunu da Biz yemeyi seven, yemek kültürü olan bir ülkeyiz, iyi aşçılar yetiştirmeliyiz” noktasından yola çıkarak başardılar. Bask gibi siyasi gerginliklerle anılan bir bölgeden “gastro turizm cazibe merkezi” yarattılar. Biz de aynısını başarmak zorundayız. Ve bunu başarmak için de hikâyelere ihtiyacımız var. “İnanç Turizmi Koridoru” denilen coğrafya bunlardan ilki: Tarsus’tan başlayarak Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin yörelerini kapsıyor. İkincisi ise Ege...
Ayvalık-Bodrum zeytinyağı rotası; Kuzey Ege, Çeşme ve Urla’da sağlıklı beslenme rotası; Şarap-bağ rotası... Bu rotada da festivaller, otlar ve deniz ürünleri en büyük zenginliğimiz... Bunları anlatmak, tanıtmak, her adımını planlamak ve içeriğini zenginleştirmek zorundayız. Ancak bu yolla turizmde arzu ettiğimiz noktaya ulaşırız. Bugün itibari ile gastronomi turizmi, toplam turizm gelirleri içerisinde 5 milyar dolarlık büyüklük ile yüzde 16 paya sahip. Oysa İspanya’da bu oran yüzde 30’un üzerinde...
Türkiye’nin 2023 turizm hedefi 50 milyar dolar. Şu an için turist başına ortalama harcama ise 670 dolar. Gastroekonomiyle öne çıkıp bu geliri kişi başı 1.250 dolar seviyesine çıkararak 65 milyar dolar gibi bir turizm gelirine ulaşmak mümkün. Ve bu bir hayal değil. Daha düne kadar mutfak kültürü patates ve balıktan ibaret olan Danimarka, kısa sürede yeme içme alanında dünyanın en önemli ülkelerinden biri haline gelmeyi başardı.
Başta Danimarka olmak üzere Kuzey Avrupa ülkeleri yemek konusunda en önemli merkezlerden biri haline geldi. Artık bu ülkelerdeki menüler, kilometre hesabıyla oluşturuluyor. Ürünler en yakın coğrafyadan temin ediliyor. Karbon ayak izi bırakmayan menüler hazırlanıyor. İyi yemek, günümüz dünyasında çok önemli bir hareket...
İzmir de bereketli toprakları ve eşsiz iklimi ile bu alanda rakipsiz. Dünyanın en kaliteli ürünlerini İzmir’in ilçelerinden temin etmek, iyi tarımla yetiştirilmiş ürünlerden emsalsiz menüler hazırlamak mümkün. Bizim artık bu konuya odaklanmamız gerekiyor. Gastrofest İzmir’i bu yolda atılmış önemli adımlardan biri olarak görüyor ve destekliyorum.
