Giriş
Modern çağda yaşanan en büyük salgının olumsuz etkileri arttıkça, hayatımıza getirdiği kısıtlamalar da çoğalıyor. Ülkelerarası ulaşım neredeyse tamamen durdu. Ülke içinde şehirlerarası yolculuk yapmak bile belli kurallara bağlı. Bazı köy ve kasabalar karantinada. Çocuklar okula gidemiyor. 65 yaş üstündekiler ve 20 yaş altındakiler evden çıkamıyor. Nüfusun geriye kalanı da çalışmak zorunda değilse sadece gıda, ilaç gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için evden dışarı adım atıyor.
Bunca sınırlayıcı engel arasında salgın, iyi şeyler yapmak için yeni fırsatlar da sunuyor. Geçtiğimiz hafta içinde yapılan toplantılar sonucunda, Türkiye’nin tüm illerinde faaliyet gösteren kalkınma ajansları tarafından çok önemli bir kaynak yaratıldı.
İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Başkan Vekili olduğu, benim de yönetiminde yer aldığım İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), COVID-19 salgın riski ile mücadeleye katkı sağlayacak ve bu salgının etkilerinin azaltılmasına yönelik acil çözüm sunan projeleri desteklemek için 15 milyon liralık bir bütçe ayırdı. İzmir’de bulunan kâr amacı gütmeyen kurum ve kuruluşların yanısıra kâr amacı güden gerçek ve tüzel kişilerin de yararlanabileceği programın tüm başvuru ve onay süreçleri, dijital olarak gerçekleştirilecek.
Yani süreçte hiç kimsenin yüz yüze gelmesi gerekmeyecek. Programın önceliği, başta en yüksek risk grubunda sayılan yaşlılar, kronik rahatsızlığı olanlar, bakıma muhtaç bireyler ve engelliler olmak üzere, “sosyal mesafeyi koruma” ve “evde kalma” tedbirlerinin sürdürülebilir bir şekilde uygulanmasının sağlanması ile salgın hakkında bilgilendirici, farkındalık artırıcı, yönlendirici ve bilgi kirliliğini önleyici faaliyetler içeren projeler olacak.
Ayrıca COVID-19 salgınına karşı önleyici ve koruyucu tedbirler kapsamında acil ihtiyaç duyulan ürün, hizmet ve organizasyonların geliştirilerek uygulanması da programın öncelikleri arasında... Salgın nedeniyle ekonomik faaliyetlerin yürütülmesinde yaşanan ve yaşanabilecek aksaklıkların giderilmesine yönelik çözümler sunan projelere de kaynak sağlanacak.
Bu programdan faydalanmak, içinde bulunduğumuz zorlu dönemde ‘iyi şeyler’ yapmak isteyen başta üniversiteler olmak üzere herkesi, İZKA’nın web sitesi üzerinden detaylı bilgi almaya davet ediyorum. Unutmayın; son başvuru tarihi 30 Nisan. Haydi İzmir; gelin hep birlikte ‘iyi şeyler’ yapalım.
ARTIK HER ŞEY DİJİTAL
Koronavirüs kısa sürede yaşama dair o kadar çok şeyi değiştirdi ki, bugüne kadar her türlü değişime direnen kuşaklar bile teknolojiye hızla adapte olmayı başardı. Daha düne kadar bilgisayarı açmak için bile çocuklarından, torunlarından yardım isteyenler, artık hasret kaldığı yakınlarıyla görüntülü olarak konuşuyor.
Bırakın Whatsapp yazışmasını, kısa mesaj atmaktan bile imtina edenler, şu anda hemen her mecrada yeni hesap açıyor. Şirketlerde veya sivil toplum örgütlerinde uzun toplantıları sevmeyenler, zoom veya benzeri uygulamalarla yapılan toplantılara müthiş ilgi gösteriyor. Öyle ki hem toplantılara katılan sayısı hem de toplantıların verimliliği arttı.
Dünya değişiyor ve gözlemlediğim kadarıyla artık herkes bu değişimde yer alabilmek için birbiriyle yarışıyor. Elbette bu salgın yüzünden hayatımız hiç alışkın olmadığımız kadar sınırlandı ancak bu durum geçici... Süreç tamamlanıp virüs bir tehdit olmaktan çıktığında, teknolojik açıdan her bireyin eskisinden çok daha donanımlı olacağı kesin.
