Işınsu KestelliMarka şehir olmak

HABERİ PAYLAŞ

Marka şehir olmak

Dünya üzerinde kaç şehir bulunduğunu hiç merak ettiniz mi?

Şahsen, dünyanın önde gelen marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’ın “City Index 2024” araştırmasının sonuçlarını görene kadar hiç merak etmemiştim.

Konuyu araştırdığımda karşıma çıkan sayıya inanamadım.

Dünya üzerinde, mevcut 208 ülkeye dağılmış irili ufaklı 2 milyon 469 bin 501 şehir bulunduğunu gördüm.

İyi de bu şehirlerin kaçını biliyoruz ya da hangilerinin marka değeri yüksek?

Bu sorunun cevabı da Brand Finance’ın “City Index 2024” araştırmasıyla cevap buluyor.

Haberin Devamı

Kuruluş, şehirleri, tanınırlık, saygınlık ve tercih edilebilirliğin yanı sıra iş hayatı ve yatırım cazibesi, kültür ve miras, bilim ve eğitim, yönetişim, yaşanabilirlik, halk ve değerler, sürdürülebilirlik olmak üzere 7 ana başlık ve 45 alt başlıkta araştırdı.

Sonuçta, geçen yıl olduğu   gibi bu yıl da listenin ilk üç sırasında Londra, New York ve Paris yer aldı.

Tokyo 4’üncü sırada bulunurken Dubai 5’inci, Singapur 6’ncı, Los Angeles 7’nci, Sydney 8’inci, San Francisco 9’uncu, Amsterdam 10’uncu oldu. Geçen yıl genel sıralamada 57’nci olan İstanbul 6 sıra yükselerek bu yıl 51’inci oldu.

Aynı listede yer alan Antalya 93’üncü, İzmir 98’inci sırada kendine yer buldu.

Ayrıca tanınmada İstanbul 31’inci, Antalya 95’inci, İzmir 100’üncü oldu. Saygınlıkta da 51’inci sırada İstanbul bulunurken Antalya 93, İzmir 97’nci sırada yer aldı. Tercih edilebilirlik sıralamasında ise İstanbul 62’nci, Antalya 93’üncü, İzmir 97’nci oldu.

Elbette ki ilk 100 kent arasında yer almak büyük başarı ve hepimiz açısından gurur verici.

Ancak Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner’e göre, sadece zengin tarih ile doğanın bahşettiği üstünlük ve nimetler sayesinde kentlerimizin belli bir sırada yer alması gayet doğal.

Şehir markasını doğru yöneterek küresel sıralamada daha üst sıralara çıkmak ise gayet mümkün.

Mesela yaklaşık 5 milyar kişinin dahil olduğu internet ve dijital dünyada şehrin mevcudiyeti güçlendirerek ‘bilinme’ ve ‘tanınma’ özelliklerinde rakipleriyle boy ölçüşebilir hale gelinebilir.

Haberin Devamı

Kentlerimizi yönetenleri, İlgüner’in verdiği bu önemli ipucunun peşinden gitmeye ve özellikle dijital dünyada tanıtım faaliyetlerine yoğunlaşmaya davet ediyorum.

BURALAR ÇÖPLÜK MÜ!

Çin’in yurt dışından plastik ve geri dönüştürülebilir benzeri atıkların ithalatını durdurması ile bu alanda öne çıkan ülke  ne yazık ki Türkiye oldu.

Son yıllarda çöp ithalatımız rekor üstüne rekor kırıyor.

Dünyaca ünlü çevre örgütü Greenpeace’in yaptığı bir araştırma, tablonun ne kadar vahim bir hale geldiğini net olarak gözler önüne serdi.

Greenpeace’in araştırmasına göre, özellikle İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinden Adana’ya ithal edilen plastik çöpler, kontrolsüzce dökülerek tarım alanlarını, sulama kanallarını, yerleşim yerlerini kirletiyor.

 Greenpeace’ten yapılan açıklamada, ithal plastik atıklar nedeniyle, Adana’da numune alınan topraktaki kanserojen madde miktarının normalden 400 bin kat fazla çıktığı kaydedildi.

Adana’da tespit edilen dioksin ve furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı ve bu şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzey.

Haberin Devamı

Elbette ki geri dönüştürülebilir atıklar sanayi açısından bir değer.

Ancak biz henüz kendi atıklarımızı toplama ve geri dönüştürmede mesafe kat edememişken, ithal edilen atıklar geri dönüşüme değil rastgele atılmak suretiyle doğaya gidiyor.

Para ödeyerek değil üste para alarak bu ithalatı gerçekleştiren bazı firmalar, maalesef geri dönüşümle falan uğraşmıyor. Çöpü doğaya, parayı cebe atıyor.

Bu durumu engellemek ise çok da zor değil.

Geri dönüşüm tesisine ve belli bir kapasiteye sahip olmayan firmalara ithalat izni verilmez ve söz konusu tesisler düzenli denetlenirse hem çevre kirliliğinin önüne geçilir hem de sanayi kuruluşlarımız düşük maliyetle hammaddeye kavuşur; benden hatırlatması.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder