Giriş
Dünya, 16 yaşındaki genç İsveçli Greta Thunberg’i konuşuyor. Her ne kadar yaptığı iş tüm dünyanın faydasına da olsa özellikle sosyal medyada yazılıp çizilenler aynı oranda olumlu değil... Sevimsiz bulan, küstah olduğunu söyleyen de var, işi daha da ileri götürüp genç kıza “Ucube” diyen bile var.
Oysa Greta sadece farklı... Çünkü o Asperger sendromlu bir birey. Asperger sendromu çocukluk döneminde başlayan ve sosyal etkileşimi zorlaştıran bir sorun. En önemli belirtileri aşırı içe kapanıklık, iletişim sorunu ve beceri zayıflığı.
Genel özellikleri itibarı ile otizme benzeyen bir rahatsızlık. Belki de o nedenle bu kadar rahat, o nedenle milyarlarca insanın olamadığı kadar cesur Greta...
Yoksa hangi babayiğit Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda salonu dolduran dünya liderlerinin karşısına dikilip, “Bu çok yanlış. Burada olmamalıydım. Okyanusun diğer tarafında okulumda olmalıydım.
Ama hala umut gençlerde diyorsunuz. Bu ne cüret? Boş laflarınızla benim rüyalarımı, çocukluğumu çaldınız” diye haykırabilirdi.
Dolayısıyla hemen eleştirmek yerine, bu kız dünya için ne yapmaya çalışıyor diye dönüp bakmakta, biraz okuyup araştırmakta fayda var. Greta Thunberg, “İklim için okul grevi” kampanyasını tek başına başlatalı bir yılı geçti.
O sırada 15 yaşında olan Greta, haftada bir gün okula gitmeyi reddederek İsveç parlamentosu önünde protesto gösterisi yapıyor ve elindeki dövizlerle dünya liderlerini çevreyi korumak için adım atmaya çağırıyordu.
Bir süre sonra Greta dünyanın dört bir yanındaki öğrencilere çağrı yaparak iklim için harekete geçmelerini istedi.
Sosyal medya üzerinden bu çağrı “Cumalar, geleceğimiz için” sloganıyla dev bir kampanyaya dönüştü. Mart ayında Nobel Barış Ödülü’ne aday bile gösterildi. Mayıs ayında Greta Time Dergisi tarafından “Dünyanın en etkili kişisi” seçildi.
Haziran ayında insan hakları örgütü Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) Greta’ya 2019 yılı “Vicdan Elçisi” ödülünü verdi. Eleştirenlere sormak istiyorum: Siz 15-16 yaşınızdayken ne yapıyordunuz?
Konuya bu açıdan yaklaşmakta sonsuz fayda görüyor ve dünyamızın geleceğini kurtaracak yeni neslin cesur bir temsilcisi olarak gördüğüm Greta Thunberg’i ayakta alkışlıyorum.
TÜRKİYE’Yİ ŞİKÂYET MESELESİ
Greta’nın ülkemizde en çok tepki çeken adımı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu beş ülke hakkında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yeterli adımları atmadıkları gerekçesiyle UNICEF’e şikâyet etmesi.
ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya gibi karbondioksit salınımı açısından dünyayı en çok kirleten ülkeler dururken Türkiye, Fransa, Almanya, Brezilya ve Arjantin’i şikâyet etmesinin arkasında komplo teorisi arayanlar bile var.
Oysa bu sorunun cevabı Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. Protokolü’nde yatıyor. Aralarında Türkiye’nin bulunduğu 45 ülkenin imzaladığı protokol, imzacı ülkelerde bulunan çocuklara hak ihlallerine karşı bireysel hak arama ve adalete erişim imkânı tanıyor. Komite sadece bu protokolü imzalayan ülkelere yönelik şikâyetleri kabul ediyor...
Greta ve arkadaşlarının haklarında şikâyet dilekçesi hazırladığı beş ülke, protokolde imzası bulunan ülkeler. ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya isteğe bağlı imzalanan sözleşmeyi imzalamadığı için haklarında bir şikâyette bulunmak mümkün değil.
Asıl sorulması gereken soru şu: Biz attığımız imzanın arkasında neden durmuyoruz? Ya da arkasında durmayacaksak neden imzalıyoruz?
